"Eğer gelmemiş olsaydın.. Belki de bugün her şeye son veriyor olacaktım.. Çok özür dileyerek söylüyorum ki Brian bugüne dek susmayı başardım ama şu anda bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Senin yüzünden.. Senin yüzünden çok önemli bir fırsatı kaçırdım ve yine özür dilerim ki belki de sen sırf benim yüzümden anneni görmek zorunda kaldın. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Sana çok kızgınım ama bir yandan da kızamıyorum, Allâh kahretsin ki ben her şeye son verip ikimizin de hayatına kaldığı yerden devam etmesini istedim, belki birimiz bunu başarabilirdi.."
Etrafa tükürükler saça saça konuşmuş yüzüme dik dik bakmakta olan Brian'a tek bir söz hakkı dahi vermemiştim.
Ciddi anlamda sinirliydim ve eğer şu an ayağımı şiddetle sallıyor olmamdan bunu anlayamıyorsa, işimiz var demekti.
Bakışlarını üzerimden bir an olsun çekmeden yavaşça boynunu kıtlatması benim kadar onun da sinirli olduğunu görmemi sağlamıştı.
Derin bir nefes alarak önce kendini sakinleştirdi sonra da olabildiğince sakin ve yavaş konuşmaya çalışarak, "Başka bir yere gidelim." dedi.
***
Evet, şimdi başlamıştım yine bir şeyler görmeye fakat garip bir şekilde ne kadar yoğunlaşırsam yoğunlaşayım ilk defa hatırlamakta güçlük çekiyordum ve bu yetmezmiş gibi bir de dışarıdan gelen sesleri hala duyabiliyordum.
Ve bu, şimdiye dek dalamadığımın bir başka göstergesiydi.
Kendimi bir an önce toplamalı ve kaldığım yerden devam etmeliydim. Tekrar yoğunlaşmaya ve bu kadar meşakatli bi uğraşın sonunda bir şeyler elde etmek zorunda olduğumu kendime tekrar tekrar hatırlatmaya çalışırken birden onun sesini duydum, hiç beklemediğim biri ve hiç beklemediğim bir zamanda.
İşte bu ses beni, harcadığım tüm çabalara rağmen bir türlü tam olarak giremediğim alemden tamamen çıkarmayı başarmıştı.
Sakin ve temkinli hareketlerle sallanıyor ve o biri tarafından uyandırılmaya çalışılıyordum, tüm reddedişime rağmen vücudum beynime ayak uydurmak yerine muhalefet olmayı seçiyordu.
Yine.
Yavaşça gözlerimi açtığımda karşımda tam da görmeyi istemediğim kişi duruyordu ve belki de ömrümde ilk defa onu gördüğüme sevinemiyordum.
Onun da yüzündeki ifadeye bakılacak olursa o da beni gördüğüne pek sevinmiş görünmüyordu.
Gözümü açtığımı görünce beni sallamayı bıraktı ve sanki gözümü açmam 'her şey tamam, ben iyiyim' mesajı veriyormuşçasına elimden tutup beni sürüklemeye başladı.
Öyle hızlı ilerliyorduk ki zaten yerinde olmayan kafam daha da bulanıyor düşünmeye çalıştıkça her şey daha karmaşık bir hale geliyordu.
Daha birkaç dakika önce içinde bulunduğum evin yalnızca çatısını görebilecek mesafeye kadar uzaklaştığımızda ellerimi onun ellerinin boyundurluğundan kurtardım ve haddim olmadığını bile bile konuşmaya başladım:
"Eğer gelmemiş olsaydın......."
***
Eveeeet, uzun süren bir aradan sonra sonunda buradayım. Bundan sonrası nasıl olacak bilmiyorum ama umarım siz de ben de önceki kadar heves ve merakla okumaya devam edebiliriz. Hepinize şimdiden teşekkür ediyor; sağlıklı, mutlu, huzurlu günler diliyoruuuuum 💚🙏🏼👻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost of Memory
FanfictionKusursuzca tasarlanmış düzeni asla bozamazsınız ve eğer kader diye bir şey varsa o işte tam burda! Bu noktadan itibaren sizi kaderin zalım ağlarıyla yalnız bırakacağım. Melissa da dahil kimse ne olup biteceğini bilmeyecek ya da Brian bilse de engel...