| akşam üstü |
"Tahir yavaş," fatih ile beraber tahir'i arabadan indirip eve taşımaya çalışıyorduk. Fatih küçük, ben de büyük sayılmam, tahir iki katımızdı çokta kolay olmuyordu onu içeri taşımak "Ya tahir tüm yükünü bana vermişsin biraz da fatihe yüklensene."
"Ben dedum size konağa gidelum diye," arkamızdan saniye anneyle asiye abla geliyordu. Tabi tüm yol boyunca beni şikayet etti "Gelun tutturmiş eve gidelum eve gidelum, ne fişki bulduysa habu evde!"
"Ana, karışma çocuklara" mustafa abinin sesini duyunca sevinmiştim, bir anda üstümden yük kalkmıştı. Tahirin kolunu omuzlarımdan kaldırıp kendisi tahir'i taşımaya başladı. Sonra tahirle bakışıp "Takma anami, biliysin her zaman böyle du ha endişelu."
"Takmıyrım abi aluştuk artuk," deyip tahir bana baktı, ben ona en sıcak gülümsememle bakıp arkalarından içeri girdim. Eve girer girmez ikizler, babalarının bacaklarına yapıştılar "Oho evin neşeleri beni kapıda da karşılarmış!"
Hepimiz içeri girince saniye anne hemen mutfağa gitti, asiye abla da arkasından. Mustafa abiyle fatih tahir'i odaya götürdüklerinde ben de oturma odasında oturan buseyle denizin yanına gittim.
"N'apıyorsunuz?" deyip ceketimi çıkardım, deniz kafasını televizyondan alıp bana bakınca gülümsedi.
"Annem," diye koltuktan kalkıp belime sarıldı. Sonra etrafa bakınarak "Babam nerde?" diye sordu, gözlerimle yukarıyı göstermemle deniz ortadan kaybolmuştu.
"Buse?"
Buse koltuktan kalkınca üç kere öpüştük ve beraber koltuğa yerleştik "Naber nefes?" biraz mutsuz görünüyordu, olaylardan sonra herkes dağılmıştı.. Buse galiba sadece yangazlarla ve tahirle konuşuyordu. Diğer kalelilerle pek bir arada göremiyordum onu, yani mustafa abiyle ve ya saniye anneyle.
"İyi de, sen nasılsın? Bi mutsuz gördüm seni."
"İyiyim, boşver.. Ben çocukları yedirdim," dedi koltuktan kalkıp "Alya az yedi ama, az sonra yine acıkabilir ama söyler zaten kendiliğinden koca kız oldu sonuçta."
"O söyler ya, merak etme." dedim kapıya doğru ilerlediğini görünce "Sen gidiyor musun?"
"Gidiyim arda bekliyordur."
Etrafıma baktım, kaşlarımı çattım "Arda nerde?" diye sordum ama ardanın konusu açılınca yüzü düşmüştü. Hiç cevap vermeden ayakkabılarını giydi ve kapıdan dışarı çıktı, sonra bana dönüp el salladı.
"Görüşürüz" dedikten sonra arabasına doğru gitti, arabaya binip gidince arkasından baka kaldım. Allah allah.. anlatır bir ara herhalde..
"Nefes!" asiye ablanın sesi taa mutfaktan geliyordu "Nefees!" kafamı sallayıp kapıyı kapattım ve gülerek mutfağa ilerledim. Mutfağa geldiğimde tam yine bağıracaktı ki hemen kendimi gösterdim.
"Geldim abla hayırdır?"
"Buse nereye gitti?" bunun için mi bağırmıştı o kadar? Yıkadığı havuçları elinden alıp rendelemeye başlayınca dürttü beni "Sağa diyrim nefes?"
"Bilmiyorum ki, arda bekliyor dedi gitti."
Saniye anne bir şey geveleyince asiye ablayla beraber ona dönüp "efendim?" dedik, sonra göz göze geldik ve kahkaha atmaya başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kızımız için
Fanfiction"Şey buralarda deniz var mı?" tabi ki de var gerizekalı, karadeniz burası sonuçta of adamda diyecek ki bu ne gerizekalı bi kız böyle diye. "Var, hatta çok güzel bir yer biliyorum. Pek kimse gitmez oraya, denizin rengi.." dediğinde biraz daha yaklaş...