| evliyuz biz! |
Dün perdelerini çekmeyi unuttuğum camdan gözüme güneş çarpınca, kafamı yastığa bastırdım. Bedenimi sarmış olan iki kaslı kol yüzünden yerimde kıpırdayamamıştım bile. Gözlerimi yavaşça açınca güneşin tam tepemden vurmasıyla hapşırma isteği gelmişti, hapşırınca bedenimi saran kollar beni daha sıkı sardı. Bunlar kesinlikle denizin kolları değildi, ama tahirin olamazdı değil mi? Tahir deniz uyuduktan sonra gideceğini söylemişti. Korkuyla beni saran kollara baktığımda gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Zorla kendimi kollarının arasından kurtarıp yataktan kalktım. Daha doğrusu zıpladım, evet yataktan uçtum. Etrafta denize benzer hiç kimse yoktu, babasıyla annesini uyutup kaçmak.. zeki kız kime çekmiş acaba?
"Tahir kalk kalk!" Telefonumdan saate bakınca bir de işe geç kaldığımı öğrendiğimde içimden çığlık atmak gelmişti. Tahir hiç yerinden kıpırdamayınca kolundan tutup çekmeye başladım. "Tahir kalk bir an önce çık hadi," hala duvara konuşuyormuşum gibi bir his. "Tahir kafana su dökerim kalk şurdan! İşe geç kalıyorum kalk!"
"Üf tamam da tamam," uyku sersemi kafayla yatağın ucunda tarlası yanmış nene gibi oturmaya başladı. Gözlerini ovup etrafına baktı. "Çok rahat uyudum, yastığım çok rahattı." ben kalk diyorum o hala yorum yapıyor. "Sarıldığım şey de çok güzeldi."
"Tahir işe geç kalıyorum, şimdi yorum yapmanın sırası mi nolur kalk ya." dolabımdan kot pantolonla beyaz bi tişört kapıp banyoya gittim. Yüzümü ve dişlerimi fırçalayıp giyindikten sonra çıktım. Tahir kendine gelmişti. "İnanamıyorum tahir hala burda mısın?"
"Kızım ne riv riv ettun be," yatağımdan kalkıp arkamdan merdivenlerden aşağıya indi. "Hem sen işe gideceksin denizi kime bırakacaksın?"
"Sen dün gece gidecektin, neden hala burdasın?"
"Konuyu başka yerlere çevirme cevap ver," deniz koltukta televizyon izliyordu. Bizi görünce gülümsedi. "Denizi kime bırakacaksın burda ben dururken?"
"Günaydın bal kızım," dedim denizi kucağıma alıp yukarı taşıyarak. Tahir arkamızdan odaya girdiğinde ben dolaptan kıyafet aldım denizi giydirmek için. "Peşime getireceğim çocuğumu."
"Yuh," deyince kaşlarımı çatıp ona baktım. "Babası dururken kızımı oralarda süründürecek misin?"
"Şimdiye kadar böyleydi neden rutinimizi değiştireyim?!" Kıyafetleri o anki sinirle yatağa bırakıp yerden kalktım.
"Nefes artık ben varım, rutinini değiştirmenin zamanı gelmedi mi sence de?!" tahir sesini yükseltmeye başladığında ben daha da sinirleniyordum. "Babası olarak ben de kızımla vakit geçirmek istiyorum, ailemle kaynaşsın istiyorum bu benim en doğal hakkım."
"Daha önce de söyledim, ben istemiyorum kızımın ailenle sıkı fıkı-"
"Senin istemenle olmuyor o işler," tam karşısına geçmiştim, sinirden kendimi öyle sıkmıştım ki yine avuçlarımın içi kanamıştı.. ıslaklık hissediyordum.
"Dört sene önce nerdeydin? Ben denizi yedirmek için aç kaldığım günler nerdeydin tahir?!"
"Kızımı alıyorum," yatağın üstünde duran kıyafetleri kapıp, denizi kucağına alıp odadan çıktı. "işten sonra gelir alırsın."
"Tahir yapma bunu," kendimi güçsüz hissetmiştim. İçimden yine ağlamak gelmişti, canımdan can alıyorlarmış gibi. Deniz hiç bir şey anlamamıştı, şaşırmış bi bana bi babasına bakıyordu.
"Alış buna nefes," ayakkabılarını giydikten sonra kapıdan dışarı adım attı. "Bundan sonra böyle. Beraber olamıyorsak, kızımızı paylaşıcağız."
Tahir arabaya binip gidince kapıyı kapatıp sırtımı yasladım. Hep böyle mi olacaktı? Bir daha görecek miyim düşüncesiyle mi yaşayacaktım ben? Kaçırmasın diye dua ederek mi geçecek benim hayatım? Ağladığımı anlamamıştım bile, bu kadar kolay miydi kızımı benden alıp götürmek? Hisslerini hiçe saymak? Ayakkabılarımı giyip ceketimi kaptığım gibi işe gittim, inşallah müşterilerin karşısında ağlamaya başlamam. Yoksa büyük sıkıntı..
Geç kaldığım için iki saat fazla çalışmak zorunda kalmıştım, ama her an patlayabilirdim. Asiye ablaya bıraktığım zamanlar arıyordu bana durum bildiriyordu ama tahir hiç bi kere bile aramadı. Bende numarası olmadığı için arayamadım, kimseyi rahatsız etmek istemedim her an patlayabilirdim. Hemen oradan çıkıp kaleli konağa doğru yürümeye başladım, acaba neler yaptılar? Deniz beni özlemiş midir? Tahirin çocuklarla arası iyidi, ona hiç şüphem yoktu ama deniz zor çocuktu ve tahirin bilmediği daha çok şey vardı deniz hakkında. Konağa giderken ilk kez köyün içinden geçtim, annemler evde midir acaba? Eski evimi görünce kötü anılar aklıma geldi, doğup büyüdüğüm ev değildi belki de ama 6 yilimi o evde geçirmiştim. Annemlerle barışmış olsakta yine bana karşı soğuktular, babam çocuğu aldıracaksın yoksa bir daha bu eve adım atamazsın dediği günden beri hiç gitmedim zaten. Onlar çağırmadığı sürece de gitmem.
"E gi istanbulli?" tanıdık sesle arkamı dönünce, köyün dedikoducu teyzesi naciyeyle göz göze geldim. Dört senedir kaçtığım kadın şu an karşımdaydı. "Ha buradan geciysun bi selam vermiysun bağa."
"Selam," dedim soğuk bir şekilde, konuşmak istediğim son kişi telgraf naciye olabilirdi. Yoluma devam ederken arkamdan geldiğini hissetmiştim. "Hayırdır telgrafcum?"
"Hayır hayır." deyip önden yürümeye başladı, kaleli konağa yaklaşınca bahçeden içeri girdi. Dört sene üstüne dedikodumun çıkmasına izin veremem, dört sene saklanabildim emeklerimin boşa gitmesine izin veremem. Arkasından koştum tam yanına yaklaştığımda kapı açıldı, kapıda saniye hanımı görünce küfür ettim kendi kendime. Tabi ya ben geç çıktım bu saatte saniye hanım evde oluyordu. "Selamun aleyküm." deyip içeri dalınca telgraf saniye hanım beni gördü.
"Ne istiysun?"
"Kızımı alıp gideceğim," dedim içeri doğru göz atıp, fazlasıyla sakindi. "Lütfen sorun çıkarmayın ve kızımı getirin."
"Tahir yok." kapıyı kapatmaya kalkınca ayağımı arasına sıkıştırdım. Çocuk mu kandırıyordu?
"Ayakkabıları burda, saniye hanım lütfen çağırır mısınız." tam kapıyı geri itip içeri girecekken kucağında denizle birlikte kapıda tahiri gördüm. "Annem!"
"Anne!" tahir denizi yere bırakınca koşa koşa bana geldi ve kucağıma atladı. Kokusunu içime çekip boynundan öptüm.
"Oh.. Çok özledim." tahirle göz göze gelince endişe gördüm yüzünde, elinde tuttuğu ceketi bana uzatınca kafasını hafifçe eğdi.
"Minik kuş görüşürüz." tahir annesinin yanından geçip yanımıza gelince denizin alnından öptü.
Deniz "seni seviyorum baba." dediğinde tahirle birbirimize baktık, benim gözlerim dolmuştu.. Hele tahirin gözleri, mutluluktan uçacak gibiydi. Tam o anda tahirin arkasından bağırış sesi geldi, dedikodu is coming.
"Vuuuu tahirun çocuğu mi vardur? Hemde istanbulli'den!" şimdi yedik ayvayı, sen git dört sene herkesten kaç sonra en dedikoducu teyze gelsin tüm şey bozsun. "E siz bir de evli değilsinuz! Vuuuu."
Bi süre bakıştıktan sonra tahir elliyle yanağımı kavradı, ilk şaşkınlıktan kendimi çekerken sonra ne yaptığını anladım. "Özür dilerim." Diye fısıldadıktan sonra annesiyle telgraf naciyeye döndü. "Aksine, evliyuz biz naciye teyzecum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kızımız için
Fanfiction"Şey buralarda deniz var mı?" tabi ki de var gerizekalı, karadeniz burası sonuçta of adamda diyecek ki bu ne gerizekalı bi kız böyle diye. "Var, hatta çok güzel bir yer biliyorum. Pek kimse gitmez oraya, denizin rengi.." dediğinde biraz daha yaklaş...