| asıl sağa hayurdur! |
"Kazandım, valla kazandım!" merdivenlerden aşağıya koşarken bin bir türlü bakışla karşılaştım. Evde kimsenin olmadığını sanıp kendimi kaybederken herkesin evde olacağı tutmuş.
"Eltucuğum hayurdur?"
"Hayurdur yenge?" Asiye abladan fatih'e çevirdim bakışlarımı.
"Yenge bu mutluluğu neye borçliyuk?" en son murat'a baktığımda saniye hanım konuşmaya başladı.
"Neye olsun, uşağumun yokluğuni-" asiye abla hemen yanında bitip onu mutfağa doğru sürükledi.
"Ana tahir ne dedi? Benum karumi üzma demedi mi?" ben o an saniye hanıma üzülemeyecek kadar mutluydum ve kocaman gülümsemeyle yangazlara döndüm.
"Yengeniz okula başlıyor!" dediğimde ikisi de birbirine baktı, kaç gün üstüne ilk kez 'yenge' kelimesini kabul edip kullanmıştım.
"Nasıl?" ikisi aynı anda kafalarını bana çevirince gülmemek için zor tutuyordum kendimi. İkiside o kadar komik duruyordu ki, şaşkın ördek gibi.
"Okula başlıyorum işte nasılı mi var bunun?" sofrada duran kahvaltılıklara uzanıp ağzıma salatalık attım ve gülümseyerek onların şaşkın bakışlarına inat sofraya oturdum. "Ee öyle bön bön bakacak mısınız yoksa kahvaltı yapacak mıyız?"
"Yaparuk, yaparuk." Murat ve fatih hala şaşırmış bakışlarla karşıma oturunca asiye abla sırıttı.
"Yenge şimdi biz aynı okula gideceğiz öyle mi?"
"Ne oldu yangaz beğenemedin mi?" dediğimde saniye hanımla göz göze gelmemek için direniyordum. "Korkma ha kızları kovalamam yanından," asiye ablayla göz göze gelince bi kaç sene önce yaptığımız konuşma aklıma geldi ve sırıtmaya başladım. "Belki sadece istemediklerimi kovalarım."
"İşte benum eltum!"
"Ne kada da mutli ha bak şu bizum gelinlere." saniye hanım somurtup önünde ki zeytinleri yemeye başlayınca gülmemek için zor tuttum kendimi. Artık mecburen beni gelin olarak görecekti, yani tahir öyle istiyor yoksa ben memnundum halimden.
"Nefes?"
"Efendim asiye abla?" ağzıma bi iki salatalık daha atıp sofradan kalktım.
"Hayde giyin gidelum." oda sofradan kalkınca nereye gittiğimizi merak edip ona döndüm. "Ne bakaysun öyle? Alışverişe gideceğuk iki kot'la dört sene okulu nasıl bitirecesun?"
"Asiye abla hiç gerek yok ben başımın çaresine bakarım." dediğimde merdivenlere doğru kaçtım, maaşımın tümünü zaten denize harcamıştım hiç kimseye yük olmak istemiyordum. Arkamdan 'giyin gel' diye bağırdığını duymazdan gelip yukarı kaçtım. Hiç alışverişe gidecek halde değildim. Önce denizin nerde olduğuna baktım, balımla oynuyordur diye balımın odasına girdim. Orada yoktu bende kendi odamıza bakmaya gittim, orda da yoktu. Acaba tahirin odasında mıydı? Yavaşça kapıyı açtığımda orada da kimsenin olmadığını farkettim. Bi adım içeri atmakla hata mi yapmıştım bilmiyorum ama aklıma o gün yaşadığım şeyin sonrası geldi.. ağrıma en çok giden lafları geldi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kızımız için
Fanfiction"Şey buralarda deniz var mı?" tabi ki de var gerizekalı, karadeniz burası sonuçta of adamda diyecek ki bu ne gerizekalı bi kız böyle diye. "Var, hatta çok güzel bir yer biliyorum. Pek kimse gitmez oraya, denizin rengi.." dediğinde biraz daha yaklaş...