Kısa bir bölümle geldim. Bu alıntı gibi bir şey oldu. Yarın daha uzunu geliyor. Sadece kısa bir hatırlatma.
Yorum yapmayı unutmayın.
Ruhsuz bir kalkan harbine sığınan uçsuz bucaksız, yeri göğe katan duygusuz kırıklar genç kızın baş ucuna çekildi. Kirpikleri yüzünü neredeyse kaplıyor gibi uzanıyordu. Yanakları uykusuna karışmış bir ruhani düşünceyle al aldı. Saçları, kahverengiye çalıyordu. Yastığa, hastanenin tozlu yastığına serilmiş kahverengi saçları toza karışmamış henüz. Mahlul bir uyku bir haftadır açılmayan gözlerine vurmuştu. Baygın bedeni beyaz teniyle olan uyumunu kaybetmemişti. Genç kızın bileklerine yayılan soğukluk baygınlığıyla örtüşebilirdi.Genç adamın irice olan parmakları, genç kızın küçük ellerini avuçları arasına aldı. Siyah kirpiklerinin altına serilmiş kahverengi gözlerinden düşen yaş damlası genç kızın uzandığı yatağın kenarına düştü. Genç adam ağlıyordu. Hemen hemen her gün yaşlarını akıttığı hastanenin bu odası onun için büyük anlam ifade ediyordu. Sevdiği, kalbinde büyük bir yara açan sevdiği baygın bir halde uyuyordu çünkü bu odada.
Daha önce diline hiç uğramamış olan dualar şimdi neredeyse her gün uğrar olmuştu genç adamın döktüğü kelimelere. İçinden bir kez daha dua etti. Sevdiğinin uyanması için.
Dudaklarını birbirine bastırdı. Göz yaşları daha hızlı daha fazlaydı. Her saniye bir öncekine göre hüzün yağdırıyordu iki bedenin üzerine doğru.
"sence de çok geç olmadı mı ufaklığım?" genç adamın fısıldadığı cümle genç kızın kulaklarına ulaşıp ulaşmadığını belli etmedi. Genç kız uzanıyordu öylece. Sere serpe baygın bir halde, başını kaldırmadan bir haftadır uzanıyordu.
Genç adam dudaklarını genç kızın saçlarına bastırdı. Burnuna çektiği koku tüm hazinesini kavuruyordu. Duymamak istediği en güzel koku olarak adlandırıyordu kendince. "daha ne kadar bekleyeceğiz?" dudaklarını bastırdığı saçlar arasından fısıldadı genç kızın kulağına. Onu duymasını isteyerek.
Yorum yapmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enseme Dokunan Nefes
Teen Fictionkulağıma "şu an!" diye fısıldadı, güçlü parmaklarını ağzımdan çekmiyordu ve diğer elini yeniden kalçama götürdü "burada!" dedi, kalçamı hafifçe sıktığında ağzımdan sadece onun duyabileceği bir inilti çıktı. "Seninle!" dedi ellerini birazdaha hareket...