6. BÖLÜM

4.6K 255 54
                                    

Mevzu unutmak olursa; acınız değil, adınız bile kalmaz!

İrileşmiş gözlerimle dosyaya bakarken dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Dosyayı tutan ellerim titremeye başladığında dosya elimden düştü. Çıkan tok sesle sertçe yutkundum. Ona kurduğum sonu soru işaretleriyle biten bütün cümleler teker teker cevabını bulmuştu.

Ellerimi masaya koyup derin bir nefes aldım "Demek bu yüzden bana kim olduğumu sormuştu!" Yirmi dört saatte bir yeniden doğmak? Hemde hiç yaşamamış gibi!

Ellerimi saçlarıma daldırıp birkaç saniye öğrendiğim gerçeğin sarstığı benliğimin sakinleşmesini bekledim. Hasan hoca gelmeden önce bu odadan çıkmam gerekiyordu. Eğilip yerde duran dosyayı aldım. Bu bir insanın adeta yok olmuş hayatını simgeliyordu ve ben bugün birlikte ölümün kıyısından döndüğüm adamın Amnezi hastası olduğunu öğrenmiştim.

Dosyayı masaya bırakıp hızlı ve telaşlı adımlarla odadan çıktığımda etrafda kimse görünmüyordu. Yavaşça kapının kulpunu bırakıp koridorda yürümeye başladım. Aklımda dolaşan sözler, bakışlar, davranışlarla sertçe yutkundum.

"O anki telaşla aklımdan çıkmıştı hem ben seni kurtarmak içi..."
"Kurtulmak isteyen kim?"
"Benim işim bu hayat kurtarmak!"
"Hayatı olmayan birini kurtaramazsın!"

O bana bir hayatının olmadığını söylemek istemişti.

"Yedi saat kaldı."

Saat beşi gösterirken yedi saat kaldı demesinin nedeni yirmi dört saatte bir hafızasını kaybetmesiydi.

"Buradan kurtulursak mutlu olur musun? Neyse. Cevap vermek zorunda değilsin."
"Senin adına evet."
"Kendi adına?"
"Fark etmez."

Yaşarken bir ölüden farksız olduğunu söylemek istemişti.

"Sevdiğin bir müzik var mı ?"
"Bilmiyorum."

O kendini tanımadığını söylemek istemişti.

"Kendim için hiç böyle bir son hayal etmemiştim."
"Benim her sonum yeni bir başlangıç."

Her gün var olup sonra hiç yaşamamış gibi yok olduğunu söylemek istemişti.

"Eser Yıldırım?"
"Nasılsın iyi misin?"
"Şey aslında ben teşekkür edecektim."
"Siz kimsiniz ?"

Ve tüm yaşananları unutmuştu...

Adımlarımı durdurdum ve yan tarafımdaki duvara sırtımı yasladım. Hayat... Bu kelime herkes için farklı bir şey ifade etmiyor mu? Kimimiz için mutluluk, hüzün, umut, Aşk, sevgi  gibi kavramlar bütünüyken kimimize de beş harfli bir kelime olmanın ötesinde bir şey ifade etmiyordu. Çok tuhaf oysa hayat anlatılmaz yaşanır. Biz neden hayatı bir kelimeye veya bir cümleye sığdırmaya çalışıyorduk? Sonuna kadar yaşayıp görmek varken! Peki o... her gün bir önceki günü unutan? O nasıl yaşayıp görecekti?

Kolumdan dürtülmemle irkilerek başımı kaldırdım. Kardelen merakla kaşlarını kaldırdı "Bukre ne öğrendin? Gizli vaka kim biz tanıyor muyuz? Hastalığı neymiş?"

Yutkunarak bakışlarımı Kardelen'den kaçırdım. Eser Yıldırım, hastalığını kimsenin öğrenmemesi için hastane tarafından bu durumun gizli tutulmasını istemiş gibi görünüyordu. O bu kadar zor bir durumdayken onu daha fazla zora sokamazdım. Buna hakkım yoktu!

Kardelen elini yüzümün önünde salladı "Hu hu kime diyorum. Bukre söylesene ne öğrendin?" Sessiz kaldığımda konuşmayı sürdürdü "Dosyayı mı bulamadın yoksa?"

UnutulmazsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin