6

12.9K 386 75
                                    

Medyada Pars ve Berke kavga ederken Pars'ın bakışı

-Merhaba Pars ben Berke. Yanımdaki bu güzel kızın sevgilisi dedi. . .

***

Pars elini uzatmadan Berke'yi süzdü ve kafasını  diğer tarafa çevirdi. Bozulan Berke, bu ne şimdi der gibi bana bakıyordu. Ne diyeceğimi bilemeden, beni kurtaran dersin başlama zili olmuştu. Hadi gençler sınıflarınıza derken, sonunda Berke'den kaçmıştım. Pars bizim sınıfta olduğu için bileğinden tutup çekiştirmeye başladım. O da peşimden isteksizce geliyordu.

-Bu neydi şimdi ? Neden Berke'ye elini uzatmadın ?

-Zorunda mıyım ? Hem sen neden bana sevgilin olduğunu söylemedin ?

-Muhabbete dalmıştık, atlamışım, özür dilerim. Allah Allah çok kaba davrandın çocuğa.

-Gözüm tutmadı. Hem ben sana demedim mi büyüyünce benimle evleneceksin diye ? Zaten bu çirkinlikle evde kalacaksın. Ne diye milletle sevgili oluyorsun ?

-Hıh kim çirkin ben mi ? Okulun yarısı teklif etti be ! Neyse yürü geç kalıcaz derse.

Sınıfa girdiğimizde derin bir sessizlik oldu. Herkes Pars'ı incelemekle meşguldü. Bulut'un yanına geçip oturduğumda, Pars içeri giren hocayla ayakta bekliyordu. Hoca kısaca Pars'a kendini tanıttırdı ve boş olan arka sırama gidip oturmasını istedi. Derste Pars, sürekli Bulut'u dürtüyordu. Sonunda Bulut arkasını döndü. Ben de onları dinlemeye başladım.

-Hey, diğer ders oradan kalkıyorsun. Kumsal'la ben oturucam. Bundan sonra orası benim yerim olacak, yer değiştiricez anladın mı beni ?

-Hayır ! Bulut'un bu tepkisine çok şaşırmıştım. Ne denirse densin hiç cevap vermezdi. Ben şaşkınlıkla ona bakarken, Pars Bulut'u dürtmeye devam ediyordu. Bu kez Bulut'la beraber ben de arkaya dönmüştüm.

- Yüzünü bu hale getirmemi ister misin, dedi kendi yüzündeki yara izini göstererek. Pars'ın söylediğiyle şok olmuşçasına ona bakıyordum. Nasıl böyle bir şey derdi ? Kendisi bu durumdan rahatsızken, nasıl başkasını böyle tehdit ederdi ? Hele de kendi halindeki Bulut'u !

-Bana bulaşmak istemezsin, dedi Bulut ve bu cevapla bana ikinci şoku yaşattı. Pars tehditlerine devam edecekti ki, ona bulaşma, o diğerleri değil diyerek önüme döndüm. İyimisin diye Bulut'a sorarken o her zamanki gibi bana gülümsemişti. Bugün Bulut'un yıllardır görmediğim yüzü ortaya çıkmıştı.

Kendisine o kadar hakaret ederlerken susan oğlan, sırf yanımdan kalkmamak için diklenmişti. Ben de onun bu haline istemsizce gülmüştüm. Tenefüste Pars'a, onun içine kapanık olduğunu, bir tek benimle iletişime geçtiğini ve onu rahat bırakmasını söyledim. Aradan günler geçiyordu. Pars'la o kadar çok vakit geçiriyordum ki, artık arkadaşlarım sitem ediyordu. En çok sitem eden kişi ise Berke'ydi.

Yarın tüm gün seninle ilgilenicem deyip gönlünü almıştım. Ona aşık değildim ama onunla vakit geçirmek hoşuma gidiyordu. Tabi bunda yakışıklılığının ve diğer kızların onunla çıkmak istemesinin de payı büyüktü. Tek sorun ciddi biri değildi. Herşeyi şakaya vurur, güler geçerdi. Belki de onunla vaktin güzel geçmesinin sebebi de buydu. Ertesi gün okulda, tenefüs zili çalınca Pars'ın telefonuyla ilgilenmesini fırsat bilip Berke'nin sınıfına kaçtım.

İkinci ve üçüncü tenefüste de bahanelerle Pars'ı ekmiştim. Ve diğer tenefüs birşey demeden hızlıca sınıftan çıkıp Berke'nin yanına gittim. Okulun arka kısmındaki her zamanki kaçamak yaptığımız banka gittik. Berke'yle buraya ne zaman gelsek öpüşürdük. Zaten cinsellikle ilgili yaptığımız tek şey öpüşmek, birazcık da ellerimizi kullanmaktı. Henüz ilerisine gitmemiştik. Berke'yle tutkulu olan öpüşmemizi bölen bir çift Pars'ın kolları oldu.

Sen nasıl onu öpersin, derken Berke'yi yere yatırmış yumrukluyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sen nasıl onu öpersin, derken Berke'yi yere yatırmış yumrukluyordu. Çığlıklar atıyor, onları ayırmaya çalışıyordum. En son Pars yumruğunu tekrar Berke'ye savurucakken, yeter diye çığlık attım ve Pars kendine geldi. Berke'nin burnu kanıyordu. İkisi de sinirden titriyordu. Onlar birbirlerine laf sayarken, bense ağlamaya başlamıştım. Berke ayağa kalkıp kanayan burnunu tutuyordu.

-Sevgilim o benim, sana ne oluyor ?

-Ne demek sana ne oluyor ? Öpemezsin , dokunamazsın anladın mı ?

-Öperim de severim de sanane. Sen kimsin ?

-Parsım lan var mı bir diyeceğin ?

-Bana bak Kumsal. Kumsal ağlamayı kes ve bana bak ! Bu senin ÇOCUKLUK ARKADAŞIN sana aşık anladın mı ?

-Ne, ne saçmalıyorsun Berke ?

Ben söylenen şey ile şaşırırken Pars, Berke'ye öldürücü bir bakış atmıştı.(Medya) Berke ise önemsemeden bana döndü.

-Bana saldırması normal değil. Bu kadar saf olma. Bu adam sana aşık. Ve eğer bu adam hayatında olacaksa, ben olmıcam. Şimdi hemen karar ver. O mu ben mi ? İkisi de sinirden kızarmış suratlarla bana bakıp, bir cevap bekliyorlardı.

-Berke saçmalama. Ne seçimi olur mu öyle şey ?

-Berke haklı Kumsal. Bunun gibi birisi varsa hayatında ben olmam. Gerekirse tekrar Amerika'ya giderim ama o varsa ben olmam.

Bunu yapamazdım. Pars'ı yıllar sonra bulmuşken kaybedemezdim. Berke de benim için değerliydi. 4 aydan fazla bir süredir sevgiliydik. Ama Pars, benim yıllardır tanıdığım biriydi. Onunla sonsuza kadar yan yana kalacaktık. O benim ailemden biriydi ama Berke'nin hayatımdan çıkmayacağının garantisi yoktu.

-Berke, ben özür dilerim ama o benim için çok değerli. Özür dilerim, dediğimde Berke sinirle bana bakıyordu.

-Umarım pişman olmazsın Kumsal. Bu adam takıntılı sadistin teki, diyerek bizi orada bırakıp gitmişti.

Yorum ve votelerinizi bekliyorum.

YARALI YÜZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin