Uzun zamandır yoktuk ve ben uzun zamandır bölüm atamadım. Kısada olsa bir bölüm atmak istedim. Diğer bölümü hemen atacağım, sizi hiç bekletmeden.
Benimle iletişime geçebileceğiniz hesabımı şuraya bırakıyorum, instagram hesabıma gelin. Elifnur_kaptan
Yorum yapmayı unutmayın...
Ruhunu ruhuma dikmişler be adam, kimsenin sökmeye gücü yok...
Ruhum ruhunda kaybolmuş be adam, sen dahi bulamazsın...
Göğü kaplayan mavimsi hava alacalı görünüyordu. Rüzgar her yere meskenini tutmuş yavaşça eserken, Asaf arabayı virajdan döndürdü.
Parmaklarımı dizlerimde sabitledim. Eve gidiyorduk. Elisayı şimdiden özlemiştim. İçimde ona karşı biriken özlem, duygularımı ört pas etmeksizin ortaya çıkarıyordu.
Dağ evinde bir gece kaldıktan sonra yola çıkmıştık. Eve varmamıza az kalmıştı. Yani ben öyle temenni ediyordum.
Başımı Asaf'a çevirdiğimde şimşeğin yoğun sesi kulaklarıma doldu. Gözlerim bir anlığına üzerinden hızla geçtiğimiz asfalt yola kaydı sonrasında yeniden Asaf'a çevrildi. Direksiyonu sıkıca kavramıştı, sert kıvrımlı yüzü altında yatan çocuksu bedenini seviyordum. Yakıcı kahverengi gözlerini yola adamıştı. Dudaklarının aralandığını gördüm. Saçları bir tutam alnının üzerine düşmüştü. "ne demeye izliyorsun beni ufaklık?"
Ses tonu arabanın içerisinde tüm yakıcılığıyla yankılandığında yakalanmamı duymaksızın gözlerimi Asafta gezdirmeye devam ettim. O gözlerimi dolaştırdığıö en güzel varlıktı. Benim güzel varlığım...
"hiç." dedim omuz silktiğimde. Yağmurun sesi Asaf'ın camına vuruyordu. Hızlanmaya başlayan yağmur arasından Asaf'ın sesi bir kez daha yükseldi. "giderken yaptığımız şeyi dönüş yolundada tekrarlamamızı mı isteyeceksin?" gözleri sert yüzünün kıvrımları arasında yüzüme çevrildiğinde yutkundum. Amacım bu değildi ki.
Gözlerimi Asaf'ın göğsünde gezdirdim. Hayır, bu hareketimi yanlış anlayabilirdi. Gözlerimi telaşla ön cama çektiğimde yerimde doğruldum. "hayır öyle bir şey değildi niyetim." diye soludum kısık kısık.
Elleri, emniyet kemeri altında kıvrılmış koluma değdi. Orayı okşadı. Yüzümü yüzüne çevirdim. Güzel kahverengi gözleri gözlerime çaldı. Ah kahretsin onu delicesine seviyordum...
.....
Ruhun ruhumu okşuyor, ruhun ruhumu ele geçirmiş benliğime akıyor...
Gözlerim, annemin omuzlarında biten kahverengi saçlarında dolaştı. Eğilip yerdeki poşetleri karıştırdıktan sonra çıkardığı domatesleri masanın üzerindeki tabağa bıraktı. Belimi tezgaha yasladım, kollarımı önümde duran bisküvi tabağına daldırdığımda annemin sesi kulaklarına doldu. "bugün işe gitmeyeceğim. İzin aldım."
Bisküvi dudaklarım arasında ıslanıp dağıldığında çıt sesler kulağımı tırmaladı. Avuç içlerimi güçlükle tezgaha bastırdığımda gözlerimi annemde dolaştırdım. "şu şey ne?" diye sordum boğazımdaki düğüm yayılmaya başladığında.
Sırtı dönüktü. Başını poşetten kaldırdığında doğruldum ve öylece durdu. "hangi şey?" diye sordu arkasını dönmeden.
"telefonda anlatacağın şey." boğazımdaki düğüm yayılmayı sürdürüyordu. "babamla ilgili olan hani."
Avuç içlerim tezgaha baskı uyguluyordu. Kalbimde yükselen yangın yüreğime dokunuyordu. Asaf'a ihtiyacım vardı. Beni eve bıraktıktan sonra nereye gittiğini bilmiyordum. Hiç aramamıştı da.
Annem bedenini bana doğrulttuğumda adımları kulaklarımı çeldi. Avuç içlerini yanağıma bastırdığında beni kendine doğru çekip sarıldı. Gözlerimi kapadım. Ellerimi sırtında birleştirdiğimde gözlerimden akan yaşlara engel olmadım. Islak yüzüm ve kirpiklerim arasından annemin sesini duydum. "içeride konuşalım mı?"
.....
"Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum." diye soludu annem. Yanımda oturuyordu. İçerideydik. Gözlerimi dizlerinde gezdirdim. "anlat artık anne." ellerimi yüzüne götürdüm. Yüzünü sevdim. "her şeye dayanabilirim."
Annem öksürüğünde tok sesini işittim. "babanı öldüren Katil hakkında sana yalan söyledim."
Kalbim burkulmaya mesken tuttuğunda bakışlarım dalgınlaştı. Gözlerim koyulaşmaya temenni olmuşken kuruyan boğazım arasından "nasıl bir yalan?" diye sordum.
"babanın katilinin kim olduğunu başından beri biliyordum." diye fısıldadı. Kalbim tekledi. Saçlarım gözlerimin önüne düşmüştü. "kim?" diye sordum bulabildiğim ilk fırsatta.
"hani sen bir seferinde, yani önceden benim çalıştığım bir yerin fotoğraflarını bulmuştun." Bulut ve Asaf'ın babasının şirketi diye dolaştı düşünceler beynimde. Başımı salladım. "evet hatırladım." diye söylendim.
"stayling holdingte çalıştığım zamanlarda babanı henüz tanımıyordum." ellerini dizlerime bastırıp okşadı. Kirpiklerim arasından onu seyrediyordum. Her söylediği şeyin en sonunda çıkacağı sonuç bedenimi ve kalbimi dağlayacaktı, biliyordum. Devam etmesini bekledim.
"Patronum evliydi ama bana aşıktı. Ben hiç bir zaman istemedim ve her seferinde bana yaklaşmaya kalktığında karşı çıktım." gözlerim büyürken annemin bakışları dalgınlaştı. O zamanları hatırlıyor gibiydi. Üzgün bakışları altından nefesini yüzüne doğru üfledi.
"o zamnalarda paraya ihtiyacım vardı. Annem ve babamın durumu pek iyi sayılmadı ve beni işe alabilecek çok az sayıda insan vardı. Elimde olan tek işide bu sebepten dolayı bırakmak istememiştim." derin bir nefes aldı. Tek bir kelime bile etmeden kelimelerine kulak kesildim. " sonra babanla tanıştım. Aşık olmuştum. Evlenecektik. Ama Patronum bunu pek hazmedemedi. İkimizde tehditler savuruyordu. Beni işten kovmadı ama her günümü burnumdan getiriyordu. Sözleşme imzalamıştık, bir yıl geçmeden ayrılamazdım. Babana hiç birini söylemedim. Evlendikten sonra bir sene sonra sen oldun. Ben doğumhanedeyken ise Patronum..." gözlerinden akan yaşlar artarken gözlerimden yaşlar aktı." babanın katili Patronumdu Hare."
Kalbim burkuldu. Kalbim kurak bir çöle döndü. İçime akan yaşlar dışarıya vurdu. Ruhum harap oldu. Çok kötüydü, bu çok kötüydü.
Asaf'ın babası babamın katiliydi. Evet Asaf benim katilimdi, bedenimi öldürememiş fakat çocukluğumu öldürmüştü. Asaf ve babası birer katildi. Babası babamın, Asaf ise kalbimin katili...
Yorum yapmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enseme Dokunan Nefes
Novela Juvenilkulağıma "şu an!" diye fısıldadı, güçlü parmaklarını ağzımdan çekmiyordu ve diğer elini yeniden kalçama götürdü "burada!" dedi, kalçamı hafifçe sıktığında ağzımdan sadece onun duyabileceği bir inilti çıktı. "Seninle!" dedi ellerini birazdaha hareket...