"Şey buralarda deniz var mı?" tabi ki de var gerizekalı, karadeniz burası sonuçta of adamda diyecek ki bu ne gerizekalı bi kız böyle diye.
"Var, hatta çok güzel bir yer biliyorum. Pek kimse gitmez oraya, denizin rengi.." dediğinde biraz daha yaklaş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
| balayı 2 |
Biraz daha sokak gezdikten sonra denize indik, terliklerimi çıkarıp sıcacık kumun ayak parmaklarımın arasından kaymasına izin verdim. Deniz masmaviydi, içini çok iyi görebiliyordum. Kumun başladığı yerin bir önünde küçük kulübeler vardı, etrafı beyaz perdeyle kapalıydı, içinde çift kişilik yataklar vardı hepsinin. Az ötede bar vardı, dükkan vardı ve insanların voleybol oynadığı ve dans ettiği yer vardı.
"Gel biz şu kulübelere bi bakalım," tamam diyemeden tahir beni çoktan peşine götürmüştü. Elimi hiç bırakmıyordu ki. Bir kaç tane kulübenin yanından geçtik, onlar doluydu, sonra sona doğru iki boş kulübe vardı "Sen burada dur ben bi soruşturayım bunları."
"Tamam," derken yatağın yanına çantamı bıraktım, sonra yatağa oturup az arkaya yaslandım "Kaybolma!"
"Asıl sen kaybolma." dediğinde bir kaşımı kaldırıp ona baktım, oda sırıtıp oradan uzaklaştı. Tahir gidince telefonumu alıp görüntülü aramadan asiye ablayı aradım, telefonu az uzağımda tutup açmasını bekledim. Telefonu deniz kocaman gülümsemeyle açmıştı, kamerayı tam yüzünün dibinde tuttuğu için bi burnuyla dişlerini görebiliyordum.
"Burnunu yediğim!" diye bağırınca kıkırdama geldi ve telefon biraz yüzünden uzaklaştı.
"Anne! Nerdesin?"
Gülümseyip etrafı gösterdim "Denizdeyim şu an, babanı bekliyorum."
"Babam nerde ki?"
Gittiği yöne doğru baktım, ama göremedim "Bir şey sormaya gitti, gelir şimdi. Sen n'apıyorsun?"
"Balımla oyun oyunuyoruz," bir kaç tıkırtı ve dönme sonra kameraya bir barbie bebek gösterdi "Bak bunu amcalarım aldı bana."
"Ne iyi yapmış amcaların annem, teşekkür ettin mi onlara?"
Sonra bir kutu almaya çalıştı eline, ama beceremedi ve kamerayı yere koydu. O an tavaya bakıyordum "Bir de bunu aldılar, ah, gösteremiyorum anne."
"Tamam annem gösterirsin başka bir zaman," dediğimde kamera yine denizin yüzünü gösterdi. "Oy! Bugün seni ısıramadım, o yüzden dişlerim acıyor ama sen gelince acısını çıkaracağım!"
"Anne ben ne zaman geleceğim?"
Yerimde biraz daha rahat pozisyona geçtim "Yarın öğlene doğru buradasın işte annem, murat amcan getirecek seni yanımıza."
Bi kaç dakika sadece denizi oynarken izledikten sonra asiye ablayla konuştum. Sonra muratla fatih de bi göründü, balımla konuştuk sonra yine deniz aldı telefonu.
