"Korkuyorsan eğer karanlıktan bırak biri yoluna ışık tutsun."
Yeni bir günün sabahında hastaneye giriş yaptığımda hızla personel odasında üzerimi değiştirip üst kata çıktım. Hasan hoca bütün asistanları danışmanın önünde toplamış görev dağılımı yapıyordu. Adımlarıma hız verip en arkada duran Kardelen'in yanına ilerledim.
Kardelen beni fark ettiğinde başını bana doğru çevirdi "Oo... Hiç gelmeseydin Bukre Hanım."
Hızla giyindiğim için yakasını düzeltmeyi ihmal ettiğim önlüğümün yakalarını düzeltirken mırıldandım "Ya alarmın sesini duymamışım. Telaştan nasıl geldiğimi şaşırdım."
Kardelen gözlerini devirip kollarını göğsünde kavuşturdu "Uykucu şirinle bir akrabalığın olduğundan değil yani?"
Sesli bir nefes verip bizden biraz ileride duran Hasan Hocaya meraklı gözlerle baktım "Ne oluyor şuan?"
Sıkkın bir nefes verdi "Hasan hoca görev dağılımı yapıyor. Neredeyse herkese görevini verdi. Biraz daha geç kalsaydın geçen sefer ki gibi ceza yiyecektin."
"Evet. Herkes buraya baksın kalan görevleri dağıtıyorum."
Hasan hoca'nın seslenişi üzerine bakışlarımızı ona çevirdik. Kardelen elini saçlarına atıp söylendi "Ulan azıcık şansım varsa bana deli Emine teyzeyi vermez."
Hasan hoca elinde ki kâğıdı bir asistana uzattı "Semihle bugün sen ilgileneceksin. Bugün aile üyeleri onu ziyarete gelecek içlerinde çocuklarda olacak dikkatli ol."
Hasan hoca dosyadan bir kâğıt daha çıkardı "Kardelen sende bugün Emine teyzeyle birliktesin." Kardelen şaşkınlıkla mırıldandı "Nasıl ya ?"
Bakışlarını bana çevirip bıkkın bir nefes verdi "Abi olmayan şansıma tüküreyim. Ruhumu yaşlandırdı kadın! Delireceğim bana sürekli kırışıklık için üretilmiş kremleri öneriyor neymiş efendim bunları sürersem gençleşirmişim yahu ben zaten gencim!"
Emine teyze bu hastanenin en yaşlı hastasıydı ve maalesef deliydi. Onunla daha önce hiç ilgilenme fırsatım olmadığı için hakkında pek bir bilgim yoktu tek bildiğim yaşını soranlara on sekiz yaşında olduğunu söylemesiydi.
Hasan hoca dosyada ki son kâğıdı alıp bana doğru döndü "Bukre sende Esra'nın odasına. İşi biten asistanlarla birlikte diğer asistanları sırayla kontrole geleceğim. Hadi herkes işinin başına kolay gelsin."
Kardelen yüzünü buruşturup söylendi "Kolaysa başına gelsin."
Gülümseyerek sırtını sıvazladım "Merak etme. Senin baş edemeyeceğin kimse yoktur."
Asık suratıyla kollarını göğsünde kavuşturup merdivenlere yöneldi "Emine teyzeyi tanıyana kadar bende öyle düşünüyordum."
Kardelen'in haline gülerken arkamı dönüp Esra'nın odasına ilerledim. Odadan gelen çığlık seslerini işittiğimde koşmaya başladım. Allah aşkına yine ne olmuştu bu kıza?! Kapıyı açıp hızla odaya girdiğimde Esra yatağının üstünde elinde yastıkla çığlık atıyordu.
"Esra!"
Sesimi duyar duymaz hızla yataktan atlayıp bana doğru koşup arkama saklandı. Telaşla kaşlarımı çattım "Ne oldu? Bak endişeleniyorum."
"Odada erkek var!"
Gözlerim şaşkınlıkla irileşti. Odanın her bir köşesine dikkatlice baktıktan sonra tekrar ona doğru döndüm "Ama odada bizden başka kimse yok."
Esra çığlık atıp pencereyi işaret etti "Orada! Orada işte. Çıkar onu buradan Bukre."
Gördüğüm şeyle kaşlarım çatılırken yüzümü buruşturup Esra'ya doğru döndüm. İşaret parmağımla camı gösterdim "Esra o yalnızca bir sinek!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulmazsın
Romantik"Unutacaksın..." Başını hafifçe salladı. Zar zor aldığı nefeslerin arasından konuşmaya çalıştı "Unutacağım... Rüyalarımda dahi hatırlamayacağım." Sözlerine karşın hiçbir tepki veremedim çünkü biliyordum. Unutacaktı! Hemde hiç yaşanmamış gibi. Eser e...