Yüzünde boydan boya yara olan ve herkes tarafından dışlanan bir erkek, çocukluk arkadaşı güzeller güzeli Kumsal'a ne pahasına olursa olsun sahip olmak ister. Bunun için herşeyi yapmaya hazırdır çünkü o takıntılı bir insandır.
** CİNSELLİK VE ŞİDDET...
Başta duraksasa da sonrasında öpücüklerime karşılık vermişti. Ama sadece öpüşmek şuanki sarhoş bana yetmeyecekti.
***
Şuan karşımda kimin olduğu çok da önemli değildi. Sadece bugün benliğimin dışına çıkıp, alkolün vücudumdaki etkisine göre hareket etmek istiyordum. Pars'la öpüşmemiz derinleşirken, bir anda benden ayrıldı ve kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı.
Kısa süre sonra arabaya binip hızlıca yol almıştık. Hala kendimde değildim. Midem bulanıyordu ve salak salak gülüyordum. Araba durduğunda mızmızlanmaya başladım. Dans etmek, eğlenmek istiyorum, beni geri götür, diye laf sayıyordum.
- Eğlenicez prensesim. Dans da edicez ama herkesin içinde bu şekilde davranmana izin veremem. Sabret, derken bir otele girdik. Etrafı algılayamıyordum. Sadece Pars'ın yönlendirmesiyle hareket ediyordum. Resepsiyonda bir şeyler konuştu, bir anahtar aldı. Beni asansöre bindirdi ve sonrasında bilmem kaçıncı kata çıkıp bir odaya girdik.
-Yaa eğlenmek , dans etmek istiyorum, uyumak istemiyorum diye bağırıyordum. Pars ışıkları kapatıp gece lambasını açtı ve telefonundan clup muzikleri açtı.
-Hadi burda eğlen prenses. Bugün dışarısı senin için tehlikeli.
Ortam zaten clup gibi olmuştu.
-Tek dans etmek istemiyorum. Hadi bana eşlik et, deyip Pars'la odanın ortasına geldik ve dans etmeye başladık. Bu esnada mini bardaki dolabı açtım ve bulduğum içkileri içmeye başladım. İçkileri ayakta sallanarak içerken üzerime de döküyordum. Dengede bile duramıyordum. Pars'ın önüne geçtim ve kalçalarımı ona sürterek dans etmeye başladım. Şuan ki ben, ben değildim ama içimden geldiği gibi davranıyordum. Pars boynumu emmeye başladı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Ne yapıyorsun, diye mırıldanmıştım.
-Ben de alkol istiyorum prenses ve üzerin, boynun hep alkol, dediğinde gülerek dansıma devam ettim. Pars beni kendine çevirdi ve dudaklarıma parmaklarını sürterek dansına devam etti. Ben de ellerimi yüzündeki yaraya doğru uzattım ama beni engelledi. İçimdeki ateşi dışarı vurmak istiyordum ve hiç düşünmeden dudaklarımdaki parmakları emmeye başladım.
Bu hareketime şaşırarak bakan Pars'ın gözlerindeki koyuluk beni benden almıştı. Sanki şuan o yoktu karşımda. Bambaşka biri vardı. Parmaklarını ağzımdan çekip dudaklarıma yapışmıştı ve bende hiç beklemeden karşılık verdim. Bacaklarımdan tutup beni kucağına aldığında, ben de ayaklarımı onun beline dolamıştım.
Yavaşça yatağa doğru ilerledi ve beni düşürmemek için yatağa oturdu. Bense altımda hissettiğim sertlikle kendimden geçmiş, öpüşmemizi hararetlendirmiştim. Pars belimden kavrayıp beni altına aldığında gülümseyip onu üzerime çektim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Beni kendimden geçiriyorsun Kumsal. Seni o kadar uzun zamandır bekliyordum ki, deyip dudaklarıma iştahla saldırdı. Yavaş değildik, romantik hiç değildik. Şuanda ben, sadece anlık dürtülerimle hareket ediyordum. Belki yarın pişman olacaktım ama tek düşündüğüm şuandı. Dudaklarını boynuma indirdiğinde, kulağımın oradaki hassas noktamı yaladı. Eskiden beri ordan huylanırdım.
İştahla göğüslerime inip üzerimdeki elbiseyi çıkardı ve açıkta kalan göğüslerimi yalamaya devam etti. Bir yandan da gömleğini ve pantolonunu çıkarıyordu. İkimiz de iç çamaşırlarımızla kalmıştık. Pars kısa sürede üzerimizdeki fazlalıklardan kurtulmamızı sağlamıştı. Göğüslerimi avuçlayıp yalarken, bir yandan kendi ufaklığıyla oynuyordu. Sertleşmiş erkekliğini, ıslanmış kadınlığıma sürterken hafifçe bastırıyordu. O an biraz da olsa ürkmüştüm.
-Acıyacak mı ?
-İstemiyorsan devam etmeyelim prensesim.
-İstiyorum, şuan hiçbir şey umrumda değil.
-O zaman acıtmamaya çalışıcam. Hazır mısın, derken yarı korkuyla yarı şehvetle kafamı salladım. Pars yavaşça içime girerken ufak bir çığlık atmıştım. Hemen üzerime kapanıp boynumu öpmeye başladı.
-Alıştıra alıştıra yapıcam, korkma acımayacak, kendini kasma, derken beni gevşetmeye çalışıyordu. İçimdeki yoğunluk artarken, ben Pars'ın sırtını çiziyor, çığlıklar atıyordum. Pars tamamen içimdeydi. Kısa bir an alışmam için bekledi ve benim rahatladığımı görünce hareket etmeye başladı. Yavaş yavaş başlayan gel gitleri kısa sürede hızlandı. Artık acı hissetmiyordum. Hissettiğim tek duygu zevkti ve bu zevk hayatım boyunca tattığım bütün herşeyin ötesindeydi.
-Çok güzel Pars, çok iyi diye inlerken Pars daha da hızlanıyordu.
-Yıllardır bu anı hayal ettim, çok darsın Kumsal, diyerek o da inliyordu. Arkanı dön dediğinde beni kaldırdı ve dizlerimin üzerinde durdurdu. Arkama geçip artık tamamen alışmış ve ıslanmış olan kadınlığımın içine tek hamlede girdi. Çığlık atarak çarşafı sıktım ve hamlenin devamını bekledim. Pars içimde hızlı hızlı gelip giderken belimi kavramış, yoğunluğunu arttırmıştı.
-Daha sert, daha hızlı diye bağırmaya başlamıştım. Sonunda dayanamayarak içimden çıkıp sırtıma boşalmıştı. Ben ise bacaklarımın titremesiyle yatağa yığıldım. Pars sırtımdaki sıvıyı silerken yavaş yavaş gözlerim kapanmaya başlamıştı.
Pars'ın ağzından
Eskiden beri ona aşıktım. Her zaman hayatındaki tek insan ben olmak istedim. Bu duyguların ne zaman farkına vardım bilmiyorum ama onu oldum olası kıskandım. Başka arkadaş edinmesine izin vermedim. Sadece hayatında ben olmak istedim. Yüzümdeki yara izinden dolayı herkes benle dalga geçerken, o yine de beni bırakmadı.
Ben ise onu ittim ve bacağını kırarak hayallerini elinden aldım. Sonrasında yüzüne bakmaya cesaretim olmadığı için ülkeyi terk ettim. Her fırsatta gelip onu uzaktan izlerdim. Artık hasrete dayanamadım ve Türkiye'ye kesin dönüş yaptım. Onu sevgilisinden ayırdım, başka kimseye vermedim. O bana hep abi gözüyle baktı ama bugün sonunda beni fark etti. Hayalimdekinden bile daha güzel aldım bekaretini. Sonunda bana aitti.
Yalnızca benim oldu ve bundan sonra da benim olacaktı. Onu kimseye vermem, veremem. Kumsal benim hayatım. Yaşama amacım. Yüzümdeki lanet ize rağmen beni seven tek insan. Artık benim, artık tamamen benim. Bundan sonraki günler daha güzel olacak ve onu hiç bırakmıcam. Her sabah onunla uyanıp, her gece onunla uyucam. Her zaman zorla ona sahip olacağımı düşünürken, bugün kendi isteğiyle beni kabul etti. Bu dünyada benden daha mutlu hiç bir canlı olamaz. . .
