"Ama sen benim için... Unutulmazsın"
Kollarımın arasında adeta bir kule hâlini almış vaka dosyalarının kısıtladığı görüş alanıma rağmen hastane koridorunda hızlı adımlarla yürümeye devam ettim. Yanından geçtiğim insanların 'Ay yazık yardım etsek mi acaba?! Aman neyse biri yardım eder illa ki.' temalı bakışları eşliğinde gülümsemeye çalıştım.
"Emine Teyze! Dur."
Kaşlarım çatılırken başımı dosyaların arkasından çıkarıp ileriye doğru bakmaya çalıştım. Kardelen adeta Usain Bolt misali Emine Teyze'nin ardından koşuyordu. Deli Emine Teyze'nin!
Şaşkın bakışlarım onların üzerinde gezinirken Emine Teyze'nin yanımdan geçerken omzuma çarpmasıyla geriye savruldum. Kollarımın arasında ki dosyalarımın içinden çıkan kağıtların tavana doğru yükselişini ağır çekimde izlerken bedenim zemine düşüyordu.
Yerle buluştuğumda başımdan aşağıya düşen kağıtların arasında şok olmuş bir vaziyette kağıda basıp ayağı kayan Kardelen'e baktım. Tam karşımda dizleri üzerine düştüğünde öfkeyle elini yere vurdu "Kahretsin! O mu yaşlı ben mi belli değil. Şu hâle bak yetişmek bir kenara koşamadım bile."
Afallamış bir hâlde ona bakarken oturur vaziyette toparlandım "Kardelen ne oluyor yahu? Ne bu koşu maratonuna mı çıktınız?"
Kardelen sesli bir nefes verip başını iki yana salladı "Hiç sorma. Tutturdu evlilik programına katılacağım diye."
Gözlerim kısıldığında güldüm "Ne? Cidden mi?!"
"Tabi kızım. Kırmızı odaya kimi çağıracağına kadar kurmuş planı karı. Hayır anlamıyor da yaşlı olduğunu. O kadar anlamıyor ki gitmiş bana kefen satın almış. Kendine de gelinlik almış." Gülmeye başladığımda gülüşüme karşın hoşnutsuz bir bakış attı.
"Desene sana herkes yaşını değil layık olduğunu giyer diye mesaj vermiş!"
Dosyayı kafama fırlatıp yüzünü buruşturdu "Ben sana giydireceğim şimdi layık olanı bekle." Ayağa kalkarken ayağımın altında ki kağıtlara rağmen gerilemeye çalıştım "Gelinlik giydireceğini umuyorum?"
Kardelen ayağa kalkıp üzerime yürüdü "O karıyıda seni de..." Onu sinir etmenin keyfi içindeyken sırıttım. Arkamdan gelen çığlık sesleriyle hızla geriye döndüm. Hasta bakıcıların bize doğru kovaladığı Emine Teyze yanımızdan geçerken Kardelen de onun peşine düştü "Bu mesleği seçtiğim güne küfür ettiren karı dur. Dur dedim sana!"
Gülerken başım önüme düştü. Bu hastanede gün geçmiyordu ki Kardelen söylenmesin?! Eğilip yerdeki kağıtları toplarken arkamda hissettiğim hareketlilikle parmaklarım duraksadı.
"Hevesin varsa alayım sana bir gelinlik."
Arkamdan duyduğum sesle gözlerim irileşirken yutkunarak başımı omzumun üzerinden geriye çevirdim. Görüş alanıma giren kişiye karşı bu sefer ki yutkunuşum benliğimde yankılandı. Siyah şapkası ve siyah maskesinin ardında gizlese de yüzünü gözleri ele vermişti onu... Eser Yıldırım'ı!
Ayağa kalkıp ona bakmayı sürdürdüm. Üç gün geçmişti onu son görüşümün üzerinden. Bir uçurumda beraber korkusuzca uçurtma uçurmuştuk ardından gelen Ali Asaf'ın bahsettiği kızın haberiyle hızla beni orada bırakıp gitmişti. Eve dönüşümü Ali Asaf sağlamıştı.
Baştan aşağıya siyahlara bürünmüştü yine. Sanki bu renk ona aitti... Hiç kimseye bu kadar yakışmadığına göre.
Kollarımı göğsümde kavuşturdum ve düşüncelerimden sıyrıldım "Ne münasebet! Gelinliğimi niye sen alasın ki Eser Yıldırım?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulmazsın
Storie d'amore"Unutacaksın..." Başını hafifçe salladı. Zar zor aldığı nefeslerin arasından konuşmaya çalıştı "Unutacağım... Rüyalarımda dahi hatırlamayacağım." Sözlerine karşın hiçbir tepki veremedim çünkü biliyordum. Unutacaktı! Hemde hiç yaşanmamış gibi. Eser e...