YARALI YÜZ (Tamamlandı)

48

Medyada Pars

Anahtarla kapıyı açtığımda gördüklerim şaşırmama neden olmuştu.

**

-Pars ?

-Kumsal ? Beklediğimden erken geldin. Neyse herşey hazır sayılır, hadi elini yüzünü yıka da gel. Pars, heyecanla çok şık olarak hazırladığı masanın son rötuşlarını yapıyordu. Masaya göz attığımda resmen kuş sütü eksikti sadece. Boşluklarda gül yaprakları, özenle yerleştirilmiş şamdan ve mumlar, yemekler ve tatlılar vardı. Hızlıca gidip rahat bir elbise geçirdim üstüme. Yemeğe oturduğumda servisi Pars yapıyordu.

-Ayşe teyze nerede?

-Bugün romantik bir koca olmak istedim ve masayı hazırladıktan sonra çıkmasını rica ettim. Al bakalım bu da en sevdiğin şampanya. Pars servisi yapıp yerine oturduğunda birşey unuttuğunu hatırlayarak, kalkıp caz tarzı slow bir müzik açtı. Gülümseyerek onun bu şaşkın hareketlerini izliyordum.

-Daha yeni evlendiğimize göre yıl dönümünü unutmuş olamam. Doğum günün de değil. Ne bunlar ? Yemeğimi yerken ona da sorular soruyordum.

-Seninle geçirdiğim her an çok özel. İçimden geldi diyelim.

-Buse'yle ilgili birşey oldu değil mi ? O cadaloz iş yerinde birşey yaptı, kızmamam için de bunları yaptın.

-Buse'yle doğru düzgün konuşmadık bile. Hem bugün kimse hakkında konuşmak istemiyorum. Herhangi bir sorun yok. Yeni evliyiz ve ben karıma jest yapmak istedim. Bugün yalnızca sen ve ben varız anlaştık mı ?

-Anlaştık derken yemeklerimizi yiyip, şampanyamızı içiyorduk. Günün stresi, Bulut'la olan konuşmamız, Hale, herşey uçup gitti aklımdan. Yemeği ve tatlıları yiyince romantik komedi filmi izlemeye başladık. Pars mısır cipslerimizi kaselere boşaltıp getirdi. Bir an bile olsun yerimden kaldırmadı beni. Şımartılmak güzeldi. Kanepeye uzandığında beni de göğsüne yatırdı ve kahkalarla filmimizi izledik. Saat gece yarısına geliyordu. Film bitmişti.

-Uykun var mı ?

-Hayır. Senin ?

-Benim de yok prensesim. Doğrulup yüzüne baktığımda aramızdaki mesafe çok azdı.

-Bugün çok gergindi benim için. Şuan bebekler kadar mutluyum. Teşekkür ederim.

Rica ederim derken alnımdan öpmüştü.

-Ama gün daha bitmedi. Hadi kalk.

-Yaa daha ne yapıcaz ? Pars elimden tutup beni kaldırdı. Salondaki sehpayı iterek yere oturttu beni. Mutfağa ilerledi. Elinde iki şişe tekila ve şat bardaklarıyla geri geldi. Karşıma geçip oturduğunda bir bardak benim önüme bir bardak da kendi önüne alıp şişeyi ortaya koydu.

-Oyun oynıcaz. İlk sevişmemizde bol bol tekila içmiştin. Şimdi ise gevşemek için iç.

-Ne oyunu ?

-Birbirimizle konuşucaz. Birşeyler isticez, birşeyler yaptırıcaz ya da birşeyler sorucaz. Cevap olumsuzsa içicez. Olumluysa söyleneni yapıcaz.

-Pekala sevdim bu işi. Hadi başla bakalım koca bebek.

-Pekala bugün ki sürprizimi beğendin mi, bugün eğlendin mi ?

-İki soru oldu ama ilk soru diye cevaplıyorum. Çok beğendim ve çok eğlendim. Şimdi benim sıram. Buse cadalozu bugün benim sinirleneceğim en ufak birşey yaptı mı ?

Pars munzur bir surat ifadesi yapıp bardağını doldurup içti.

-Yaa nasıl cevap vermezsin ? Çabuk cevap ver.