23.

45.3K 1.3K 452
                                    

       
    
        İnstagramdan gelenler?

     Bundan sonraki bölümlerin hangi gün geliceğini biliyorsunuz.

    
      Yorum yapmayı unutmayın.

Kendimi geriye doğru çektiğimde, parmakları kolumu serbest bıraktı, dizlerini yataktan çekti ve ayağa kalktı. Telefonunu kenara bıraktığını gördüğümde kapıya doğru yürüdü.

"Nereye gidiyorsun?" diye sordum, yataktan hızla kalktığımda.

    "Beni burada bırakamazsın."

    "Sen burada kalıyorsun" bağırarak söylediği söz beraberinde sertçe kapanan kapıyı getirmişti.

    Yatağa oturduğumda, Asaf'ın çalan telefonuna baktım. Onu buraya bırakmasındaki sebebi anlayamasamda, parmaklarım telefonu avuçları arasına aldı ve kaydedilmeyen numarayı soğuk bir mesafeyle tutabildi.

    Parmaklarım tereddütle telefonu açtığında "efendim?" diyebildim.

    "Hare?" Selin'in sesi kulaklarımda yankılandığında, Asaf'ı araması yeniden buz şekline dönüşmeme yetmişti.

     "Benim" dedim durgun bir halde.

       "Asaf'ı sabahtan beri arıyorum ve açmıyor."Asaf deyişi beynime dizginlerini vurdu. Dün yaşadıkları şeylerden dolayı diye olduğunu düşünüyordu içimdeki duvarlar.

      "O bilerek açmadı." bilmiyordum. Bilerek açmadığı hakkında uydurduğum şey üzerine donuk bakışlarla bakmaya devam ettim.

     "Dün beni eve bıraktı ve ortadan kayboldu."

        "Dün gece birlikte değil miydiniz yani?" beynim sevinç çığlıkları atarken bir yandan da yıkılmaya devam ediyordu.

       "Hayır" dediğinde,

         "O benim yanımdaydı ve seninle konuşmak istemiyor." dedim ve telefonu kapattım.

     Yataktan kalktığımda, kilitlenmemiş olan kapıya doğru yürüdüm.

.....

Yağmur çiseliyordu. Gözlerimi Siyah ayakkabılarımda gezdiriyordum. İnce ve küçük yağmur taneleri, her adım attığımda önüme düşüyordu. Bazen ayakkabımda izler bırakıyordu.

"Buraya hiç gelmedim." dedim, Asaf'a. Arkasından nereye gidiyorsun diye bağırdığımda, biraz yürüyeceğini söylemişti. Telefonu ona uzattığımda yürümeye devam etti, Bende inat ederek onunla birlikte gelmiştim. Dışarı çıkmadan o odada kalamazdım.

"Şimdi gelmiş oldun." dediğinde, yağmurun sesinin vermiş olduğu tını arttı ve kulağımı doldurdu.

Burnuma temiz havayı çektiğimde, yağmurla birlikte toprak kokusunun hazzını bir arada almıştım. Bu ikiliyi her zaman için seviyordum.

Başımı kaldırıp, yanından geçerken teker teker kaybolan ağaçlara baktım.

Muhtemelen, içlerinde kuş yuvalarını bulunduruyordu.

"Buraya ne zamandan beri geliyorsun?" diye sordum. Ona kızgınlığım geçmemişti ama bunu merak ediyordum.

"Çocukluğum burda geçti." dediğinde, sesi sert ve olabildiğince farklı bir tınıda yükselmişti. Sesindeki kırgınlığı hissettim. Çocukluğunda bir şey mi yaşamıştı? Hiç bir zaman çocukluğundan konuşmayı tercih etmeyen Asaf, şimdi çocukluk kelimesini ağzına almıştı.

Enseme Dokunan NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin