Uzun bölümlere başlamış durumdayız. Artık uzun bölümler gelecek. Yorum yapmayı unutmayın.
Sizin bayım, ruhunuz kayboldu mu hiç?
Gökyüzünde alacalı bir şimşek çaktığında bedenim hiç olmadığı kadar sıcaktı, bunu iliklerimde hissediyordum.
Dışarıda yağmur, bedenim yangın yeri.
Odamın camını kapalı tutuyordum. Perdeside iyice çekiliydi. Beni görmesin diye, sırf Gizli psikopat odamı izlemesin diye böyleydi.
Restorantta olan gözlerim önünden bir film şeridi gibi geçti, görevli bana inandığında annemin yanına onunla birlikte gelişim, Gizli psikopatı yine göremeyişim geldi gözlerimin önüne. Onu hiç bir zaman göremeyecektim sanırım. Her seferinde yok oluyordu, her seferinde.
Şimdi de yatağımda uzanıyordum. Düşüncelerim beynimde meskenini kurmuş dururken doğruldum ve dolabıma yanaştım. Duş alacaktım.
Dolabın kapağını çekerken, elim ilk gördüğüm beyaz bluz ve siyah pijamaya gitti. Üst üste duruyorlardı.
İç çamaşırlara uzandığında başka alacağım şey kaldı mı diye dolabın içerisine göz gezdirdim, kalmamıştı, alacaklarım bitmişti.
Telefonumu odada bıraksam mı diye düşündüğüm sırada şu cümleler aklımı çeldi, ya çalarda annem açarsa? Ya söylemediğim şeyleri Gizli psikopat ona anlatırsa ve annem dediği gibi elini kana bulamaya kalkarsa?
Bırakmadım.
odadan çıkıp hemen yandaki banyoya döndüm.
İçerisi uzun süre camın açık kalmasından dolayı soğuktu.
Kapıyı arkamdan ittirerek kapattığımda, kıyafetlerimi dolabın üzerine bıraktım ve aynaya yaklaştım.
Yüzüm yorgun bir haldeydi. Sadece yüzüm değildi solgun görünen, tüm bedenim yorgundu.
Aynadaki yabancı silüet bana aitti ama hiç öyle durmuyordu. Zaman ilerledikçe yüzümde yayılan solgunluk geçer miydi, ben şu şeyden kurtulur muydum?
Telefonumu küvetin yanında duran küçük çekmecenin üzerine bıraktığımda yüreğim çıkmaz bir sokağa adım attı.
Küvetin çeşmesini açtım, sıcak su akmaya başladı çeşmenin ucundan, sesi kulaklarımda hazmoldu.
Pantalonumun düğmesini çözdüğümde, bacaklarımdan geçmesine ve soğuk zemine düşmesine izin verdim. Onu kenara koyduktan sonra hırkamı kollarımdan geçirdim ve bluzumu çıkardım, iç çamaşırlarımla kalmıştım. Parmaklarım ikisinide çıkardı. Artık çıplaktım. Duş alabilir duruma gelmiştim. sol bacağımı küvetin içine soktuğum sırada akmaya devam eden suyu kapattım. Sağ bacağımıda içeri soktuğumda, oturdum ve sıcak suyun tüm bedenimi ısıtmasına izin verdim.
Gözlerimi kapattım her şeyi unutmak istercesine. Biraz rahatlamak birazda gevşemek istiyordum. Gözlerim kapalı öylece durdum. Parmaklarım küvetin kenarlarına dokundu ve sonra geri çekildi. Sıcak su bedenimin kıvrımlarında hareket ediyordu. Tüm vücudum rahatlamış ve bir an için bugün olan her şeyi unutmaya çalıştı, başarılı olmuştu.
I know that we are upside down, gözlerim ani bir korkuyla açılırken, az önce her hücresine kadar rahatlayan bedenimi korku kapladı.
Sesin geldiği yöne çevirdim gözlerimi. Kıyafetlerimi bıraktığım yerde dolaştı. Gözlerimi oraya çevirdiğim anda küçür bir şey gördüm, az önce farketmediğim küçük mp3 çalar.
-So hold your tongue and hear me out
Sss yükselmeye, çalmaya devam ediyordu. Bu Stay the night, şarkısıydı. Bu şarkı, bugün söylemediğim ama her duş aldığımda mırıldandığım ve sonuna kadar ezberlediğim şarkıydı. En çok bu şarkıyı seviyordum. Ruhum diken diken olduğunda Gizli psikopatın söylediği cümleler ılımış banyoda bedenimde ahkam kesti, en sevdiğin şarkı listemde birinci sırada yer alıyor.
Çalmaya devam ediyordu ki hiç bir şey yapmadan şaşkınlıkla ayaklarımı izliyordum. Şarkının sesi arasından gelen mesaj sesi sayesinde düşüncelerim arasından çıktım. Arkamı döndüm ve telefonumu çekmecenin üzerinden aldım.
Mesaja girdiğimde şarkı çalmaya devam ediyordu. Mesajın kimden geldiği aşikardı. Gizli psikopat diye mırıldandım.
Gizli psikopat:
-Sen söylemezsen ben de kendim açarım."pislik!" diye söylendim. Telefonu bıraktım ve sular tüm vücudumdan damlarken ayağa kalktım.
Ayaklarım zemine bastığında aceleyle mp3 çaların olduğu yere gittim ve düğmesine basarak kapanmasını sağladım.
Tüm vücudum titriyordu, ne yapacağımı bilmiyordum. Öylece durmuş mp3 çalara bakarken kapının çalmasıyla arkamı döndüm.
"Hare, senin için bir şeyler geldi." gelen annemdi, sesi üzerine "neymiş?" dedim, sesimi oldukça normal tutmaya çalışıyordum ama yinede titriyordu.
Poşet kağıdı ve ambalaj sesi duyduğumda "Bir kaç şarkı listesine benziyor." dedi annem.
Bir şey söylemedim, annemin devamını getirmesini bekledim. "kağıdın üzerinde ufaklık yazıyor." dedi sesini bana duyurmak için biraz yükseltmişti. yeniden yeniden bir şey söylemedim. Dilim bir şey söylemek için ucuna gelecek olan kelimeleri getiremiyor, boğazım tüm cümleleri yutuyordu resmen. "Ve bir de bunları getiren kişi aşağıda seni bekliyor." dedi. Bir saniye sorguladım, niye?
"Seni görmesi gerekiyormuş. Ufaklık derseniz kim olduğumu anlar dedi ve kitapçıyla ilgili olduğunu söyledi." annemin, söylediklerini anlamaya çalıştım, az önce aşağıda mı dedi o?
Aşağıda mı?
Gizli psikopat aşağıda mıydı? Hayır anne dedim içimden, ne yaptın sen?
Telefonum titrerken parmak uçlarıma yayılan sıcaklıkla mesaja girdim. Gizli psikopattı.
-hadi ama ufaklık, aşağıda seni beklerken canım sıkıldı. Gelmiyor musun?
Soğuk merasimi gereği bedenlerin uğuldayan ruhlarına vurdu. Kara kış bedenleri yormaya mesken tutmuştu.
.....
Geceleri tüm çocuklar uyurdu, babaları olmayan çocuklar hariç, çünkü onlar bayım geceleri ağlardı.
Yorum yapmayı unutmayın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enseme Dokunan Nefes
Teen Fictionkulağıma "şu an!" diye fısıldadı, güçlü parmaklarını ağzımdan çekmiyordu ve diğer elini yeniden kalçama götürdü "burada!" dedi, kalçamı hafifçe sıktığında ağzımdan sadece onun duyabileceği bir inilti çıktı. "Seninle!" dedi ellerini birazdaha hareket...