| belki bir gün senin olur.. |
"Deniz.." Nefes bembeyaz odada açmıştı gözlerini. Kızının adını sayıklaya sayıklaya uyanmıştı genç kadın. Annesi bi tarafında babası diğer tarafında endişeli gözlerle onu izliyordu. "Anne kızım nerde.." yerinden kalkmaya yöneldiğinde annesi onu durdurmuştu. "Anne deniz, deniz yok, deniz'i getir bana baba.." babasına dönmüştü bu sefer. "Baba nolur kızımı bul, kızımı bul.. deniz'i bul, baba lütfen."
"Kızım herkes ulaşmaya çalıştı açmıyor, asiye mustafa.. Annesinin telefonunu bile açmıyor.." nefes kafasını yastığa vurup sessizce ağlamaya başlamıştı. Çok çaresiz hissediyordu kendini, biliyordu böyle olacağını..
"Ben dört sene gözümün önünden ayırmadım kızımı.. dört senedir gözünden yaş akıtmadım.. Şimdi tahir aldı gitti kızımı, nereye gittiği belli değil.." nefes kendini öyle bi sıkmıştı ki, avucunun içi tırnaklarından dolayı kanamıştı. "Özlemiş midir beni? Kızmış mıdır bana? Anne tahir kızım ne yer ne içer bilmez ki, huyunu suyunu bilmez. Üzer, baba.."
Nefes yerinde doğrulup başını babasının omuzuna koyup hıçkırıklarla ağlamaya başlamıştı. Ailesinden hiç çıt çıkmıyordu, ne diyebilirdiler ki? Tahiri kimse bulamazdı, o istemedikçe kimse bulamazdı. Gelmesini beklemekten başka hiç bir şey yapamazdılar. "Gelir mi? Tahir kızımı bana geri verir mi?" Hiç kimseden ses çıkmayınca elindeki serum iğnesini çıkartıp yataktan kalktı. "Ben polise gideceğim."
"Kızım polis bir şey yapmaz."
"Yapmak zorunda! O adam benim kızımı kaçırdı, yapmak zorundalar." Nefes üstüne ceketini alıp hastahane koridorlarını koşmaya başlamıştı. Polis kızını bulacaktı, bulmak zorundaydı.
——
Tahir yirmi dakikalık yoldan sonra hiç kimsenin bilmediği dağ evine gelmişti. Deniz annesini istiyordu, yirmi dakika boyunca ağlamıştı küçük kız. Tahir arabayı parkedip inmişti, denizin kapısını açtığında deniz kollarını göğsünde birleştirip başka tarafa dönmüştü. "Sen baba'ya mi küstün?"
"Annemi istiyorum ben."
Tahir iç çekip kızını arabadan çıkarmak için ona doğru uzanmıştı. Deniz karşı çıkmaya başlayınca oflayıp zorla çıkartmıştı arabadan. "Deniz yapma böyle, hep annenlesin zaten, biraz da babayla ol.. Olmaz mi?"
"Annem de gelsin?" Evden içeri girdiklerinde tahir kızının üzerindeki ceketi çıkartıp onu yere bırakmıştı. Tahir konuyu kapatmak ve ortamı dağıtmak için aklına gelen ilk şeyi söylemişti.
"Sen kesin acsın? Baba sana kuymak yapsın mı?"
"Ih ıh.." küçük kız kafasını sallayıp dudağını bükmüştü. Annesi olmadan yemek istemiyordu.
"Makarna?"
"Ih ıh.." kızın canı hiç bir şey istemiyordu, annesini istiyordu sadece. Babasıyla annesi beraber olsaydı, belki o zaman sevinirdi ama böyle çok mutsuzdu küçük kız.
"Minik kuş böyle olmaz ama.. Bir şeyler yemen şart, hadi söyle ne çekti canın?"
"Burda kalem var mı?" Diye sormuştu küçük kız birden, babasının sorusunu bile takmayıp.
"Yok herhalde, neden?" Küçük kız çok sıkılmıştı şimdiden, babasının evi gerçekten çok sıkıcıydı.
"Evde ben hep resim yapıyorum, o zaman sıkılmıyorum. Asiye ablanın evinde de kalem var. Sende niye yok?" Küçük kız biraz da olsa kendine gelmişti, annesini özlemişti ama babası yanındaydı.
"E balım var ya o evde, bu eve normalde çocuk gelmez o yüzden.. Ama top var topla oynayabiliriz."
"Ih ıh sevmem." Küçük kız yerinden kalkıp gözüne kestirdiği süs gemiyi eline almıştı. "Bu kimin?" Gemi maviydi, Denizin en sevdiği renk.
"Bi zamanlar benim babamındı yani dedenin, şimdi benim, ama belki bir gün senin olur.." Tahir gülümseyip kızının yanına gitmişti, salık olan sarı saçlarını okşayıp alnına bir öpücük bıraktı.
"Annem bana bir kere senin en sevdiğin rengin mavi olduğunu söylemişti," diye başladı küçük kız anlatmaya, babasının gözünün içine bakarak. "Benimde en sevdiğim renk mavi. Ben belki beni seversin diye mavi giymiştim, parka gitmiştik ya.." deniz yere bakıp dudağını büzmüştü. "Yine annem sen ben parka gidebilir miyiz?"
"Prensesim.. Ben annene biraz kızgınım, o geçerse belki gideriz." Denizin yeşil gözleri dolmaya başlayınca tahirin kalbi paramparça olmuştu.
"Peki ne zaman geçecek?"
"Bilmiyorum, o seni benden sakladı kızım.." derken tahir yine sinirlenmişti. "Sen beni hiç sormadın mi annene?"
"Sordum ama sen beni istemedin." Diye cevap verdi küçük kız, elinde hala mavi gemiyi tutuyordu.
"Annen bana hiç anlatmadı kızım, senin gibi bir kızı ben neden istemiyeyim ki ya? Sen benim minik kuşumsun."
"Annem öyle yapmaz ki." Küçük kız annesini çok iyi tanıyordu, annesi asla yalan söylemezdi.
"Hadi tamam hadi kalk." Küçük kızın karnı guruldamaya başlayınca tahir kızını omuzlarına alıp kollarını kocaman açtı. "Uçmaya hazır mısın minik kuş?"
"Hazırım!"
"O zaman bir, iki, üç!" Tahir evin içinde dört dönmeye başlamıştı. Sessiz evde sadece ikisinin kahkahaları yankı yapıyordu, deniz annesini özlemişti ama babası da çok eğlenceliydi.
——
"E abi var mı bir gelişme?!" Karakol köşelerinde düşüp bayılacaktı nefes, 8 saattir kızı ortada yoktu. Tahir desen telefonlarını açmıyordu. Nefes artık çökmüştü, kızı olmadan nefes almıyordu.
"Sakin ol eninde sonunda gelecek orada kalacak hali yoktu da." Asiye ablası sakinleştirmeye çalışıyordu nefesi ama hiç bir işe yaramıyordu, aksine kaleli ailesi orada olduğu sürece daha da sinirleniyordu.
"Tahir bir gelsin, sizin yüzünüzü bir daha görmek bile istemiyorum. Nasıl bırakırsınız ya? Nasıl gitmesine izin verebilirsiniz?"
"Bu güne kadar tahir abimin önünde kim durabildu yenge etma." Fatih iki saniye içinde söylediğine pişman olmuştu.
"E gi oğlumi kandurdun! Bir de üste çıkmağa çalışıysın!" Saniye nefesin saçlarına dalmadan yangazlar onu tutabilmişti.
"Ben sizin oğlunuzu kandırmadım, o gitti, o bizi terketti!"
"Yalan!"
"Ana bak kızın yüreği sızlay, kızı ortalukta yok ve senun oğlun gaçirdi." Asiye nefesin çaresiz hallerine kıyamıyordu, sonuçta bir tek o biliyordu her şeyi, nefes'e o yardımcı olmuştu.
"O çocuk tahirimin çocuğu ister gaçırur ister geri geturmez." Saniye hanıma karşılık vermek üzereyken polis memuru ayağa kalkmıştı.
"Yerini bulduk, hemen bir ekip gönderiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kızımız için
Fanfic"Şey buralarda deniz var mı?" tabi ki de var gerizekalı, karadeniz burası sonuçta of adamda diyecek ki bu ne gerizekalı bi kız böyle diye. "Var, hatta çok güzel bir yer biliyorum. Pek kimse gitmez oraya, denizin rengi.." dediğinde biraz daha yaklaş...