"Çünkü bu adamın bu kâbusa kalbi sıkışıyor."
Sert bir yutkunuşun ardından tüm cesaretimi toplayıp Kerem'in elini tuttum "Kerem benim sevgilim oluyor!"
Eser'in gözleri sıkıca tuttuğum eli bulduğunda eli Kerem'in yakasından düştü. Çaresizce parmaklarımı sardım dokunmak istemediğim bir ele. Bu bir tercih değildi... Mecburiyetti!
Eser'in gözleri hızla yüzümü bulduğunda dik durmaya çaba gösterdim. Her geçen saniye o bakışın altında ezilsem de sesimi çıkaramayacak kadar bu duruma mahkûm edilmiştim.
Parmaklarım titriyordu... Onun eline uzanamadığı için! Parmaklarım titriyordu... Ait olmadığı bir tene temas ettiği için!
Gözlerim dolmuştu ama ağlamamaya çalışmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Susup içime attığım her şeyden daha zordu sanki bağıra çağıra istemediğimi haykıramamak.
Eser bir iki adım geriye yalpaladı. Eli göğsünü buldu. Göğsü sıkışmış nefes alışverişi bozulmuştu. Gözlerini gözlerime dikmiş 'hayır' dercesine başını iki yana sallıyordu.
Ama evet. Gördüğü gerçekti. Kerem bu saatten itibaren benim sevgilimdi. Her ne kadar istemesemde öyleydi. Öyle olmak zorundaydı.
Başımı omzuma yatırdım. Affet beni dercesine baktım gözlerine. Aşığı olduğum adama son kez baktım öyle içli içli. Çünkü bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Eser ellerini saçlarına attı "Bukre. Ne saçmalıyorsun sen?"
Hira yanımıza vardığında bakışları Kerem ile birbirimizin elini tutmamıza düştü. Yüzüne alaycı bir ifade hâkim olurken alkış tuttu "Hayali shipim gerçek olunca benim içime sığmayan mutluluğun ortama girişi!"
Alkış sesi tüm sokağı inletirken ben sadece onun nefretle baktığı gözlerine acırcasına baktım. Eser elini bana doğru uzattı "Bırak o eli!"
Kerem beni geriye çekti "Bence bırakılması gereken bir şey varsa o da sizin inadınız."
Eser öfkeyle Kerem'in üstüne yürüdü "Ulan seni!"
Ve ben daha ne olduğunu bile anlamadan Kerem'e yumruk attı. Saniyeler içinde yere düşen Kerem'e irileşmiş gözlerimle bakarken Hira kahkaha attı "Yumruk atışı bile güzel ya."
Kerem acıyla kanayan burnunu tutup bakışlarını bana çevirdi "Nedense bu yumruk benzer bir anımı hatırlattı Bukre."
Kerem öfke dolu bir ifadeyle bileğimi tutan adama baktı "Bırak kızı. Hemen şimdi!"
Başı öne eğikken bileğimi bırakıp Kerem'e doğru ilerledi. Restorantta ki insanlar aralarında fısıldaşarak olan bitene benim gibi anlam veremeye çalışıyordu. Bu esnada ben daha ne olduğunu bile anlamadan Kerem'in yüzüne sert bir yumruk indirdi. Çığlık atıp ellerimi dudaklarımın üzerine kapattım. Kerem yere düştüğünde parmakları kanlar içinde kalmış burnunu buldu.
Kerem'in sözleri karşısında telaşla Eser'in önüne geçip Kerem'e yönelmesini engelledim "Dur artık! Lütfen."
Göğsü aldığı hiddetli nefeslerle inip kalkarken bağırdı "Asıl sen dur! Bana ne yaşattığının farkında mısın?!"
Farkındayım çaresiz olduğum kadar!
Sertçe yutkundum "Bu benim aldığım bir karar Eser Bey. Sorgulamak size düşmez."
Kolumdan tutup beni kendine çekti "Tamam anladım. Sana söylemediğim birkaç şey için öfkelisin ama bana bu şekilde ders vermeye çalışma!"
Kerem burnunu tutarak ayaklandığında Hira yanına gidip iyi olup olmadığını kontrol etti. Eser'in gözleri bir saniye bile gözlerimden ayrılmazken sessiz kaldım. Keremle sevgili olmamın sebebi onun sandığı gibi bir sebepten ötürü değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulmazsın
Romance"Unutacaksın..." Başını hafifçe salladı. Zar zor aldığı nefeslerin arasından konuşmaya çalıştı "Unutacağım... Rüyalarımda dahi hatırlamayacağım." Sözlerine karşın hiçbir tepki veremedim çünkü biliyordum. Unutacaktı! Hemde hiç yaşanmamış gibi. Eser e...