Hare'nin giydikleri yukarıda. Gizli psikopat ortaya mı çıkıyor ne? Bu bölüm çok uzun oldu, istediğiniz gibi uzun ve karşılaşmalı bir bölüm.
Yorum yapmayı unutmayın.
Yüreğim, darmadağınık, sarhoş ve naifti.Avuç içlerimi saçıma bastırdım, bardağı sertçe tezgaha bıraktığımda mesajla git gel yapan gözlerim telefonun titremesiyle büyüdü.
Asaf arıyordu.
"efendim?" diye tısladım.
"son anda kaçırdın beni ufaklık." sert sesi bedenime hüküm kesildi. Bedenim sert sesi arasında irkildi.
"sen manyaksın." diye soludum.
"evet!"
"beni öldürecektin." gözlerimi yerde gezdirdim "öldürtecektin."
"vazgeçtim." gözlerim alel acele oyalandığında "beni öldürmekten mi?" diye sordum.
"hayır, seni öldürtmekten." kalçamı tezgaha yasladığımda kalbim küt küt attı. Geçmemişti, bitmemişti.
"sen öldüreceksin yani."
"aynen öyle."
"kapıyorum telefonu." diye soludum. "Yaprak tüm gece evde olmadığımı anneme söylemiştir. Sen bittin."
"en iyisi mesajlarına gir, ona gece annenin yanında olduğunu söyledim. Senin telefonundan." yutkundum. Dudakların bir şey söylemek için aralandı daha sonra kıvrımlanıp yeniden kapandı.
"bahçeye çıksana sen. Orda bir yerlerde bir davet kartı olacaktı. Akşama partiye davetliyiz. Sen ve ben."
"Ne?"
"kıyafetlerin yatağının üzerinde duruyor. Onlar giy ve gel." sessizlik bedenlerimiz hüküm kesildiğinde tezgahtan kalkarak bahçeye doğrulttum adımlarımı.
.....
Aralık bıraktığım camdan içeri giren rüzgar arasından düzleştirdiğim saçlarıma, yüzüme yaptığım hafif makyaja ve Asaf'ın giymem için gönderdiği kıyafetlerin üzerimdeki görüntüsünü inceledim.
Sade ve şık olmuştum.
İlk defa bu kadar makyaj yapmış, ilk defa bu kadar mini elbise gitmiştim. Aslında şimdi spor kıyafetlerle gitmek vardı ama Asaf'ın telefonuma attığı tehdit mesajları sonucunda böyleydim.
Aslında güzeldi, ben güzeldim.
Siyah çantayı kollarım arasında aldığımda kapıyı açtım. Annem işteydi. Kayra bakıcısınıdaydı.
Soğuk tüm bedenimi kavurduğunda sokağa attım adımlarımı.
.....
Bağrışan insanlar, dans eden sarhoşlar, öpüşen çiftler. Mide bulandırıcı görüntü arasında parmaklarım arasında tuttuğum davet kartını girişteki görevliye uzattım.
Hafif tebessümü arasından partiye giriş yaptığımda telefonum avuçlarım arasında titredi.
Asaftandı.
Arka bahçedeki çamlığa gel.
Telefonu avuçlarım arasında tutmaya devam ettiğimde adımlarımı dediği yöne doğru attım. Parlak ışık gözlerimi acıtırken ürkek adımlarla ilerliyordum. Ecel ve ölüm parmak uçlarına kıvranmış olan gizli psikopat sonunda kendini gösterecekti.
Çamlığa doğru uzandığımda, arka bahçenin ön bahçeye oranla daha kimsesiz olduğunu farkettim. Yalnız ve kimsesiz olacaktık.
İki katlı eve sırtımı dönerek ilerlediğimde müziğin yoğun sesi kulaklarımı hazmetti. Avuç içlerimi saçlarıma bastırdığımda karanlık çamlara doğru ilerledim.
Şarkının arasından gelen ses beynimi yokladığında kalbim tekledi. "dön artık."
O gelmişti. O buradaydı. Ecel arkamdaydı. Ölüm bizi pençelemişti.
Yorum yapmayı unutmayın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enseme Dokunan Nefes
Teen Fictionkulağıma "şu an!" diye fısıldadı, güçlü parmaklarını ağzımdan çekmiyordu ve diğer elini yeniden kalçama götürdü "burada!" dedi, kalçamı hafifçe sıktığında ağzımdan sadece onun duyabileceği bir inilti çıktı. "Seninle!" dedi ellerini birazdaha hareket...