43

4.4K 137 214
                                    

Yeni kitabım, sizlerden gelen anılarla yayınlanacak olan kitabım, HAYATTAN GERÇEK KESİTLER yarın yayımlanacaktır. Okumanızı ve yorumlar yapmanızı rica ediyorum.

**

Medyada Pars

Evden çıkıp sokağa indiğimde derin bir nefes aldım. Kumsal'ı o manyağın elinden kurtarmalıydım.

***

Düğüne iki haftadan az bir süre kalmıştı. Herşey berbattı benim için. Bulut'la aram çok kötüydü. Pars'la eskisi gibi değildik. Babam hala benimle konuşmuyordu. İyi olan tek şey, annemle aram düzelmeye başlıyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Pars çoktan davetiyeleri gerekli kişilere yollamıştı. Annem de ne kadar istemese de, millete karşı rezil olmamam için düğün alışverişine çıkacaktı.

Bunu benim istekle, heyecanla yapmam gerekiyordu ama içimden gelmiyordu. Beğendiği gelinliklerin resmini bana atarken bir tanesine bayılmıştım resmen. Bu diye seçtiğim gelinliği anneme yollarken, o an beğendiğim gelinliği giyip Bulut'la evlendiğimi düşündüm. Taki Buse'nin sesini duyana kadar, bu hayalle gülümsüyordum.

-Gül tabi gül. Gelin olan sensin ne de olsa. Sen gülmeyeceksin de ben mi gülücem ?

-Senin ne işin var burada ?

-İş diyelim. Bulut'u görmeye geldim. Yüzünde aptal gülümsemeni görünce gelip bozmak istedim.

-Başarılı da oldun !

-Neyse görüşürüz.

-Bekle.

Ne var dercesine suratıma baktığında, suratına bir tane patlatmak istemiştim. Ama onun adına da üzülüyordum.

-Pars'ı ne kadar sevdiğini biliyorum. Eskiden senden nefret ederdim çünkü hayatımda daha önce aşık olmamıştım. Şimdi seni sevmesem de nefret etmiyorum. Bir nebze seni anlıyorum. Yaptıkların tabiki yanlış ama en azından gerekçeni anlıyorum. Aşk. O yüzden, hayallerini elinden aldığım için özür dilerim.

Bunları neden söylediğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Galiba onun ne kadar üzgün olduğunu tahmin ettiğim için böyle şeyler söylemiştim. Belki de ona karşı vicdan yapmıştım.

-Ben de hala seni sevmiyorum ve evet seni sevmememin nedeni sen değilsin. Hayallerimi yaşıyor olman. Başka birisi olsaydı, ondan da nefret ederdim. Pars her zaman sana aşıktı ve ben de hep senin yerinde olmak istedim. Neyse, bu kadar duygusal konuşma yeter. Hala seni sevmiyorum. Yüzünde hüzünlü bir gülümseme vardı. Ben de gülümsedim.

-Ben de seni sevmiyorum. Arkasını dönüp gidecekken durdu ve tekrar bana döndü.

-Pars'ı seviyor musun?

-Onu tabiki seviyorum. Bu nasıl bir soru ?

-Onu sevdiğini ve değer verdiğini biliyorum. Sorum şu, Pars'a aşık mısın ?

-Hayır !

-O zaman neden ? Neden umut kırıntımı elimden alıp onunla evleniyorsun ? Beni sevmese de olur, yeter ki yanımda olsun.

Ne diyeceğimi bilememiştim.

-Üzgünüm Buse. Şartlar. Şimdi işimin başına dönmem gerekli. İyi günler.

Birşey demeden Bulut'un odasına ilerledi. İş için derken neyi kastetmişti ? Umarım burada işe başlamazdı. Dünyada şirket mi kalmadı da buraya geldi ? Sinirle önümdeki dosyaya odaklandım. Arada karşı odadaki cam duvarlardan Buse ve Bulut'u izliyordum. Hararetli bir şekilde konuşuyorlardı.

YARALI YÜZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin