35. BÖLÜM

1.8K 101 33
                                    

"Zaten unutmazdın sevseydin eğer..."

Bakışlarım hızla kapıya döndüğünde adımlarımı o tarafa çevirdim "Ali Asaf geldi herhalde..." Kapının kulpunu kavrayıp hızla açtığımda karşımda gördüğüm kişiyle dudaklarım şaşkınlıkla aralandı "Siz?"

Zerrin Hanım tek kaşını kaldırıp gülümsediğinde bakışlarım elinde tuttuğu büyük gül buketini buldu.

"Seni bu aralar oğlumun etrafında fazla görür oldum. Sebep?"

Afallamış bir hâlde bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde gözlerini kıstı "Bir psikologtan fazlası mısın?" Kaşlarım çattıldığında konuşmama fırsat bile tanımadan yanımdan geçip, eve girdi.

"Aa... Biricik oğlumun evi demek böyle görünüyor."

Zerrin Hanım bakışlarını etrafda gezdirip eşyalara bakarken dudaklarım şaşkınlıkla aralandı "Siz oğlunuzun evine ilk defa mı geliyorsunuz?" Eser ve annesinin arasındaki iletişimde sıkıntı olduğunu en başından beri biliyordum fakat aralarındaki sıkıntının bu derecede uzaklık getirdiğini bilmiyordum.

Başını omzunun üzerinden bana doğru çevirdi "Eser misafir pek sevmez..." Gözlerini kısıp beni baştan aşağı süzdü "Ama görüyorum ki bu tutumu değişmiş ya da sadece bana karşıydı?!"

Öylece yüzüne bakmayı sürdürdüğümde elindeki gül buketine bakıp gülümsedikten sonra bakışlarını yüzüme çevirdi "Eser nerede? Geçmiş olsun dileklerim için ona aldığım gülleri bizzat vermek istiyorum." Arkasını dönüp merdivenlere yöneldi "Odası yukarıda mı?"

Gözlerim hafifçe kısıldığında elinde tuttuğu güllere odaklandım "Güllerin sizin için ifade ettiği şeyin acı vermek olduğunu söylemiştiniz. Bugün Eser'e bu gülleri getirerek ona da acı verdiğinizi mi ima ediyorsunuz?"

Olduğu yerde kaldığında sözlerimin ondaki etkisi bariz göründü. Kaşlarım hafifçe çattıldığında bana doğru dönmesini bekledim. Oldukça yavaş bir tavırla bana doğru döndü. Gözlerimiz buluştuğunda yüzüne yamuk bir gülüş yerleştirdi "Vaov..." Karşısında dimdik durup gözlerimi bir anlığına bile olsa ondan kaçırmadım. Çok keskin olan bakışları normal bir insanı ürkütmek için yeterliydi ama buna taviz vermedim.

Yüzünde ki samimiyetten uzak gülümsemesiyle bana doğru adımladı "Bir psikolog olduğunu gerçekten hissettiriyorsun." Çehremde gezinen gözlerini tehditvari bir şekilde kıstı "Şartlara göre oldukça zekice bir çıkarım. Fakat sence de biraz tutarsız değil mi?"

Ellerimi yumruk yaparak mümkünmüş gibi bedenimden güç almaya çalıştım. Yüzünde ki samimiyetsiz gülümseme genişledi "Sadece hasta ziyareti için alınmış bir gül buketinden yola çıkmak..." Yüzünü buruşturup başını iki yana salladı "Bu hiç etik değil."

Kaşlarımı çattığımda bundan keyif almış bir hâlde omzuma elini koydu "Sen psikologçuluk oyununu sadece Eserle oyna... Çünkü beni Sherlock Holmes gelse çözemez."

Tekrar merdivenlere yöneldiğinde dudaklarım hızla aralandı "Ahmet'in sizin sayenizde serbest kaldığını biliyorum." Zerrin Hanım sert bir fren yaptığında hızla bana doğru döndü. Az önceki kısılmış tehditvari gözleri şimdi irileşmişti. Kollarımı göğsümde kavuşturup tek kaşımı kaldırdım.

"Ne saklıyorsun Eser'den? Öğrenmesinden bu kadar endişe duyduğun şey ne?"

Gözlerini kısarak başını iki yana salladı "Üzgünüm Bukre bunu şuan için sana anlatamam."

Yanımdan geçmek için hareketlendiğinde hızla önünü kestim "Ne demek anlatamam Ali Asaf?! Hâlinden de belli olduğu üzere önemli bir durum var. Üstelik Eserle ilgili ve onun haberi bile yok."

UnutulmazsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin