Medyada yüzündeki yara izini kapatmak için Pars'ın saç şekli var
Ben de sormam gereken hesaplar var diyerek Pars'ı odama çıkarmıştım. Sormam gereken tonlarca şey vardı ama biliyordum ki çoğuna cevap alamayacaktım.
**
Odamdaydık. İkimiz de birbirimize bakıp, sadece susuyorduk.
-Anlat. Neden gittin ? Neden kimseyle samimi olmama izin vermedin ? Yalnızca hayatımı sana odaklatıp, bana bir veda bile etmeden neden gittin ? Oralarda hiç mi aklına gelmedim ? Ben sana değer verdim, senle bir kez olsun konuşmak için çabaladım, reddedildim. Gurur yapmayıp defalarca annene yalvardım. Ben seni hiç olmayan kardeşim yerine koydum. Ben bir tek senle arkadaşlık kurdum. Karşılığı bu olmamalıydı Pars.
-Bacağının kırılmasına sebep oldum Kumsal ! Bir anda sesini yükselterek konuşmasına şaşırmıştım. Ama biliyordum ki o da benim gibi içinde tutmuştu yıllardır herşeyi ve artık içimizdekileri dökme vaktiydi. Hiç konuşmadan, içini boşaltmasını bekledim.
Yüzümdeki bu aptal yara yüzünden insanlar benle dalga geçerken, sen herkesle kavga ediyordun. Yüzüme hep meraklı gözlerle bakıyordun. Evet hep benim yanımda oldun, bu sevgiden mi yoksa acımadan mı kaynaklı bilemedim. Sonra hiç istemediğim halde seni ittim ve sen voleybolcu olmak istiyordun. Lanet olsun ben senin hayalini elinden aldım, anladın mı ?
Kendime ceza verdim ve sana zarar veren ben, burdan gittim. Sonradan anladım ki asıl ben kendime acıyormuşum. Bunu fark ettim ve şuan burdayım. Tanrım, seni çok özledim Kumsal. Oturduğu yerden kalktı ve gelip beni kollarının arasına aldı. Her zaman benden yapılı olan Pars'ın kollarında, bedenim küçücük kalmıştı. Dakikalarca sarıldık. Onun yeri her zaman ayrıydı.
Neydi bunun adı bilmiyorum. Tek bildiğim, o da en az annem kadar babam kadar sevdiğim birisiydi. Saatlerce konuştuk. Yarasının olduğu yeri, saçlarının bir tarafını uzatıp kapatmaya çalışıyordu. Hala utanıyordu, biliyorum. Ben de bu konu hakkındaki sorularımı ertelemeye karar verdim.
Şuan aklımda sadece aradaki geçen zamanı telafi etmek vardı. Amerika'da iyi bir yatılı okula gitmiş, boş vakti çok olduğu için de sürekli spor yapmış. Zaten bunu belli eden vücudu vardı. Resmen kas yığını olmuştu. Gece sonunda kalkıp evlerine gitmişlerdi ve ben Pars'a kavuşmanın huzuruyla uyumuştum.
Sabah okul için hazırlanıp çıkmıştım. Ama kapıda beni bekleyen bir adet Pars beklemiyordum. Arabasına yaslanmış, elleri ceplerinde bekliyordu, beni görünce el salladı. Ben de gülümseyerek yanına yaklaştım.
-Vay vay vay. Küçük sümüklü Pars büyümüş de araba almış, beni beklermiş.
-Kim sümüklü ? Hem ben seni beklemiyorum ki. Öylesine duruyordum burada.
-Yaa öylemi, tamam bende zaten biraz yürümek istemiştim. İyi oldu, diyerek arkamı döndüm ve yavaşça yürümeye başladım. Arkamdan tabiki hızlıca gelip kolumdan tutan Pars'ı görmek süpriz olmamıştı.
-Gel baş belam gel. İlla herşeyi duymak istiyorsun değil mi ? Tamam, tam 20 dakikadır seni bekliyorum. Beraber okula gidelim. Zaten daha baban araba da almamış sana, ben de yalnız gitmemiş olurum. Olur mu prensesim ?
-Olur tabiki prensim neden olmasın, diyerek kapıyı açması için başımla işaret ettim. Somuratarak kapımı açan Pars'a kahkahalarla karşılık verdim. O da şoför koltuğuna oturduğunda, ben hala gülüyordum. Tam ağzını açacakken hemen söze girdim.
-Biliyorum, benim dışımda herkese soğuksun. Kimseye bu yüzünü göstermek istemiyorsun ve biliyorum kimseyle samimi ol diye zorlamıcam seni. Ben konuşurken o gülümseyerek beni dinliyordu. Ama, dedim tek kaşımı kaldırırken, en azından arkadaşlarımla tanıştırırım. İstediğinle samimi ol istemediğinle olma ben karışmam.
Muhabbet ederken zaten yakın olan okula gelmiştik. Pars'ın yüzündeki gerginliği anlamıştım. Yüzündeki yara yüzünden, hiç tanımadığı insanların hedefi olabilirdi. Zaten kimseyle samimi olmayan bu kişi, yüzünde oluşan yara yüzünden daha da soğumuştu hayattan. Direksiyondaki elini okşadım usulca.
-Ben yanındayım merak etme. Gerilmene gerek yok. Hem kimse yoksa ben varım, yetmez miyim ? Gergin ifadesi bir anda yumuşamıştı.
-Sen varsan, kimseyle konuşmasam da olur dedi, gülümseyerek arabadan indik. Umarım dün ki uyarımı dikkate alırlardı ve Pars'la dalga geçmezlerdi. Ben de en az Pars kadar gergindim. Kantinde oturan Yağmurlara doğru yürüyerek onlara el salladım. Pars'la beraber kantine geldiğimizde, çoğu kişi şaşkınlıkla Pars'a bakıyordu. Sanki hayvanat bahçesinde, ilk defa çeşidini görmüş bir hayvan gibi süzüyorlardı onu. Pars ise ellerini yumruk yapmış ve başını öne eğmişti.
-Ne bakıyorsunuz maymun mu oynuyor ? Önünüze dönün, diye bağrınca herkes önüne dönmüştü. Durumu önceden bilen arkadaşlarım, içten bir şekilde Pars'la tanışmışlardı. En azından bazıları . . . Berke'nin sesiyle arkamızı döndük.
Gülümseyerek bana seslenmişti. Ben de gülümseyerek ona el salladım, yanımıza geldi. Yanağımdan öpüp, elini omzuma attı her zamanki gibi. Pars beni eskiden kimseyle paylaşmazdı ama artık büyümüştük. En azından daha ılımlı olacağını düşünsem de gerilmiştim.
-Tanıştırayım. Dün de bahsettiğim gibi bu Pars, dedim gülümseyerek. Berke kısa bir an Pars'ı süzdü ve elini uzattı.
-Merhaba Pars, ben Berke. Yanımdaki bu güzel kızın sevgilisi dedi. . .
Gifleri konuya uygun bulup koymaya çalışıyorum. Ana karakterlerin her zaman uygun giflerini bulamayınca benzerlerle idare dip ana karakterleri düşünün 😊 pamuk eller vote ve yorumlaraa 😊
Yorum ve votelerinizi bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALI YÜZ (Tamamlandı)
ChickLitYüzünde boydan boya yara olan ve herkes tarafından dışlanan bir erkek, çocukluk arkadaşı güzeller güzeli Kumsal'a ne pahasına olursa olsun sahip olmak ister. Bunun için herşeyi yapmaya hazırdır çünkü o takıntılı bir insandır. ** CİNSELLİK VE ŞİDDET...