56

4.7K 157 365
                                    

Medyada Pars

Babama son zamanlarda fazlaca kızsam da o bana her zaman iyi davranmıştı. Mutlu bir ailede büyümemi sağlamıştı. Böyle bir adam yerine kendi babama sahip olduğum için şanslıydım.

***

Sonunda büyük gün gelmişti. Doktorun verdiği kararla, bugün öğleden sonra sezeryana alınacaktım. Hayatımda geçireceğim ilk ameliyattı ki, ben iğneden bile korkan bir insandım. Korkuyordum. Herkes hastanedeydi. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Bunu gören Pars gelip elimi tuttu.

-Ne oldu ? Ağrın mı var ? Neden ağlıyorsun ? Eliyle göz yaşlarımı silerken kafamı diğer tarafa çevirdim. Daha sancılı geçse de, her anını yaşayarak normal doğum yapmak istemiştim. Baskılarım sonuç vermemiş, zedelenme nedeniyle rahmim hasar görmüş ve normal doğum seçenekler arasından çıkartılmıştı. Çevirdiğim kafamı Pars avuçlarının içine aldı. Eski Pars, sevdiğim Pars gibi baktı gözlerime.

-Ben burada olucam. Rahatla, asla başından ayrılmıcam. Uyandığında kollarının arasında minicik bir canlı olacak. Titreyen dudaklarımdan fısıltı şeklinde bir sözcük çıktı. Korkuyorum. Pars kafamı göğsüne bastırdığında ağlamam şiddetlenmişti. Annemler odaya girdiğinde bizi o halde görünce sessiz kaldılar.

Ortamı neşelendirmek için birkaç şey söyleseler de içimdeki korku gitmiyordu. Karnım kat kat yarılacak, bebek içinden çıkacak ve tekrar kat kat dikilecekti. Düşüncesi bile midemi bulandırıyordu. Güler yüzlü Emre doktor geldiğinde, beni ameliyata aldılar.

-Şimdi ona kadar saymanı istiyorum. Narkozu verdiklerinde saymaya başladım.

-Bir, iki, korkuyorum, üç , Bulut nerdesin, dört, Bulut doğuruyorum, beş , Bulut elimi tut, alt . . . Bilincim kapandığında, akan göz yaşlarımın arasında aklıma gelen tek şey, şuan korkumu yenmem için o güven veren ellerin, ellerimi tutmasıydı. Yanlıştı. Evliydim, doğum masasındaydım ama aklımda bana yaptığı kötülüğe rağmen Bulut vardı. Tabi bir de korkum . . .

PARS'IN AĞZINDAN

İçeride ameliyat masasındaydı. Ağlamıştı. O bakmaya kıyamadığım güzel gözlerinden yaşlar akarken, korkuyorum demişti. Bir an için kendime lanet etmiştim. Benim yüzümden doğumu ameliyatla olacaktı ve o iğne görmeye bile dayanamazdı.

Ben ona, o günleri gerçek karı koca olalım diye yaşatmıştım. Ona el sürmemişken, Bulut'la o otel odasında gördüğümde . . . Hak etmişti, ötesi yoktu. Kendi hatasının bedelini ödüyordu. Hamileliği süresince bana uzak davranmıştı. Son ayda ise şişen karnını bahane edip yatakları da ayırmıştı ama olsun. Aynı evdeydik ve o bana aitti.

Benim çocuğumu taşıyordu. Bir kaç saatin ardından ameliyathane kapısı açıldı ve ağlayan minicik birşeyle dışarıya çıktı hemşire. Yanlarına gittiğimde, dokunsam her an kırılacakmış gibi duran ufacık bir şeydi karşımdaki. Ağladıkça ağlıyordu.

-Tebrik ederim bir kızınız oldu. Cinsiyetini öğrenmek istememişti Kumsal. Bunun sürpriz olmasını istemişti. Merak etsem de hassas dönemindeydi ve onunla zıtlaşmamıştım.

-Kızım, dedim gözümden akan yaşı fark etmeyerek. Bu şimdi benim mi ?

-Evet dedi hemşire, gülümsedi. Şimdi ufaklığı gidip temizlememiz gerek. Eşiniz de birazdan odaya alınır. Hemşirenin kucağında gidişlerini izledim. Annem gelip bana sarıldığında fark ettim yüzümdeki ıslaklığı. Babam ve Mehmet baba benim halime gülerlerken, ilk çocuklarını kucaklarına aldıkları anılarını anlatıyorlardı.

Evet, baba olacağıma çok sevinmiştim ama onu karşımda görmek bambaşka bir duyguydu. Tarifi yoktu. Kısa süre sonra baygın halde, sedyeyle Kumsal'ı çıkardılar dışarı. Birşeyler sayıklıyordu. Odaya götürülürken ellerini tuttum. Annemler aşağı kafeteryaya indiğinde, baş ucunda Kumsal'ımın uyanmasını bekliyordum. Uyandığında, kızımızı gördüğüm anı anlatmak için sabırsızlanıyordum.

YARALI YÜZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin