| deniz benim kızım mi? |
Salih bir hışımla yerinden kalkıp içindeki ateşi kusmaya başladı. "Kim lan o şerefsiz!" diye bağırınca nefes deniz duymasın diye dua ediyordu.
"Şş abi deniz duyacak."
"Tahir değil mi! Kesin o it herif, lan ben onu gebertmezsem!" salih o sinirle kapıya doğru koşunca babaları tüm akşam ilk kez ses çıkarmıştı.
"Oğlum sen dur," yerinden sakince kalkıp kapıya doğru yürüdü babası, üstüne ceketini giyip. "O utanmaz herifi ben öldürecem."
"Sakın!" nefesin gözyaşları akmaya başlamıştı salih babasıyla kapıdan çıktığında. Nefes hızlı bir şekilde oturma odasına gidip koltukta çaresizce oturan annesine baktı. Denizi ona emanet edemezdi, bu vaziyetteyken edemezdi. "Deniz gel annecim!" denizin gelmesini beklerken annesi de koltuktan kalkıp kocasının arkasından koşunca nefes daha çok ağlamaya başlamıştı. Tahir'e bir şey olamazdı, olmamalıydı. Tahir kızına daha doyamamışken ölemezdi, bir kızı olduğunu nefesten başka kimse söylememeliydi. Deniz elinde resimle merdivenleri inerken nefes hiç beklemeden onu kucağına almıştı. Küçük kızın elindeki resim elinden düşmüştü. Kucağında kızıyla beraber kaleli konağına koştu. Çok uzak değildi evleri, on dakikalık yol. Tabi o aceleyle o korkuyla üç dakika bile sürmezdi.
"Sen nasıl kardeşimi hamile bırakıp onu terkedersin?! Söyle lan şerefsiz it!" salih tahirin yakasına yapışmıştı, tahir çaresizdi salih'in peşinden nefesi görünce içi parçalanmıştı. Nefesin kucağında ki küçük kızı görünce gözleri dolmuştu, deniz onun kızıydı.
"Deniz benim kızım mi?" salih tahir'in yüzüne yumruk attığı halde tahir gözünü hiç sevdiği kadından ve kucağında ki kızından ayırmadı. "Kızım.." nefesin babası çok sinirliydi, ama mustafa onu geride tutmaya çalışıyordu. Saniye hanım ise salihin yumruklarını gördükçe 'oğlum' diye bağırıyordu. Asiye bunların olacağını biliyordu, asiye her şeyi biliyordu ama gözyaşlarını durduramamıştı.
"Abi yeter," nefes kızını kucağından indirip tahirin yattığı yere yanına oturdu. Salih kardeşinin yüzündeki üzgünlüğü görünce dayanamadı, tahirin yüzünü kanlar içinde bırakmış olsa da yetmemişti onun için. Ama durması gerekiyordu, katil olamazdı, yeğenini babasız bırakamazdı. "Abi.. bırak nolur.." nefes öyle bir ağlıyordu ki, canından can kopmuş gibi. Kızının öldüğünü duyduğunda ki ağlaması gibi. Salih pes edip babasının yanına gitti, babası da nefes alamıyordu sakinleşmeye çalışıyordu. "İyi misin?" nefes hıçkırıkların arasında tahirin kanlı yüzünü okşuyordu. Tahir ağrılarını umursamayıp yerinde doğrulup sevdiği kadının yüzünü ellerinin arasına aldı.
"Özür dilerim.. Her şey için çok özür dilerim.." tahir ağlamaya başlayınca etrafında onları izleyen herkes susmuştu. Kimse yoktu sanki bir tek onlar vardı. Birbirilerinin gözünün içine bakıyorlardı. Nefes özür dilemeyecekti, özür dileyecek hiç bir şey yapmamıştı çünkü.
"Anne ben çok korkuyorum." denizin minik sesi yankı yapmıştı sanki, yanakları ağlamaktan ıslanmış burnu kıp kırmızı olmuştu küçük kızın. Deniz hiç bir şey anlamamıştı, olanlardan hiç bir şey anlamamıştı. Bi tahir abisine bakıyordu, bir de annesine bakıyordu küçük kız. Tahir kollarını uzatıp küçük kızın gelmesini bekledi, kendi canından, kendi kanından kızına sımsıkı sarılmak istiyordu.
"Minik kuş.." diye seslendi kızına, gözleri kıpkırmızı olmuştu ağlamaktan. Nefesi darmadağın olmuştu, ikiside dağılmıştı. "Gel baba sana bi sarılsın.." Deniz şaşırmıştı, annesine bakıp kaşlarını çatmıştı. Dudağını ısırarak annesinin kucağına oturup sımsıkı annesine sarılmıştı. Tahir ilgisini çekmek için omuzuna dokundu ama küçük kız yüzünü annesinin boynuna sokmuştu.
"Annem?" nefes kızının yüzünü görmek için kendinden uzaklaştırdı. Küçük kız ne düşüneceğini bilmiyordu, babası mıydı tahir onun? "Sana daha önce söyleyemedim annecim, çünkü baban burada değildi.. Ama şimdi burada işte, bak.." dedi tahiri göstererek, tahir yüzüne en içten gülümsemesin yerleştirip yutkundu.
"Gelecek misin baba'ya?" Küçük kız annesinin kucağında dönüp babasına kollarını uzattı. Tahirin o anki mutluluğunu kimse anlayamazdı, kızına kavuşmuştu. Kızına sımsıkı sarılmıştı, kokusunu içine çekmişti.. saçlarından öpmüştü. "Baban seni çok seviyor.. Sakın unutma tamam mi minik kuş.. Ve bundan sonra baba senin için her şeyi yapmaya hazır, bir daha asla bırakmayacağım seni.." küçük kızın yüzüne bakıp, "Anladın mı?" diye sormuştu.
Küçük kız annesine bakıp yine babasına döndü. "hı-hı." diye kafa sallamıştı küçük kız, babasının yüzündeki kan onu korkutmuştu ama küçük kız babasına kavuşmuştu.. "Acıyor mi?" diye sorunca tahir gülümseyip nefese baktı. Nefes ağlamayı tam kesmişken yine göz yaşı dökmüştü.
"Acımıyor kızım," tahir kucağında kızıyla yerinden kalkıp saçından öptü. "Sen şimdi asiye yengenin yanına git, ben hemen geleceğim." Deniz asiye yengesinin yanına gidince nefes yerden kalktı, ne olduğunu anlamamıştı.. Tahir ne yapıyordu? "Bir çocuğum olduğunu yeni öğreniyorum." nefesin gözlerinin içine bakıyordu tahir.
"Tahir-"
"Ula insan bi arar! Ben sana numara bırakmıştım, ben giderken sana numara bırakmıştım!" tahir çok sinirliydi, o an ki sinirle nefesin kalbini kırıyordu ama hiç umrunda değildi. Nefes en önemli şeyi tahirden saklamıştı, hiç bir şey umrunda değildi. "Sen nasıl böyle bir şeyi benden saklayabilirsun?!"
"Tahir ben sana anlatıcaktım-"
"Sen BENİM kızımı BENDEN nasıl saklayabilirsin?!" etraftakiler susturmaya çalışmıştı tahiri sakinleştirmeye çalışmıştı ama tahir çok kırılmıştı, çok kızmıştı. "Benden sakladığın için seni ASLA affetmeyeceğim duydun mu nefes? ASLA!" Denizin yanına gidip onu kucağına almıştı. Nefes ne olduğunu anlamadan tahir arabaya bindirmişti denizi.
"Ne yapıyorsun?" tahir arabaya binip kapıları kilitleyince nefes ağlamaya başlamıştı. Titremeye başlamıştı, "TAHİR SAKIN! TAHİR NEREYE GETİRİYORSUN KIZIMI!" arabanın arkasından bağırıyordu ama tahir çoktan kızını alıp gitmişti. Nefes o anki boşlukla kendini kaybetmişti.. O anki sinirle bayılmıştı, sonrası onun için karanlıktı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kızımız için
Fanfiction"Şey buralarda deniz var mı?" tabi ki de var gerizekalı, karadeniz burası sonuçta of adamda diyecek ki bu ne gerizekalı bi kız böyle diye. "Var, hatta çok güzel bir yer biliyorum. Pek kimse gitmez oraya, denizin rengi.." dediğinde biraz daha yaklaş...