Yazarınız yine final yapamadı. Final yapmamı istemezsiniz zaten değil mi?
Uzun zamandır bölüm atamıyordum, geri dönüş yaptığımıza inanıyorum.
🌹
"Yıldızlar gökyüzündeler, onların hep yüksekte olduğunu düşünsekte bana göre onlar yanıbaşımızdalar. Eğer istersen onlara dokunabilirsin, hislerinle. Benim sevdiğim adamın teni gökyüzü, kalbi ise yıldızdı."
🌹
Keyifli okumalar.
Bugünün tarihini, saatini, gününü yazın.
• 24 Nisan
• cuma•13.45
Yorum yapmayı unutmayın...
.....
3 AY SONRA,
Hafif bir esinti ile gelen sıcak rüzgar enselerimizi yalarken kuş cıvıltıları her bir yandan duyuluyordu. Sarıyla yeşil karışımının muhteşem birleşimi ağaçların yapraklarını süslüyordu. Güneş tam tepemizdeydi, tenimize vuruyordu. Gökyüzü hiç olmadığı kadar güzelken kalbimden hiç ayrılmayan eksikliği yine en ücra köşelerimde hissettim. Arabanın arka kapısının kapandığında çıkardığı ses ağaçların hışırtısına karıştı. Kollarım bagaja uzanırken piknik sepetini koluma taktım.
Dizlerime gelen kırmızı eteğimin üzerine askılı beyaz bir bluz geçirmiştim. Piknik için ne uygun kıyafet! "bugün hava her zamankinden daha sıcak." ince sesin sahibi yanıma usulca yanaştığında başımı onaylar anlamda salladım. Yaprak piknik örtüsünü bagajdan alırken sıcaktan bunalmış olduğunu belli eder bir şekilde önüne gelen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. "Bulut!" diye seslendi başını arabanın önüne doğru uzatırken, "Kalan şeyleri de sen alır mısın, biz Hare ile güzel bir yer bulacağız."
Bulut'un cevabını duysam da çok umursamadan koluma taktığım piknik sepetiyle arkamı dönüp güzel manzarayı seyrettim. her şey muhteşemdi, yine de eksik vardı. Ağaçlar küçük göletin etrafını harikulade bir biçimde sarmışlardı. Kuş cıvıltıları dört bir yanı kuşatıyordu. Yeşilin muhteşem tonunun üzerinde ilerlemeye başladık. etrafta kimse yoktu. Sessizlik iyi geliyordu. Bu kadar eksiksiz olan doğada yine de eksik olan bir şeyler vardı işte. Bunun cevabını iyi biliyordum. Donuk bakışlarım arasında Yaprak'ı takip etmeyi sürdürdüm.
"İşte burası güzel." dedi, parmaklarıyla gösterdiği yere doğru ilerlerken. "Ağaçların gölgesi üzerimize gelirken göletin hemen yanıbaşında serinleyebilirz." dedi ve cümlesini şu şekilde sürdürdü. "Sıcaktan ölmek üzereyim çünkü."
Yaprak ilk önce örtüyü yere serdi ardından yanıma yaklaşıp elimdeki sepeti aldı ve yeniden örtüyü serdiği yere gidip sepeti örtünün üzerine bıraktı. Bulut su şişelerini Yaprağın eteğinin yanı başına bırakırken çimenlerin üzerine serdiğimiz örtüye diz çöktüm. "Bugün hava çok güzel." dedi Bulut sepetin içinden seçtiği kıpkırmızı elmayı dudakları arasına götürürken.
Yaprak yiyeceklerimizi sepetten çıkarıyordu. Ona yardım ettim. Domates ve salatalıkları çıkardım ve doğradım. O sırada yaprakta sandvic yapacağımız ekmeklerin arasını açıyordu. Önceden kızarttığımız sosisleri saklama kabından çıkartıp tabağa koydum. "Size mangalda tavuk yapalım demiştim kızlar." dedi Bulut homurdanırken, "Böyle piknik mi olur?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enseme Dokunan Nefes
Teen Fictionkulağıma "şu an!" diye fısıldadı, güçlü parmaklarını ağzımdan çekmiyordu ve diğer elini yeniden kalçama götürdü "burada!" dedi, kalçamı hafifçe sıktığında ağzımdan sadece onun duyabileceği bir inilti çıktı. "Seninle!" dedi ellerini birazdaha hareket...