Medyada Bulut'un söylediği şarkının tamamı var.
-Mecbursun Bulut. Sana seçim şansı sunmuyorum. Biz ortağız. Birşey yapıyorsam düşünüp yapıyorum.
-Düşünücem Buse. Kabul ettiğimi söylemedim. Sadece düşünücem.
***
Düğün günü gelmişti. O büyük gün sonunda gelmişti. Aklım ve kalbim Bulut'layken, bedenim Pars'la olacaktı. Bulut kendini benden uzak tutmak istedikçe üzülüyordum. Haklıydı, onu suçlayamazdım. Evleniyordum. Onu üzgün gördüğümde gidip başını okşamak, sarılmak, ben burdayım demek istiyordum.
Çünkü ben ne zaman üzgün hissetsem, o benim yanımda olmuştu. Üzerimdeki gelinliği incelerken kafam karışıktı. Yakın arkadaşlarım yanımda bana iltifatlar ederken, ben hala değişik duygular içindeydim. Pars'a hissettiğim şey tam olarak neydi ? Onun hayatımda kalacağını bilmek beni mutlu ediyordu.
Onunla eskiden beri tensel temas beni rahatsız etmemişti. Ta ki seviştiğimiz güne kadar. Belli sınırlar dahilinde Pars'la çok mutluydum. Ama iş ileri seviyeye geldiğinde, aklıma sadece Bulut'un dokunuşları geliyordu. Onunla isteyerek sevişiyordum. Ona isteyerek dokunuyordum. Sonrasında kollarında huzurla uyuyordum. Bu his Pars'ta yoktu.
Pars'la her yakınlaşma sonrası pişmanlık vardı. Pars odaya beni almaya geldiğinde, odadaki arkadaşlarımız bizi yalnız bırakmak için çıkmışlardı. Çok güzel olmuşsun dediğinde gülümsedim. Boştaki boynuma zarif bir kolye taktığında tamamlanmıştım. Uzattığı koluna girerek, bizi bekleyen davetlilerin yanına doğru ilerlemiştik.
Volkanlar ve alkışlar eşliğinde yerimize geçtik. Benim şahidim Yağmur olurken, Pars'ın ki yurt dışından düğünümüz için gelen, beraber okuduğu, daha önce tanışmadığım Edward adında biriydi. Nikah memuru gelip malum soruları sorduğunda, evet derken Bulut'un bizi izlediğinden habersizdim.
İlk dans için ışıklar sönüp spotlar üstümüze çevrildiğinde, yarı mutlu yarı hüzünlü şekilde dansı tamamlamıştım. Yerimize geçip oturduğumuzda piste diğer çiftler çıkarak danslarına devam ettiler. Bizi kutlamaya gelen diğer çift ise Bulut-Buse ikilisiydi. Pistte dans ederlerken kanım çekilmişti. Bulut'un yanında birini görmek canımı acıtmıştı. Güçlü olmalıydım. Kendime güçlü olduğuma dair yalan söylersem, bir süre sonra bu yalana kendim de inanabilirdim. Pars'a baktığımda o da Bulut'u görmenin huzursuzluğunu yaşıyordu.
-Bunun ne işi var burada ?
-Bilmiyorum. Ben davet etmedim.
-Düğün günümüz bugün. Bulut dahil kimse mutluluğumuzu bozmasın sevgilim deyip, elimin üstüne öpücüğünü bıraktığında Bulut'un gözleri hala üzerimdeydi. Düğün sorunsuz bir şekilde tamamlandığında, gençlerle Pars'ın kapattığı bara gidip eğlenmeye devam edecektik. Gelin odasında gelinliğimi çıkarıp rahat edeceğim beyaz bir elbise geçirdim üstüme.
Konvoy oluşturup yakındaki bara girdiğimizde herkes alkole başlamış, eğlenmeye devam etmişti. Bulut'un dolu dolu bakan gözlerini gördüğümde içim burkuldu. Buse ile düğün boyu samimi değillerdi. Belki bu yüzden canım çok yanmamıştı. Ta ki Buse gelip Bulut'un yanağını öpene kadar. O an anladım onu kaybettiğimi. O an anladım artık birlikte olmadığımızı.
Onun yanında kimseyi görmeyince, hala benim diye düşünmüştüm. Bir şekilde Pars'ı oyalayıp bana dokunmamasını sağlayacak, tekrar Bulut'a dönecektim. Ne zaman Buse Bulut'u öptü, o an anladım ki benden gitti Bulut. Öpücüğe karşı Bulut'un tepkisi Buse'nin yanından uzaklaşmak oldu. İyi de oldu. Buse sırnaştı, Bulut yüz vermedi. Yine de içimdeki bir yerde volkanlar patlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALI YÜZ (Tamamlandı)
ChickLitYüzünde boydan boya yara olan ve herkes tarafından dışlanan bir erkek, çocukluk arkadaşı güzeller güzeli Kumsal'a ne pahasına olursa olsun sahip olmak ister. Bunun için herşeyi yapmaya hazırdır çünkü o takıntılı bir insandır. ** CİNSELLİK VE ŞİDDET...