50

5.3K 144 352
                                    

-Siz canınızı sıkmayın. Elimden geldiğince bu olayı araştırıcam. Zavallı kadın karşımda yaşlı gözlerle otururken, Kumsal için, oğlum için bu işin peşine düşmeliydim.

***

Medyada Pars'ın yılbaşına özel, sizin için resmi var. 😁

-Dosyaları düzenledim ama sen yine de göz at. Sonra da imzalarsın.

-Gitmene gerek yok. Otur, ben de incelemeye devam edeyim. Masasının karşısındaki koltuğa oturup beklemeye başladığımda, ben Bulut'u izliyordum, Bulut ise dosyaları. Birkaç dakika sonra imzaları atmıştı. Kafasını kaldırıp beni incelemeye başladı.

-Gerçekten o adamla birlikte olmadın mı ? Sana zorla birşey yapmaya kalkmadı değil mi ? En ufak sıkıntıda beni arayabilirsin biliyorsun, hatırlatmama gerek var mı ?

-İstediğim sorudan başlayabilir miyim ? Ne bu soru bombardmanı?

-Üzgünüm sadece seni düşünüyorum. Pars'ı tanıyorum ve yapabileceklerini az çok tahmin edebiliyorum.

-Pars'ı ben de tanıyorum Bulut ve birlikte olmadık. Bana zorla birşey yapacak birisi değil.

-Ben senin her bir zerrene aşığım. Bakışına, gülüşüne, düşünce yapına, yürüyüşüne, iyi niyetine . . . Herşeyine aşığım. Teklifin hala geçerli mi ? Beklemem konusunda olan ?

Durum karmaşık bir hal alıyordu. Pars ile gerçek bir evlilik olması koşuluyla evlenmiştim. Evde onunla güzel vakit geçiriyordum. Eskisinden daha da iyiydik ama Bulut'suz bir yanım eksikti. Bulut'la geçirdiğim anlar aşk doluydu, Pars ile geçirdiğim anlarsa sevgi dolu.

-Eğer hala istersen geçerli.

-O adamla birlikte olma. Ben seni beklerim. Sensiz hayatımın anlamı yok. Sensiz bir hayat yok benim için.

-Ben de seni özlüyorum Bulut. Aşksız bir hayat istemiyorum ve benim hayatımda aşkın karşılığı sensin.

İkimiz de gülümsüyorduk. Kalkıp odama geçtiğimde geçen gün ki sarhoş halim aklıma geldi. Neticede birlikte olmamıştık değil mi ? Bunu Bulut'a anlatmama gerek yoktu. Bundan sonra sarhoş olmamaya özen gösterecektim. Bulut'la kavuşacağımız günü bekleyecektim.

Günler geçerken Bulut'la aramız daha iyiydi. Eskisi gibi yakın değildik, birbirimize dokunmuyorduk ama çok daha iyiydik. Bir anda neden fikrini değiştirdi bilmiyorum ama iyiki de değiştirmişti. Onunla olmayı özlemiştim. Evde Pars'a ister istemez, bir nebze daha mesafeli davranıyordum. O da bunu fark edip, mesafeyi kapamak için elinden geleni yapıyordu. Yatakta uzanmış, geleceğim hakkında endişe ederken, düşüncelerimi duştan çıkmış olan Pars böldü.

-Bugün işe gitmeyeceksin galiba prenses. Uyandığından beri yataktan çıkmadın.

-Bugün öğlene doğru toplantım var. Direk oraya geçicem. Üzerine birşey giyin hasta olacaksın. Belinde sadece havlu vardı ve üst kısmı çıplaktı.

-Karımdan gizlim saklım yok, diyerek kendini yatağa attı.

-Hadi fotoğraf çekilelim.

-Bu kılıkta mı ? Üzerini giyin de çekeriz.

-Taktın üzerime Kumsal. Sürekli sen resim çekilmemiz için beni zorlardın. İçimden geldi, hadi resim zamanı, derken komidinine uzanıp telefonunu aldı. Ben ise derin düşüncelerime dalmış olduğum için fotoğraflık havamda değildim. Pars kamerasını açıp beni gıdıklamaya başladığında istemsizce kahkaha atıyordum.

-Bırak nolur, bak gülmekten bayılıcam, diye kahkaha atarken şimdi moda girdin diyerek fotoğraflarımı çekmeye başladı. Ben de ona ayak uydurmaya başladığımda saçma sapan pozlar veriyorduk. Saçımı çekerken, yanağımı öperken, gıdıklamaya çalışırken, ben de onun çıplak gögsüne vururken bir sürü resmimizi çekmişti.

YARALI YÜZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin