53

6.7K 147 327
                                    

Kalkıp banyoya ilerlerken, ardımda bıraktığım sesleri önemsemedim. Mutluydum. Sonunda gerçekten karı koca olmaya başlamıştık.

***

Medyada Kumsal

İki hafta . . . Tam iki haftadır bu lanet yerdeydik. Tam iki haftadır, hergün Pars'ın tecavüzüne maruz kalıyordum. Tam iki haftadır, doğru düzgün yemek yememiştim.

-Sensin bunlara sebep sen ! Beni bu hale getiren sensin ! Ben seni beklerken, sen başka bir adamın koynuna girmeye kalktın. Beni buna mecbur ettin.

Pars her zamanki sözlerini söylerken, özür dilemek yerine beni suçluyordu. Evet evli bir kadın olarak başka bir erkekle yatmak istemem normal değildi. Ama hiçbir şey günlerdir tecavüze uğramama sebep olamazdı. İlk günün ardından bağırıp çağırmış, ağlamış, Pars'a defalarca vurmuştum.

Akşamına bu ıssız yerdeki evden kaçmak isterken yakalanmış, Pars tarafından bağlanmıştım. Şehir merkezine inip, beni evde bağlı bir şekilde bırakmıştı. Zincirler, kelepçeler, kayganlaştırıcılar ve bunun gibi birçok iğrenç şey alıp geri geldiğinde, onu tanıyamadığımı anlamıştım. Canım yanıyordu. Hem fiziken hem ruhen.

En güvendiğim iki insan tarafından ihanete uğramıştım. Doğru düzgün yemek yiyemiyordum. Pars'ın eşliğinde tuvalete ve banyoya gidiyor, geri kalan saatlerde zincirle veya kelepçeyle duruyordum. Kaçmamam için herşeyi yapıyordu. Üstelik ilişki esnasında korunmuyordu. Bazen günde iki kez sahip oluyordu bedenime. Her rahatlamasından sonra kulağıma eğilip sadece benimsin diyordu. Ertesi gün hapı alarak, hamileliğimi engelleme umutlarım suya düşmüştü.

Pars, kahvaltıyı hazırladığını söylediğinde her zamanki gibi yemeyeceğini söylemiştim. Akşamları Pars'ın ağzıma bir kaç lokma sokmasıyla, ölmekten son anda kurtuluyordum. Ölmeyi isteyecek ya da bunu düşünecek kadar zayıf karakterli biri değildim. Umut her zaman vardı. Buradan kurtulacaktım. Çok zayıflamıştım, bedenim güçsüzleşmişti.

Yine lanet akşamlardan biriydi ve ben azıcık da olsa Pars'ın ellerinden yemeğimi yemiştim. Odaya getirdiği tepsiyi kenara koyarken, soyunmaya başladı. Yine, yine ve yine bedenime sahip olacaktı. Kadınlığım günlerdir ilişki esnasında kuruduğu için ve kayganlaştırıcıların çok da fayda etmediği için su toplayıp şişmişti. Pars, sen beni isteyeceksin başkasını değil diyerek, kayganlaştırıcıyı her geçen gün daha az sürmeye başlamıştı. Onu arzulamadığım için, ilişki esnasında kuruluktan canım yanıyordu. Kadınlığım şişmiş, su toplamış, her an patlamaya hazır bir balon gibi olmuştu.

Tuvalette bile canım yanıyordu. İlişkiye girerken attığım çığlıklar, yalvarmalarım daha da şişmesine engel olamıyordu. Pars soyunup yanıma geldiğinde, ona lanetler okuyordum. İşini kolaylaştırmak için kısa bir gecelik giydirmişti bana. İç çamaşırım yoktu. Yavaşça üstüme geldiğinde bileğimdeki kelepçeye aldırmadan ellerimle onu itmek için çaba sarf ettim. Elime geçen tek şey bileğimin biraz daha kesilip, canımın daha fazla acıması oldu.

-Seni tanıyamıyorum. Sen hayvansın, benim sevdiğim insan değilsin. Lanet olsun sana ! Bırak beni, dokunma bırak !

Pars yine ağzıma bez tıkamadan önce ondan intikam almalıydım. Benim canım yanıyorsa, ben de onun da canını yakmalıydım.

-Şimdi Bulut'u düşünücem. Anladın mı beni ? Sen beni becerirken, gözümü kapatıp Bulut'u düşünücem seni ruh hastası ! Pars bacaklarıma gömdüğü kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Baldırlarımdaki elleriyle etimi sıkmaya başladı. Hayır, acımı belli etmeyecektim.

Acıdan dudaklarımı ısırmaya başladığımda, ağzıma kan tadı geldi. Canımı fazlasıyla yakıyordu. Üzerimden kalkıp hızlıca çekmecelere doğru gitti. Eline demirimsi, yanları tırtıklı gibi, uzun bir alet aldığında korkudan gözlerimi ayırdım. Bu kadarını yapmazdı değil mi ?

YARALI YÜZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin