28.

33.8K 1K 642
                                    

       En uzun bölüm geldi. Bazı şeyler çözüme kavuştu.

          Yorum yapmayı unutmayın.

        Hayasız acı masum geleceğin gölgesinde durup zehrini saf bedenlerin kucağına oturtturdu. Acımasız olduğu kadar bedel aldırmaya susamıştı adeta. Ölüm sarmıştı dört bir yanını saf bedenlerin. Korku dört bir yanda koşturmaya devam ederken kirli ve kötü tarafını dünyaya sıçrattı. Sıçrayan şeyin üzerimize bulaşmış olduğundan şüphe duymaksızın, dudaklarıma yayılan ıslaklığı ve sert baskıyı hissettim. Karşımda uzanan ve sert öpücüğüyle beni baştan çıkaran kişi her ne kadar korkunç gibi gözüksede o an için hiç bir şeyi umursamıyordum. Avuç içlerim güçlü vücuduna sabitlenmiş öylece duruyordu. Yağmurun hızlanmaya başladığını bile hissetmek istemedim o an. Hiç bir şeyi. Hissetmek istediğim tek canlı şey Asaf'ın yumuşak ve güzel dudaklarıydı. Öpüşü daha sert bir hal aldığında içimdeki kıvılcımda daha kavurucu bir ateşe dönüştü. İçimdeki dinmek bilmeyen kavruluş hızla yayılıp parmak uçlarıma baskı uygular hale geldiğinde dibi görünmeyen bir yola girdiğimizin kanısına varıyor oluşumu farkettim.

    Dudaklarıma daha fazla erişmek için hafifçe doğruluğunda gözlerimi kapayıp açtım. Kapayıp açtığım o bir saniye, üzerime daha fazla uyguladığı baskıyı beraberinde getirdi. Onu hissedilir oluşum daha da arttığında ıslak dili ve dudakları arasından nefesimi tutmayı denedim. Başaramayacak oluşum ürperticiydi. Şu an da yaşadığımız durumun taşıdığı ürperticilik gibi.

      

      Ruhumu sürükleyen varlık beni kurtarabilir mi? Sürüklenen aciz ruh kendini ebediyen hissettirdiğinde, nefes almak için bocalayan her insan zamanın geldiğini anlayıp boşa çaba harcadığınının farkına varacaktı.

     Parmaklarını belimde daha fazla hissettim. Beni kendine doğru çektiğinde gök gürültüsünün baygın ve sert sesi ulaşmayı başardı her şeye gizlemiş olduğum kulak boşluğuma. Gök gürültüsü durduğunda, Asaf'ın sert öpüşünün altında inleyişim geldi kulağıma. Her şey boğuk bir halde bizi izliyor ve kulak kesilip duymayı umuyordu sanki. Öpüşüne bu denli karşılık veriyor oluşum ruhumu değişik hazlara sürüklüyordu. Dudaklarını araladı. Bitiyor mu diye sordum içimden. Beş dakika süren, tarifi olmayan güzel şey sona mı eriyordu? Dudaklarını aralayışının başka ne gibi bir sebebi olabilirdi?

    Asaf durduğunda her şeyin durduğunu düşündüm. Her saniye atan yelkovan bile durdurmuştu hareketini. Uçsuz bucaksız bir çatı, üfleyen dumanını bile havaya boşaltmaktan kaçınır hale geldi o aralanan dudakların arasından. Korku bedenimle birlikte ruhuma karışmaya yeniden başladığında, bu sefer boşta kalan nefesimi daha rahat tutabildiğimi farkettim. Asaf'ın dudaklarını hissedişim yok olmuştu.

     O süre zarfında kokumu içine çekişine karşılık verdim. O güzel kokusunu içime çektiğimde her şeyi unutmaya yetecek kadar güzellikle doluşmuştu burnum. Bu anın bitmesini istemiyordum. Devam et dedim içimden. Seni hissetmeyi durdurmak istemiyorum Asaf devam et.

 

     Dışa vurulmayı bekleyen tonlarca cümle varken, her cümle kendini bataklığın dibine gömmüştü. İçimden dışa vurulmayı hak eden cümleler de öyle.

    "Hare!" dudakları Dudaklarımdan uzaklaştı. Dokunuşun kaybettiğim andan itibaren onu tekrar istediğimi farkettim. Bu yanlıştı. Hiç olmaması gereken bir yargı hiç yaşanmaması gereken bir olay ve hiç gidilmemesi gereken bir yoldu. Hepimiz yanlış kusurların esirleriydik. Yanlış tuzaklara itilmeye mahkum edilmiş birer kemik parçasıydık.

Enseme Dokunan NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin