27. BÖLÜM

3K 160 145
                                    


"Ben sana güvenmiştim."

Elimde ki kırmızı ruju gülümseyerek masaya bıraktıktan sonra bakışlarımı karşımda ki aynaya çevirdim "Bitti."

Aynadaki bakışlarım aralık kapıdan içeri giren annemi buldu. Elinde ki bardağı komidinin üzerine bıraktıktan sonra bana doğru döndü "Bugün özel bir gün mü?"

Düşünür bir vaziyette bakışlarımı etrafda gezdirdikten sonra ona doğru döndüm "Neden sordun ?" Annem beni baştan aşağıya süzdükten sonra şaşkın bir ifadeyle gözlerime baktı "İşe daha önce hiç bu kadar özenli gittiğini görmedim. Üstelik daha önce hiç bu kadar makyaj yaptığını da görmedim."

Gülümseyerek arkamda ki boy aynasına doğru döndüm. Üzerimde ki kıyafetlerimi süzdüm. Dizlerimin üzerinde biten siyah bir etek ve ince siyah kazağımın üzerine de siyah bir ceket giymiştim.

"Aslında sayılır." diye mırıldandım.

Evden ayrılıp şirkete geldiğimde Eser'in hâlâ şirkete gelmemesinden yararlanıp onun şüphelenmesini önlemek adına birkaç önlem almıştım.

Elimde ki küçük aynayı kaldırıp yaptığım örgüden dışarı çıkan saç tutamlarını düzeltirken söylendim "Ne konuşmuştuk biz o görene kadar güzel kalmanız gerekiyordu ama şu hâle bak!"

Saçlarımı düzeltirken gözüme yansıyan parıltıyla tek gözüm hızla kapanıp aralandı. Bakışlarım boynumda ki ucunda kelebek sembolü bulunan kolyemi buldu. Işığı aynaya yansırken gözlerimi kamaştırıyordu. Aynayı indirip kolyemi tuttum "Işıltınla göz kamaştırıcı olmanın şuan sırası mı? Rahat dursan iyi edersin yoksa seni koparırım."

Duraksadım. Bu kolyenin benim için çok değerli bir kolye olduğunu sanıyordum öyleyse neden böyle bir şey söylemiştim. Üstelik neden bu kolyenin benim için değerli olduğunu düşünmüştüm ki?

Gözlerine odaklanmış irislerimi hızla avucundaki gümüş zincirli ucunda küçük kelebek bulunan kolyeye çevirdim. Elim ani refleksle boynuma gittiğinde gözlerim Eseri buldu. "Kolyem..." diye mırıldandım.

"Boynumda ki varlığını unutmuşum düştüğünü fark etmedim. Benim için çok değerli bir kolyeydi getirdiğin için gerçekten teşekkür ederim."

Eser'e bu kolyenin benim için önemli olduğunu o an içimden öyle geçtiği için söylemiştim bir sebebi olduğu için değil. Tuhaf olan yanı neden benim için özel olduğunu hissetmiştim ki? Alt tarafı bir mağazadan aldığım ucunda kelebek bulunan sıradan gümüş bir kolyeydi.

Gözlerim kısıldı. Kelebek mi?

"Bir dakika! Özel olduğunu söylememin sebebi ucunda ki kelebek sembolünün benim için manevi bir değer taşıyor olabileceği ihtimali miydi?"

Şaşkın bir hâlde etrafıma bakınırken kaşlarım çattıldı "Bütün bunlar dün hatırladığım kafası olmayan oyuncak bebeğe verdiğim 'Kelebek' ismi yüzünden bu kolyenin benim için bir anlam ifade ettiğini düşündüğüm anlamına geliyor."

Bir araya getirdiğim parçalar neticesinde son parça oturduğunda ortaya çıkan sonuç karşısında gözlerim irileşti "O hâlde dün çocukluğuma ait albümlerde bulamadığım o erkek çocuk ve kafası olmayan adını kelebek koyduğum oyuncak bebek gerçek! Bir yanılma değil!"

Bütün bunlar neticesinde geçmişime dair kayıp anılarım olduğuna artık emin olmuştum. Peki ya neden? Neden daha önce gün yüzüne çıkmak yerine şimdi zihnimi birkaç silik kesit ile yokluyorlardı?

"Eser Bey'den hastaneden istifa ettiğin gerçeğinin arkasındakileri saklamak için artık onunla daha fazla zaman geçirmenin yolunun daima onun yanında olan iyi bir sekreter olmaktan geçtiğini göstermek için çok çalışacağını zannediyordum."

UnutulmazsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin