Enseme Dokunan Nefes

38.

   Hepinize merhaba.

   Yılbaşı gecesi yayınevine mesaj atmada yardımcı olacak okuyucularım burada kendini belli edebilir mi? Buraya ben yazsın. Onlara yılbaşı gecesi hatırlatma yapıcam ve yayınevlerini hesaplarını atıcam. Kitap olmamızı isteyenler, gerçekten bizi sevenler buraya ben yazabilir mi?

     Ben bölümleri yeniden yazdım, okumayanlarınız şunu bilsin ki Harenin babası bir katil tarafından kurban edildi ve katili belli değil. Hare doğmadan önce öldürüldü. Bunu bilseniz bu bölüm size karışık gelmeyecektir.

     Ve daha önemlisi kitap olmamızı isteyen okuyucularım en az iki arkadaşınızı buraya etiketler misiniz? Okunma sayımızın artması için, lütfen.

      Medyada şarkı var.

     Yorum yapmayı unutmayın.

Yılbaşı...

18 yıl önce.

Gece alacakaranlıktı. Hava ruhsuzdu. Yol kimsesizdi. Soğuk otuzlarındaki adamın kirli sakalına ilişmişti. Ölüm adamın avuçları arasında tuttuğu silahın ucundaydı ve ecel namlunun siper aldığı adamın peşindeydi.

Rüzgar esti.

Hava daha fazla soğudu.

Ölüm sessizliğini bir müddet korudu. Ecel takılıp kaldığı namlunun ucundan çıkmaya and içti.

Kahverengi gözleri en alacalı tonuyla silahı doğrulttuğu adamı süzerken dudaklarından şu sözleri mırıldandı. "seni öldüreceğim siktiğim adam!"

Karşısındakini öldürmek intikamını alması için iyi bir yoldu.

Kanlı bir yol...

Katil kokulu sokakta ikisinden başka kimse yoktu. Bir katil ve bir kurban...

Kahverengi gözleriyle karşısında tuttuğu kurbanını bir kez daha süzdü. Bir şeyler söylemesini bekliyordu.

"sen delirmişsin!" katil delirirdi. Katil en deliydi. Katil en acımasızdı...

Dudaklarını araladığında karla serpilmiş yere doğru tükürdü. Karlı bir günde katil olmaya meyilliydi.

"sen onu elimden aldın piç!" diye tısladı. Kalbi burkuldu. Acı çekiyordu. Her şey için...

"sen zaten evlisin, o benim karım. Seninde karın var. Bak sen benim karımla hiç olmadın. Senin karın şu an doğumda, benim karımda şu an doğumda. İzin ver gideyim." kurbanının mırıldandığı sözler canını acıttığında başını salladı. İzin vermeyecekti.

Parmakları silahı doğrulttuğu kurbanına doğru ateş ettiğinde mermi adamın tam göğsüne isabet etti.

O katil olmuştu.

Kurbanının göğsünden akan kan kar'a teslim olurken beyaz lar kırmızıya bulandı.

Ecel adamın göğsünde son bulmuştu. Gece bir adamı katil yaparken bir adamım canını almıştı.

Bir adam masumca kurban edilirken bir adam insafsızca birini öldürmüştü.

Bu gece, bir anne sancıyla yaşamaya devam ederken, bir annenin nefesi son bulmuştu.

Bu gece zalimlerin en acısıydı. En kıvrımlısıydı. En kötüsüydü.

Bir erkek bebek geldi dünyaya, bir kız bebek geldi dünyaya. Onlar ölümle cebelleşirken, henüz yedi yaşında olan masum çocuğun babasının parmak uçları katilliğe, annesinin kalbi ise ölümün pençelerine sokulmuştu...