AZRA
Ben Deniz'i buradan kurtardığımı düşünürken o dışarı çıkıp Alp'e çok daha rahat bir şekilde ulaşmıştı. Ah salak kafam, nasıl düşünememiştim böyle bir şey yapacağını?
"Ölmüş mü peki?" diye sordum Hasret'e.
"Kim Azra?" dedi aklı başka bir yerde gibiyidi.
"Kim olacak Haso, Alp'ten bahsediyorum."
"He o mu? Ölmemiş hala yaşıyormuş ama durumu çok kritikmiş." Alp pisliğinin yaşaması için içimden bildiğim bütün duaları ederken Hasret'in hali dikkatimi çekmişti.
"Haso?" dedim elimi baktığı yerde sallayarak bana bakmasını sağladım.
"Ne bu halin, benden betersin."
"Sen boş ver beni şimdi Azra." dedi alıngan bir sesle.
"Hasret olur mu öyle şey ne oldu, söyler misin?" dedim.
"Harbiden Hasret bende çok merak ettim." dedi Rüzgar. Hasret Rüzgar'a bakarak başladı "Şöyle ki."
"Kudret'i Azra bıçaklamamış. Bunu yapan Deniz Ablaymış. Azra onun suçunu üstlenmiş ve bundan bize bahsetmeyi aklından bile geçirmemiş." dedi. Kendine hakim olmaya çalışıyordu ama kızgınlığı ve kırgınlığı sesine yansımıştı.
"Bu doğru mu Azra?" diye sordu Rüzgar gözlerimin içine bakarak.
"Doğru." deyip bakışlarımı ondan kaçırdım.
"Bana gerçekten bir kadın için özgürlüğünden vazgeçmediğini söyle!" dedi Rüzgar.
Yanıma gelip kollarımdan tutup konuşmaya başladı. "Bunun aşkla bir alakası yok, biliyorsun değil mi? Bu düpe düz aptallık." dedi onunda gözleri dolmuştu. Bu yaşananlar ona tanıdık gelmiş olmalıydı. O da sevdiğini sandığı biri yüzünden buraya düşmüştü.
"Ne aşkı Rüzgar, neden bahsediyorsunuz siz?" dedi Hasret. Kafası karışmıştı belli ki. Bende o an olmayacak tepkiyi vererek gülmeye başladım. Hasret'in karşısına geçtim.
"Ben Deniz'e aşığım." dediğimde gülmeyi kesmiştim. Hasret duyduklarını önce kafasında tarttı ardından o da gülmeye başladı. Ben onun gülüşüne gülerken Rüzgar daha çok sinirlenmeye başlamıştı.
Hasret bana dönüp "Sen ciddisin, şaka yapmıyorsun Azo." dedi. "Ben ona karşı daha farklı şeyler hissettiğini anlamıştım ama sen bunca zaman bir şey demeyince kendi hayal gücüm sandım." diye neden ilk başta anlayamadığını açıkladı.
"Aslında Deniz anlamasın diye çok dikkat ediyordum kendime ama anlayan anlamış işte." dedim. Hasret beni kendine çekip sarıldı. Sonra ikisine dönüp "Ama yaptığım şeyin aşkla bir ilgisi yok. Vicdan azabı deyin, koruma içgüdüsü deyin aklınıza ne geliyorsa işte. Ama bu öyle bir şey değil ayrıca ben bunu hak ettim." dedim.
"Benim kırıldığım nokta burası değil ki Azo. Sen bunu bize söylemedin. Ben bunu Deniz Abla'dan öğrendim. Ne zaman bize söylemeyi planlıyordun?" diye sordu Hasret.
"Hiçbir zaman." dedim.
"Hiçbir zaman." diye tekrarladı Rüzgar.
"Bunu sadece 4 kişi biliyor. Ve onlardan biri Kudret zaten. Sezen'i ben tembihledim. Her gün Kudret'in uyanmaması için dualar ettim. Size nasıl söyleyebilirdim ki?"
"Kardeşimin katil olmadığına mı sevinsem, bana güvenmediğine mi üzülsem yoksa geleceğini yaktığına mı sinirlensem, bilemedim Azo?" dedi Hasret.
"Eğer size söyleseydim. Ne yapardınız?" diye sordum. Cevap vermediler.
"Bu yüzden yaptım işte. Benim için idareyle konuşurdunuz ve her şey mahvolurdu. Deniz geri dönerdi buraya." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER ~ AZDEN
Teen FictionAlternatif AzDen kurgusudur. Her şey Avlu'nun 10. bölümünden itibaren başlar. ••• Azra "Sevgilim, Hayatım, Dünyam, Bitanem.." diyerek Deniz'e baktı. Orada olduğundan emin olduktan sonra "Bunlar sana aşık olduktan sonra sana söylemek istediğim şeyler...