14. BÖLÜM

3.5K 217 55
                                    

"Artık vakti gelmiş ve sana gelmiş biriyim."

Odaya girdiğimde Eser'i yatakta oturur bir vaziyette buldum. Elinde ki günlüğü olduğunu fark ettiğim kitabı kaşları çatık bir ifadeyle okuyordu. İleride ki tekli koltuğa ilerleyip oturdum.

Bekledim. Eser'in hayatını beyaz sayfalardan okumasını... Ne kadar da tuhaftı! Bir insanın hatıraları aklına geldikçe gülerdi ya da üzülürdü belki de pişman olurdu. Peki ya onun satırları aynı duyguyu hissettiriyor muydu?

Gülüyor muydu okuduğu anılara, üzülüyor muydu? Ya da pişman oluyor muydu? Ne hissediyordu hissederek yaşadığı şeyleri unutmuş bir hâlde okurken?

Bakışlarımı odasında gezdirdim. Aşağıdaki salon kadar büyük bir odaydı burasıda. Oldukça modern dizayn edilmiş, biraz spora kaçan ve sadeliğin hüküm sürdüğü bir odaydı. Siyah kocaman yatak, siyah perde, siyah halı, siyah tekli koltuk ve küçük bir çalışma masasından oluşuyordu. Her ayrıntısına kadar kaliteli görünüyordu.

Şaşkınlıkla aralanmış dudaklarımı birbirine bastırdım. Siyahla ne alıp veremediği vardı bu adamın?

Bakışlarımı tekrar Eser Yıldırım'a çevirdiğimde elinde ki kitabı kapatıp bana doğru döndü. Şimdi öyle bir an yaşıyorduk ki satırlara sığdıramayacağı kadar anlatılmazdı.

Derin bir nefes alıp verdikten sonra aramızda ki bakışmaları bölmek amacıyla söze girdim "Artık buraya hangi amaçla geldiğimi sana söylemem gerekiyor."

Dili alt dudağını ıslatırken gözleri kısıldı "Bukre Yaka."

Adımı söyledi.

Afallamış bir hâlde yüzüne baktım. Sanki adımı ilk defa söylüyormuş gibi tuhaf bir his çevreledi benliğimi. Ondan da öte bugün onun için yeni bir hayat gibiyken benim için de öyleymiş gibiydi. Sanki onunla yeni bir hayata başlamıştım. "Evet" diye mırıldandım.

Eser'in dudakları alayla kıvrıldı ve bakışlarını kaçırdı. Kaşlarım hafifçe çatıldı "Ne oldu?"

Beni yanıtsız bıraktı ve cama doğru döndü. Dışarıdan içeri sızan güneşin pırıltıları gözlerine ve saçlarına vuruyordu. Ona sorarcasına bakışlar atarken Eser camdaki bakışlarını bana çevirdi "İsmin kulağa çok saçma geliyor."

Kaşlarım mümkünmüş gibi daha da çatıldı. Tek kaşımı kaldırıp boynumu ovuşturdum "Bak sen demek ismim kulağa çok saçma geliyor senin ismine ne demeli?"

"Ben ismimi daha yeni öğrendim ve sen bu isimle yıllardır yaşıyorsun."

Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı "Ben ismimi seviyorum tamam mı" Gittikçe sinirlerimi bozuyordu.

Eser büyük bir rahatlıkla omuz silkti "Tamam"

"Tomom" diye onu taklit ettikten sonra gözlerimi devirip ayağa kalktım. Benimle, Bukre Yaka ismiyle dalga geçmişti.

Yataktan gelen gıcırtı sesleriyle ismimi saçma bulan Eser Beye doğru döndüm. Ellerini siyah eşofmanının ceplerine yerleştirdi. Kısılmış hafif çekik gözleri çehremde gezinirken dudakları aralandı "Psikolog Hanım."

Nedensizce bana psikolog Hanım demesini seviyordum. Ne tuhaf oysa sürekli duyduğum bir şeydi. Neden ondan duymayı seviyordum o hâlde?!

Başını omzuna yatırıp konuşmaya devam etti "Amnezi hastasıyım deli değilim eğer odamı getirdiğim bu halden ötürü böyle düşünüyorsan..."

Başımı iki yana salladım ve sözünü kestim "Hayır Eser. Senin yerinde kim olsa aynı şeyi yapabilirdi. Yaşadığın hastalığın ne kadar kaldırılması ve kabullenilmesi güç bir durum olduğunun farkındayım."

UnutulmazsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin