Özel Bölüm

11.1K 360 89
                                    

            Özel bölümler gelmeye devam edecek. 


           Yorum yapmayı unutmayın... 

        Kalbim yangın yeri, yüreğim küllerinden doğan duman, ruhum darmadumanın aksine sarhoş... Nabzım normal seviyesinde atmayı sürdürürken avuçlarım arasına aldığım beyaz çarşafı havaya doğru kaldırdım. Saçlarım bir miktar uçuşurken beyaz çarşaf yatağımızdaki yerini bulmuştu bile. Dizlerimi yatağın kenarına sabitleyip vücudumu yatağın ortasına doğru uzattım ve kollarımla çarşafı düzledim. Yatağın düzgün olduğuna tatmin olduğumda ise vücudumu doğrulttup yerden aldığım deniz mavisi yastıkları başlığın hemen ucuna koydum. Gözlerim kırışmış kilime takıldığında "sen hep bozulnak zorunda mısın?" diye sordum sinirle. Her seferinde kayıyordu ve düzeltmek yine bana düşüyordu. Kilimi düzelttiğimde, dün geceden yere düşen kıyafetleri kollarım arasına aldım. Dün gece mısralar arasından gözlerim önüne geldiğinde kalbim attı ve dilim kurudu. Sıcak tüm bedenime yayılırken Asaf'ın vücudumda gezinen ellerini anımsadım. Omuz girintime dokundurdu dudakları, saç tellerim arasından kulağıma üflediğim sıcak nefesi... Kıyafetleri katladığımda odamızın düzenli durması için hepsini çekmeceye yerleştirdim. İyice havasız kalan odayı canlandırmak için perdeyi araladığım da güneş sanki bu anı bekliyormuşçasına odanın içerisine süzüldü. 


            İçeriden gelen kahkaha sesleri kulaklarımı tırmalarken elimi çabuk tutup beni bekleyen üç miniğim yanına doğru attım adımlarımı. Arkamda tok sesler bırakırken oturma odasının kapısına yaslandım. Kahkaha sesleri tüm odayı etkisi altına almış dolduruyorken kollarımı göğsümde birleştirdim. Kızım ve babası oyun oynuyordu. 


           Asaf ellerini kirazın minik karnına götürmüş onu gıdıklıyordu. Gözlerim Denizi aradı. Odanın en sonundaki koltuğa sinmiş, babası ve kız kardeşini izliyordu. Asaf ve kirazın sevincini bölmeden adımlarımı oğlumun yanına doğru attım. Geldiğimi farketmemişti. Sinirli bakışları arasından Asaf ve Kirazı izliyordu. Yanına oturdum. Geldiğimi farkettiğinde üzgün bir ifadeyle kahverengi gözlerini yüzüme çevirdi. Sahip olmak istediğim bakışları Asafınkilere benziyordu. Hatta aynısı denebilecek kadar güzel ve keskindi. Gözlerini babasının yakıcı kahve tonundan ve hiç bir zaman anlam veremediğim sır kapısından almıştı. Deniz babasına çok benziyordu. Yüzü babasınınki kadar güzel ve eşsiz, saçlarının tonu babasınınki kadar açık ve güzeldi. 


        Avuç içlerimi gözlerinin önüne düşen saçlarına götürdüm ve dokunmaktan en keyif aldığım saçlarımı alnından çektim. "Neyin var ufaklık?" diye sordum anne olduğumu belli eden bir tonda. Çocuklarımızın ikisinede ufaklık diyorduk. "anne?" diye sordu güzel sesiyle. Şefkatle yüzüne bakmaya devam ettim. "Babam neden Kirazla oynadığı gibi benimle oynamıyor." 


      Ortaya çıkan kıskançlık elbette açıkça belli oluyordu. Gülümsedim. "kıskandın mı bakayım sen?" hayır dercesine başını salladı. Aslında Asaf ikisiylede aynı derecede vakit geçiriyordu. Ellerimi Denizin minik karnına götürerek onu gıdıklamaya başladım. "sen kaşındın ufaklık." 


        İki çocuğumuğumuzda minik sesleri odayı doldururken, odadaki sesin sadece Denize ait olması gözlerimi Asaf ve Kirazla çevriltti. Baba kız oturmuş bizi izliyorlardı. Altıma geçirdiğim siyah tayt dizlerime yapışıp bedenimi rahatsız ettiğinde duraksadım ve Denizin yattığı koltuktan kalkmasına yardım ettim. Kiraz kollarını açıp bana doğru koşarken minik kollarıyla dizlerime sarıldı. "anneeeciiiiim." 


          Kirazı kucağıma aldığımda Deniz babasına doğru bakarak "babacığım buraya gelsene. Size soru sormak istiyorum." diye bağırdı. Kiraz ıslak ve küçücük dudaklarını yanağıma bastırıp "en canım anne benim anneem." diye söylendi. Öpmeye kıyamadığım yanaklarına bir öpücük kondurduğumda yüzünü inceledim. Minicikti. Denizin aksine Kiraz beni anımsatıyordu. Saçlarını tonu benimkiyle aynıydı. 


         Asaf yanımıza oturduğunda "ufaklık?" diye sordu. Üçümüz aynı anda Asaf'a dönerken, Kiraz hepimizden önce davranarak "hangimize dedin babacığııım?" diye sordu. Evet, Asaf evlenip iki çocuğumuzun olmasına rağmen bana hneüz ufaklık demeyi bırakmamıştı. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Çocuklarımızın şaşkın yüzlerini göremiyordum çünkü Asaf dudaklarımdan şehvetli bir öpücük alıyordu. Onları göremesemde ikisinde Asafın böyle hareketlerine alıştıklarından şaşırmadıklarına emindim. Asaf dudaklarımda ufak çaplı bir gezintiye çıktığında ellerimle onu ittirdim. Yanaklarım kıpkırmızı olsanda belli etmemeye çalışarak "napıyorsun Asaf? Çocukların yanında olmaz diye konuşmuştuk." diye soldum. 


      Eğilip önce Kirazın sonrasında da Denizin yanağından öptü. "bedenine yapışmış siyah taytla seni öyle görünce dayanamadım. Hem onlar hallerinden memnun." 


       Bir şey söylemediğim sırada Deniz ince sesiyle konuştu. "Babacığıım benim ismim neden Deniz?" diye sorduğunu işittim. Yüzümü yüzüne çevirdiğimde Asafın sert sesi odada yankılandı. Kiraz kucağıma iyice sinmiş, Asafın geçen gün aldığı kolyemle oynarken arkama yaslandım ve Asafa kulak kesildim. 



        "bizim için en önemli şey Deniz ve Kiraz. Size bu yüzden bu isimleri verdik." 


         Çok açıklayıcı olmamıştı tabiki de. Nasıl açıklayabilirdik ki? Denize hamile olduğumu Asafa ilk söylediğim zamanda Asafın sevincinden sonraki ilk söylediği şey adı Deniz olacak olmuştu. Nedenini sormuştum, seninle seviştiğimiz ilk yeri çocuğumuza vermek akıllıca demişti. Kiraza hamile olduğumda ise ben kiraz olmasını istiyorum demiştim. Çünkü yasaklı bölgede yediğimiz kirazların tadı ve o anın harikalığı aklımdan hiç çıkmamıştı. 


      Deniz kollarını boynuma doladığında Asafta kafasını omzuma yasladı ve dördünü aynı anda seni affetmedim için beni affet meleğim şarkısını fısıldamaya başladık. 



        Yorum yapmayı unutmayın... 

Enseme Dokunan NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin