Bir dahaki bölümde Hare'nin ve Gizli psikopat'ın fotoğrafı da olacak.
Yorum yapmayı unutmayın.1 ay sonra,
Gecenin bol bol yağdırdığı kasvet tüm bedenlerin kucaklarına düştü. Ruhların alınlarını kazıdı.
Yağmurun, iri büyüklükte bıraktığı damlalar caddenin sonundaki iki katlı evimize düştü.
Gecenin kasveti caddeden geçen zarif bedenlerin, yıkılmaya hazır ruhlarına değdi. Kasvet boğuk bir halde, kucak kucak boğazında düğümlendi zarif bedenlerin.
Gökyüzünün koyu mavi rengi siyaha çaldı. Kıs kıs gülen havanın nidaları gökyüzünde çakan şimşeğe yenik düştü.
Yanık ve yıkık bedenler dünyanın küllerini üzerine çekti.
Küçük bir esinti rüzgar şekline bürünmüş bir halde evimize, odamın açık kalan penceresine düştü. Pencereyi örten grimsi perde geriye doğru süzüldü. Rüzgar, zayıf olan bedemin üzerine oturdu. Kahverengi saçlarım geriye doğru havalandığında, Yaprak'ın ağır uykusu bölünmedi.
Hiç susmayacakmış gibi titreyen telefon, uyuklamaya çalıştığım sırada kulaklarımı tırmaladı.
parmaklarım kahverengi saçlarıma gitti. Terden alnıma yapışan bir kaç teli ellerimden yardım alarak kulağımın arkasına sıkıştırdım. Uykulu, mahlül göz bebeklerim ve şişmiş göz altlarım karanlık odayı taradı. Uyanmama sebep olan şeyi arıyordum kendimce. Ama ne bir ize ne de bir sese rastladım.
Telefon yeniden titreyen kadar.
Yatağımın hemen yanına koyduğum küçük masaya uzandı ince kollarım. Rüzgar perdenin arkasından saçlarıma vurdu. Kahverengi saçlarım havaya kalkıp yeniden omzumun üzerine düştü.
Parmaklarım telefonu ince yüzümün hizasına getirdiğinde gözlerim uykumu bölen kişinin kim olduğunu okumakla meşgul oldu.
Kalbimde oluşan yumru git gide artarken dudaklarımdan yıkım halinde dökülen kelimelere engel olmadım.
"Gizli psikopat!"
Aklımdan geçirdiğim cümlelerin haddi hesabı yoktu. Kaç kez numaramı değiştirmiştim? Ya da kaç kez onun rahatsız etmemesi için uyarıda bulunmuştum?
Bir çok kez.
Ama her seferinde yeni numaramı bulmuş, uyarımı dikkate almamıştı.
Parmaklarım ekrana dokundu. Hiç düşünmeden reddete basmıştım.
Küçük bedenim artık usanmış, ondan bir an önce kurtulmak için gün sayar olmuştu.
Gece kasvetini yağdırmaya devam etti.
telefonu masanın üzerine yavaşça bıraktığımda ince gövdem zarif bir hareketle öne süzüldü.
Ben güçlüydüm. Ben istemiyorum diyorsam beni kimse zorlayamazdı. Buna izin vermezdim.
Gözlerim karanlığa daldı. Hemen karşısında sakinlikle uyuyan arkadaşımın siluetini seyrettim. Titreyen telefonum onu uyandırmamıştı. Annem bu gece çalışacağı için Yaprak benimle birlikte kalıyordu.
Avuç içlerim beyaz örtüsümü üzerime çektiğinde ayaklarımı yatağın ucuna doğru uzattım. Her an geri uyumaya hazırdım. Tek yapmam gereken başımı yastığa koymak ve kahverengi gözlerimi kapatmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enseme Dokunan Nefes
Novela Juvenilkulağıma "şu an!" diye fısıldadı, güçlü parmaklarını ağzımdan çekmiyordu ve diğer elini yeniden kalçama götürdü "burada!" dedi, kalçamı hafifçe sıktığında ağzımdan sadece onun duyabileceği bir inilti çıktı. "Seninle!" dedi ellerini birazdaha hareket...