Yüzünde boydan boya yara olan ve herkes tarafından dışlanan bir erkek, çocukluk arkadaşı güzeller güzeli Kumsal'a ne pahasına olursa olsun sahip olmak ister. Bunun için herşeyi yapmaya hazırdır çünkü o takıntılı bir insandır.
** CİNSELLİK VE ŞİDDET...
Kirikklavye adlı kullanıcının Ölüm Oyunu Serisi kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. Çok çok güzel bir fantastik-bilim kurgu kitabıdır. Kitaba bu linkten ulaşabilirsiniz https://my.w.tt/8ed7LQvU0Q
Medyada Bulut
O geceden beri ilk kez başbaşa bu kadar uzun zaman geçirecektik. İlişkimize, Bulut'a odaklamalıydım kendimi. En azından bugünlük . . .
***
Bulut'la deniz kenarında çok güzel, sakin, insanların neredeyse hiç olmadığı yerde bir eve gelmiştik. Yolda markete uğrayıp yiyecek birşeyler aldık. Eve girdiğimizde elimdeki poşetleri bir kenara bırakıp direk balkona çıktım. Manzara mükemmeldi. İnsanı tüm sorunlarından arındırıp, huzura çağırıyordu adeta.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Bulut burası harika. Bulut da poşetleri bırakıp yanıma gelmişti.
-Burası benim gizli yerim. İlk kez birisini getiriyorum. Annem bile daha önce gelmemişti, burayı kimse bilmiyor. Bu ikimizin arasında bir sır sevgilim.
-Şimdi sana kendi ellerimle öyle güzel yemekler yapıcam ki, beni tekrar seveceksin.
-Mutfakta yemek yapan bir erkek. Çok seksi. Ama tişörtünü de çıkarman lazım. Bu her kızın hayali.
-Hımm demek öyle. Pantolonumu da çıkarmak benim hayalim aslında.
-Ya, önce karnımı doyur, sonra bakarız pantolonun çıkacak mı çıkmayacak mı ? Gülerek mutfağa ilerledik. Ben poşetleri dolaba yerleştirirken, Bulut yemek yapmaya başlamıştı bile. Yardım etmemi istemedi ve dileğimi yerine getirip tişörtünü çıkardı. Mutfak masasında oturmuş onu izliyordum. Mutluydum. En önemlisi huzurluydum.
Her gergin anımda yanımda onu arar olmuştum. Ufacık üzüntümde keşke yanımda olsa da kafamı dağıtsa, beni güldürse diyordum. Değerli olduğumu, özel olduğumu hissettiriyordu. Kendi duygularından çok benimkileri önemsiyordu. Mesela Pars'ı çok kıskanmasına rağmen sadece bu sabah kıskandığını dile getirmişti. Onda da haklıydı. Bulut yemekleri yaparken ben de masayı hazırlamıştım. Sonunda yemeğe başlamıştık. Yaptığı her çeşidi denerken kendimden geçiyordum.
-Ben seni her halinle seviyorum. Sohbetle geçen yemeğin ardından karnımızı doyurmuş, masayı toplamış, balkonda manzaraya karşı kahvelerimizi içmiştik. Hava kararmıştı.
-Seninle zaman su gibi akıp gidiyor Kumsalım. Canım sıkkın olduğunda buraya gelirdim ve sanki zaman dururdu. Ama şimdi az önce gelmişiz gibi. O sırada ikimizin de telefonuna aynı anda bildirim geldi. Lisedekilerle yılda bir kez mezunlar yemeğine giderdim. Sınıf arkadaşlarımla ise 3-4 ayda bir toplanırdık. Bildirime baktım ve Bulut'a sordum.
