Yine kısa oldu biliyorum ama orada kesmeliydim. Yorum yapmayı unutmayın.
Ninniler fısıldardı bir anne, çocuklarını doyurmak için gecesini gündüzüne katardı bir baba. Evet, benim ninniler fısıldayan bir annem olmuştu ama gecesini gündüzüne katacak bir babam olmamıştı. Benim babam olmamıştı, kalbimdeydi ama on altı yıldır yoktu.
Avuç içlerime temenni ettiğim direniş sayesinde ellerimi lavobanın tezgahına dayadım. Zar zor nefes alıyordum. Telefon yüzüme kapanmadan hemen önce şunları fısıldamıştı; şimdi dikkat çekmeden koridorun sonuna gel seni bekliyorum.
Kalp atışım zaman ilerledikçe, yelkovan döndükçe daha beter atıyordu.
Soluksuz ve düzensiz nefesim arasından kapıya doğru yürüdüm.
Bir günde mahvolmuştum. Daha önce böyle bir şeyle karşılaşmamıştım ki? Ne yapacağımı bilmiyordum, onun ne yapacağını kestiremiyordum.
Telefonu kapattığından beri tek yaptığım şey numarasını gizli psikopat diye kaydetmek olmuştu. Şimdi yüzünü görebilecek miydim?
Lavobadan çıktığımda biri beni görmeden sıyrılmayı başardım. Adımlarım sıklaştı.
Sadece derin bir nefes almakla yetindim ve ilerlemeye devam ettim.
Korkuyordum birazda çaresizdim. Şu an masada beni bekleyen annemin yanına dönebilirdim. Kollarına sarılırdım ona her şeyi anlatırdım.
"yapamam." diye fısıldadım sessizce. "yapmam."Duvarın başına geldiğimde bir elimi duvara dokundurdum ve sürterek ilerlemeye başladım.
Yavaş adımlarla ilerliyordum.
Ses çıkarmadan, gürültü yapmadan.
Henüz ne biriyle karşılaşmış ne de en ufak bir tıkırtıya benzer ses duymuştum.
Dönemeçli ve dar duvarın sonuna gelen bedenim arasından gözlerimi ilerideki boşlukta gezdirdim. Burası geldiğim dar duvara göre daha genişti.
Bu bölüm büyük ihtimalle çalışanlar içindi, yemek yemeye gelenler için değil.
Bir cep telefonu sesi işittiğimde, ses bir saniye sonra kesildi. Küçük bir inilti yükseldi dudaklarımdan.
"Kim var orda?" diye sordum ileriyi görmeye çalışırken.
Yolun sonu ona dayanıyordu, Gizli psikopata.
Yavaşça ilerlemeye devam ettim.
Kolidorun bitişindeki duvarın sonuna yaklaştığımda az önce titrememe ve küçük bir çığlık atmama neden olan telefon çaldı.
Kestiremediğim zil sesi yutkunmama sebep oldu.
Bu zil sesi değildi ki.Geceleri hatırlatan şarkıydı bu, benim şarkım. Belkide zil sesiydi ama Asaf neden çalıyordu o halde?
Her gece uyumadan önce dinlerdim. Bu şarkı benim en sevdiğim şarkıydı.
Olamaz dedim içimden. Bunu nerden biliyor?
Hatırlamaya çalıştım, sokakta seslice dinledim mi ya da söyledim mi diye.
Anımsadığım tek şey gece yatarken dinlediğim oldu. Ben dışarıda seslice şarkı dinlemezdim ki hatta söylemezdim bile.
Duvarın arkasında o vardı, yine oynuyordu benimle.
Gece dinlerken öğrenmiş olmalıydı.
Nasıl?
Elimi duvardan çekmeden yavaşça ilerlemeye devam ettim. Şarkıyı kapattığında duvarda sürtünen elim ve düzensiz nefesimin boğuk sesi kulağıma geldi.
Duvarın sonuna geldiğimde, o odada hissettiğim nefesi daha net olmasada hissetiğimi sandım. Tenim ürperdi, o ordaydı yaklaşmıştım.
"Hanım efendi?" büyük bir korkuyla arkamı döndüğümde, sorgulayıcı bakışları arasında beni izleyen görevliyle karşılaştım.
"Afedersiniz" dedim korkuyla çektiğim elimi, diğer elimin içine götürdüğümde.
Belki Gizli psikopat orda demeliydim. Belki bu görevli anneme bile anlatamadığım beladan kurtarırdı beni.
Saçmalıyordum.
Derin bir nefes aldım. Gözlerini dikmiş burada ne aradığıma anlam vermeye çalışıyordu. Gözümü az önce nefesini hissettiğim yere çevirdim, ama yoktu. Kimse yoktu.
İki dakika da yok mu olmuştu yani?
Gizli psikopat yoktu ama çanta vardı, yerde bir çanta vardı.
Telefonum ısrarla tirediğinde yapmam gerekeni yaptım. Arayan kişinin gizli psikopat olduğuna emindim. Arkamda beliren görevliye dönmeden doğru tahmin ettiğim kişiden gelen çağrıya yanıt verdim.
Konuşmadan öylece bekledim.
"Çantayı al ve arkanda duran görevliye, onu almak için geldiğini söyle." Sert sesiyle birlikte konuşmaya devam etti. "ve bir şey daha ekleyeceğim, telefonumda sadece en sevdiğin şarkı yok hatta şöyle diyeyim." nefesim soluksuzlaşmıştı, "Duş alırken mırıldandığın şarkı ilk sırada duruyor."
Yıkım gölgesi çürük olan bir kötülüktü. Çürümeye meyilli olan ruhunu bir bedene adamıştı.
Yorum yapmayı unutmayın.
Evet arkadaşlar bu bölüme de sınır koymayalım olur mu?
Sizi zorlamak istemiyorum, içinizden geldiği gibi davranın.
Yine kıramadım ve çabuk attım bölümü.
Siz devamlı olunca iyiki oluyorsunuz.
Teşekkürler.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enseme Dokunan Nefes
Teen Fictionkulağıma "şu an!" diye fısıldadı, güçlü parmaklarını ağzımdan çekmiyordu ve diğer elini yeniden kalçama götürdü "burada!" dedi, kalçamı hafifçe sıktığında ağzımdan sadece onun duyabileceği bir inilti çıktı. "Seninle!" dedi ellerini birazdaha hareket...