DENİZ
"Madem gördün neden bir ses vermedin ya da belli etmedin bildiğini?" diye sordu Azra.
"Çünkü senin bana söylemeni istedim Azra. Sen benim sevgilimsin ama ben senin içindekileri bilmiyorum çünkü benimle konuşmuyorsun."
Azra yüzümü avuçlayarak "Canım bunun seninle alakası yok ki. Sen benim herşeyimsin ve bunu çok iyi biliyorsun." dedi alınlarımızı birleştirdi. Sonra gözlerimin içine bakıp "Biliyorsun değil mi?"
Hiçbir şey demeden kafamı evet anlamında sallayınca Azra yumuşacık dudaklarını benimkilere bastırdı. Bütün kaygılarım uçup gitmişti bunun verdiği rahatlıkla ona karşılık vermeye başlayınca Azra'nın güldüğüne yemin edebilirdim. Dudaklarımda hissettiğim ıslaklıkla bütün vücudum uyarılınca ellerimi kızıllara atıp tıpkı onun gibi bende onu keşfetmeye başladım.
Azra kollarını bana sarınca tek vücut haline gelmiştik. Ama büyük bir zıtlık vardı. Benim bütün vücudum alev alırken Azra'nın soğuk teni beni kendime getirmişti. Ellerimi kızıllardan ayırıp sırtına omuzlarına götürüp onu ısıtmaya başlayınca dudaklarına daha küçük öpücükler kondurmanın sonunda ondan ayrıldım.
Azra bana sorgularcasına bakınca "Beni geçiştirmeye çalışıyorsun Azra." dedim. Azra bakışlarını çocukça bir suçlulukla benden ayırdı.
"Tamam şu an yeri ve zamanı değil. Rüzgar'lar ağaç olmuştur. Sen buz gibisin. Akşam yalnızken konuşalım." dedim.
Azra dediklerimi umursamayıp "Akşam ve yalnız demişken, bu akşam beraber mi uyusak?" dedi.
Cevap vermeden geri çekilip kapıya doğru gidince "Bu hareketini evet olarak kabul ediyorum." diye bağırdı arkamdan. Ben bir an duraksayınca "O zaman odanda buluşuruz Boncuk." dedi.
•••
Sayım yapılmıştı bende bir şeyler çizmeye karar vererek Azra'nın gelmesini bekliyordum.
"Bana da öğretir misin?" sorusuyla başımı kağıttan kaldırıp Azra'ya baktığımda "Keşke başka bir bahane bulsaydın Azra." dedim gülerek.
"Bahane değildi ki, gerçekten öğretsene bana da." dedi yanıma yaklaştığı sırada.
"Bu akşam değil Azra." dedim ayağa kalkıp ona sarıldım. "Bu akşam konuşacağız." dedim.
"Tamam Boncuk konuşalım, o kadar mutluyum ki. Işıklar kapanmadı, kızlar hala yatmadı ve ben yinede buradayım, rüya gibi." deyip beni öptü. Sonra bakışlarını benden ayırıp masaya döndü. "Yine beni mi çiziyordun?" dedi. Yakalanmıştım.
"Yani özellikle seni değil." dediysemde Azra gülmeye başlamıştı. "Tamam, pes ediyorum." dedim yüzümü boynunda saklayarak.
"Seni çiziyordum. Şartlanmış gibiyim senden başka bir şey çizemez oldum." dedim.
"Teşekkür etmeli miyim bilemedim Boncuk." dedi Azra saçlarımı okşarken. Sonra başımı kaldırıp "Bakabilir miyim?" diye sordu.
"Tabii ki bakabilirsin." dedim elimle masayı göstererek.
Azra hevesle masaya yaklaştı. Bütün resimleri kavrayıp yatağa götürdü. Hepsine bakarken bende yanına oturup onu izlemeye başladım. "Belki arada bizi çizmişsindir diye bakıyorum ama bunlar çok güzel Deniz." dedi.
"Çizdiğim sensen kötü olma ihtimali yok ki Canım." dedim.
"Aslında bizi de çizsen, ben onu odama assam. Çok güzel olmaz mı?" dedi.
"Yani kendimi nasıl çizerim bilmiyorum ama söz bundan sonra ilk çizeceğim şey bizim resmimiz olacak." dedim. Azra mutlulukla elimi tutunca uzun süredir aklımda olan şeyi yapıp Ecem'in bilekliğini bileğimden çıkarıp onun avucuna bıraktım. Azra'nın gözleri dolmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER ~ AZDEN
Teen FictionAlternatif AzDen kurgusudur. Her şey Avlu'nun 10. bölümünden itibaren başlar. ••• Azra "Sevgilim, Hayatım, Dünyam, Bitanem.." diyerek Deniz'e baktı. Orada olduğundan emin olduktan sonra "Bunlar sana aşık olduktan sonra sana söylemek istediğim şeyler...