Medyada Pars
Sadece ailesinden haberlerini alıyordum. Peki geri dönerse biz eskisi gibi olabilecek miydik ?
**
Tenefüs zilinin çalmasıyla uyuklamam bitmişti ve sıramdaki başımı haifçe kaldırarak esnemiştim. Gözlerimi açtığımda her zamanki gibi Bulut beni izliyordu. Bu duruma alışkın olduğum için gülümsedim.
-Derste uyuduğun için aldığım notları sana vermek istedim. Defterine geçirip yarın getirirsin.
-Teşekkür ederim, deyip defteri alacakken Berke'nin defteri almasıyla göz devirmiştim.
-Ne o Bulut bey, sevgilime not verme bahanesiyle aşkını mı ilan edeceksin yoksa ? Bulut duyduğu sözler karşısında yumruklarını sıkmış, her zamanki gibi susma hakkını kullanmıştı.
-Berke ne saçmalıyorsun ? Derste uyuduğum için Bulut notlarını vermek istedi. Saçma sapan konuşup onunla dalga geçme. Hem bak onun kollarına, seni pataklarsa karışmam.
Bulut'a bakıp gülümsemiştim. O da gülümseyen gözlerle bana bakıyordu. Gerçektende çok ama çok kaslı kolları vardı. Bu kadar içine kapanık biri olmasa, eminimki okulun bütün kızları onun peşinden koşardı.
-Kim, Bulut mu beni dövecek ? Sevgilim bazen çok komik oluyorsun. Neyse hadi kalk da bahçeye çıkalım. Neden sayısal bölümdesin ? Seninle aynı sınıfta olup, bu ezik yerine benimle oturmanı tercih ederim. Berke'nin Bulut'u daha fazla rencide etmesini istemeyerek ayağa kalktım.
-Çok konuşma aşkım, hadi bana soğuk bir içecek ısmarla, diyerek koluna girdim. Kapıya doğru ilerlerken arkada üzgün olduğunu tahmin ettiğim Bulut'a baktım, göz kırparak gülümsedim. Üzgün ifadesi bu tavrım karşısında yerini koca bir gülümseyemeye bırakmıştı. İnsanların gönlünü almak bu kadar kolayken neden birbirlerini kırıyorlardı hiçbir zaman anlamamıştım.
Bahçeye inip içeceklerimizi yudumlarken, kapıdan çıkmakta olan siluete gözüm takıldı. Pars'a o kadar benziyordu ki. Daha uzun, daha yapılıydı. Bunları saymazsak neredeyse aynı Pars'tı. Ama net görememiştim. Hemen ayağa kalkarken Pars diye bağırmıştım. Bir anda okul çıkışının kapısında durdu seslendiğim kişi. Sesin geldiği yöne doğru baktı ve gözlerimiz kesişti. Evet yanlış tahmin etmemiştim. Bu Pars'tı.
Bana soğuk bir bakış atıp, birşeyler mırıldanırken aceleyle kapıdan çıktı.
Bir önceki ders dedikodu yapan kızlar hemen masamızda bitmişti. Okuldaki herkes birbirini tanırdı. İsmen çoğunu tanımasam da simayen hepimiz birbirimize aşinaydık.-Kumsal, o çocuğu tanıyor musun ?
-Cidden tanıyor mu, daha neler !
-Hey, nerden tanıyorsun?
Sorular ardı ardına devam ederken istemsizce içimde bir burukluk olmuştu. Türkiye'ye dönmüştü, yan evde yaşıyordu ve beraber büyümüştük. Ama gelince bir merhaba bile demeden, üstelik bana cevap bile vermeden, arkasına bakmadan gitmişti. Ben ona kardeş dedim, olmayan abim saydım ve değer verdim ama o bana hiç değer vermemiş demek ki. . .
-O çocuk neden buradaydı biliyor musunuz ?
-Bizim okula kayıt oldu. Yüzünde kocaman bir yara izi var. Tam bir ucube. Hergün onun yüzünü görmek istemiyoruz. Umarım hemen gider. Duyduklarım karşısında yumruklarımı sıkmıştım. Kimseyi ezdirmezdim, hele de değer verdiğim biriyse !
-Onu tanıyor musunuz da böyle konuşuyorsunuz ? Onun ne kadar iyi biri olduğunu biliyor musunuz ? Bir kaza geçirip sizin de öyle olmayacağınız ne malum ? Sakın o gelince onu rahatsız edecek tek kelime etmeyin. Bu okulu size dar ederim, deyip masadan kalktım. Sinirle sınıfa doğru ilerlerken, Berke herşeyden habersiz yanıma gelmişti. Bağırışlarımı duyan arkadaşlarım, sınıfta başıma toplanmışlardı. Ne olduğunu sorup duruyorlardı. Bir açıklama yapmadan gitmeyeceklerini adım gibi biliyordum.
-Bakın, size sürekli bahsettiğim çocukluk arkadaşım vardı ya, Pars. O galiba bizim okula yazılmış. Sakın o gelince dalga geçmeyin. İnanın hepinizle arkadaşlığımı bitiririm.
-Kızım neden senin arkadaşınla dalga geçelim ki ?
-Yağmur, çünkü yüzünde bir yara izi var. Eskiden beri herkes dalga geçtiği için başka bir ülkeye gitti. Ve yara izi neden oldu diye sormayın, ben de bilmiyorum. Tek bildiğim, eskiden olduğu gibi, onunla kimsenin dalga geçmesine izin vermicem. Buna siz de dahil. Herkes bu konudaki ciddiyetimi anlamıştı. Kimseyi kırmaktan hoşlanmasam da, kavga etmekten hiç bir zaman çekinmezdim ve bunu beni tanıyanlar çok iyi bildikleri için, kimse beni karşısına almak istemezdi. Berke gergin havayı dağıtmak istercesine elini omzuma attı.
-Aşkım, sen ne dersen benim için emirdir. Bu konuda tanıdığım herkesi uyarıcam emin ol. Bana güven, deyip yanağıma koca bir öpücük bıraktı. Ders zili çalınca herkes yerine geçti, kimisi de kendi sınıfına döndü. Çıkış zili çalana kadar derslere odaklanamamıştım.
Hazmedemiyordum. Ben ona o kadar değer verirken, iletişim kurmaya çalışırken, defalarca reddedilmeme rağmen, en azından ailesinden haberlerini alırken, o bana bir yabancı gibi davranmıştı. Okul çıkışı gidip hesap mı sormalıydım, yoksa kendi haline bırakıp onun benimle konuşmasını mı beklemeliydim ?
Canlarım ilk 10bölüm falan biraz sıkıcı gelebilir. Ama sabredin sonrası çok güzel olacak oy ve yorumlarınızı bekliyorum 💕
Yorum ve votelerinizi bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALI YÜZ (Tamamlandı)
ChickLitYüzünde boydan boya yara olan ve herkes tarafından dışlanan bir erkek, çocukluk arkadaşı güzeller güzeli Kumsal'a ne pahasına olursa olsun sahip olmak ister. Bunun için herşeyi yapmaya hazırdır çünkü o takıntılı bir insandır. ** CİNSELLİK VE ŞİDDET...