Enseme Dokunan Nefes

1.

Kitabımı açtığın ve okumaya başladığın için teşekkürler. Sonuna kadar okuman dileğiyle. Yorum yapmadan geçme ve hikayenin sonunda yazdığım koyu renkli olan kısım sonucunda diğer bölümü yayınlayacağım.

Başlama tarihinizi bırakabilirsiniz.

Başlayın o zaman.

Yorum yapmayı unutmayın.

Enseme dokunan nefes.

Tanıtım.

Kaderin yıkık dökük işkencesi.

Kader seçilmiş üç bedene kasvetini boğum boğum yağdırmıştı.

Farklı üç beden, yelkovanını aynı anda döndüren belirli zaman, takvime kazılmış aynı tarih... Yıkımı gölgeleyen karamsarlık, üç bedende, farklı tesadüflerle bir araya hükmedilmiş olabilir miydi?

Olabilirdi...

Üç farklı beden aynı saniyede yıkımı pençeledi.

İntikam...

Kaderin pençelediği kirli gölge.

İntikamın kirli gölgesi.

Şeytan keyif nidası atarken yeri göğü inleten bir şimşek çaktı. Cehennem hiç olmadığı kadar sıcaktı. Kavurucu ateşini yeryüzüne yolladı. Ölüm sancı çeken bedenlere bulandı. Küçük bir bebeğin anne rahminden düşerken boğazında bir yankı oluştu. Başka bebeğin çırpınışına şahit olan çığlığı seslendi. Bir diğer bebek ölümün hazzını iliklerinde hissetti. Vahşet başına geleceklerden habersizdi. Ölüm kıvrılmış paçasına tutunmuştu. Alay ediyordu. Kadın parmaklarıyla sedyenin demirine sıkıca tutundu. Korku. Korku sarmıştı zarif bedenini. Kurtulabilir miydi, hiç bir fikri yoktu. Kadının ağzından bir inilti yükseldi. Canı yanıyordu. Ölüm başka bir bedene can verirken, onunkini sonlandırıyor muydu? Başka bir bebek geldi dünyaya. Çığlığı yankılandığında, onun korkusunu sindirecek bir annesi yoktu artık. Ölüm kadının en sancılı gününde bitirmişti işini. Olunduk bir durum oldu o süre zarfında. Başka bir bebeğin minik kalbi ritmik bir halde attı. Bebeğin saklandığı rahmin sahibi baygın bir halde yavaşlayan kalbine aldırış etmedi. O gece iki bebek aynı anda dünyaya geldi. İki masum anne. İki doğum gerçekleşti karanlık atmosferde. Biri yaşarken diğerinin kalbi hiç atmamak üzere durdu. Ölüm görevini layıkıyla yerine getirmişti.

.....

Kar sele serpe yağarken, göğün grimsi rengi çam ağaçlarının üzerine bocaladı. İki katlı evlerin bacalarından tüten duman sisli havanın nidasına karışırken gök yüzünde alacalı bir şimşek çaktı.

Genç kızın kalbi burkulmaya mesken tutmuştu. Ellerini sığdırdığı beyaz eldivenlerine göz ucuyla baktığında teninin ürpertisiyle ellerini kabanının cebine soktu.

Soğuktan donmak üzereydi.

"bu ne soğuk be!" diye tısladı, dudaklarından yükselen boğuk duman arasından.