| hatunum gel keyfim gel! |
Okul çıkışı leyladan not defterini alıp beni kapıda bekleyen tahirin yanına gittim. Dersi erken bitmiş olmalıydı ki dışarıdaydı, normalde kantinde beklerdi demek dışarda işi vardı.
"Bitti mi ders?" diye sordu yanına geldiğimde, kafamı evet anlamında sallayıp arabanın kapısını açmak için sağ tarafına doğru yürüdüm "Üşümüyor musun öyle, hırkamı al."
Kış kapıdaydı, yaz bitmişti artık boğazlı kazaklar ve bot zamanı geliyordu "Arabaya bineceğiz şimdi zaten." ön koltuğa yerleşip kemerimi bağladım o da o ara şöför koltuğuna yerleşti.
"Ağrın falan var mı? Mide bulantısı falan?"
Araba yavaşça giderken tahirin gözlerinin yolda olduğunu bile bile kafa salladım, sonra bana dönünce cevap vermemi bekler gibi "Yok iyiyim" dedim.
İç çekip "Kendini iyi hissetmediğin günler oluyor mu?" diye sordu.
Yine kafamı salladım salak gibi, adamın gözü yoldan ayrılmıyordu ki neyine kafa sallıyorsam "Oluyor" dediğimde elindeki damarlar gözüme batmıştı. Yüzü de bembeyazdı, gözlerinin altı mosmor olmuştu "Sen iyi misin?" diye sordum kolunun üstündeki çizgilere göz dikip.
"İyiyim neden?" dedi gözlerini kapatıp açarken, hiç iyi gelmemişti sesi kulağıma. Yorgun, bitkin, halsiz. "Beni boşver, bu mide bulantıları normal mi? Doktor ne dedi?"
"Bebeklerde allah'a şükür sıkıntı yok tahir daha yeni gittik ya beraber doktorun yanına," biraz koltuğumda dönüp tahire baktım, gözleri kıpkırmızıydı "Sen uyumuyor musun?" dediğimde yutkunup direksiyonu daha da sıkı tuttu.
"Uyuyorum" ses tonundan anlamıştım yalan söylediğini. Benim içimi rahatlatmak için yalan söylüyordu.
"Uyumuyorsun."
Tahir dişlerini sıkınca çenesi sıkılaştı "Gerçekten bunu mu tartışacağız?" diye sorduğunda yutkundum, böyle olmasının sebebi bendim.
"Sağlıklı görünmüyorsun."
Camdan dışarı bakmak için kafamı çevirince okula geldiğimizi farketmiştim, tahir arabayı park edip anahtarı çıkarınca elleriyle direksiyondan destek aldı "Bana iyi gelen tek şey elimden kayıp gitti, bırak da sağlığım yerinde olmasın."
Arabadan inip okula gidince arkasından baktım, kapılardan içeri girince kapıdan denizin dışarı koştuğunu gördüm ve tahirin kucağına atlayıp kollarını boynuna sarıp kafasını tahirin omuzuna yasladı. Arabadan inip yolu karşıya geçmek için sağıma soluma baktıktan sonra bende yanlarına gittim, tahir öğretmenle koyu sohbete girmişti.
"Anne!" deniz babasının kucağından bana doğru sarkıtınca kendini tahir denizi yanağından öptü.
"Babası anneyi yormayalım o zaten iki bebek taşıyor ya?" deyip onu omuzlarına kaldırdı "Seni baba omuzlarında taşısın olur mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kızımız için
Fanfiction"Şey buralarda deniz var mı?" tabi ki de var gerizekalı, karadeniz burası sonuçta of adamda diyecek ki bu ne gerizekalı bi kız böyle diye. "Var, hatta çok güzel bir yer biliyorum. Pek kimse gitmez oraya, denizin rengi.." dediğinde biraz daha yaklaş...