AZRA
Nihayet geri dönebilmiştim cezaevine. Kızlara ne diyeceğimi düşünmek için yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Büyük ihtimalle yemekhanede olmalılardır ama diğer ihtimalide düşünmek zorundaydım. Pekala bloğun ortak alanında da olabilirlerdi. Bu yüzden ortak tuvalete gitmeye karar vermiştim.
Kapıdan girdiğim anda yüzüne hızla su çarpan Deniz'i gördüm. Kader-1 Azra-0.
Sessizce kapıdan çıkacakken Deniz aynadan beni görüp hızla arkasını dönmüştü. Yüzünün halini görünce dayanamayıp yanına gittim. "Deniz, iyi misin sen?" diye sordum.
Soruma cevap vermeyip bakışlarını benden çekerek yere bakmaya başladı. Tersleneceğimi bile bile elimi çenesine götürüp bana bakmasını sağladım. "Biri bir şey mi yaptı? Ne bu halin Deniz?" dedim. Artık endişelenmeye başlamıştım.
Yüzünü elimden kurtarıp "Sen gitmemiş miydin?" diye sordu.
"Gitmemeye karar verdim." dedim.
"Neden?" diye sordu. Beni merak mı etmişti yoksa neden gitmediğimi mi öğrenmeye çalışıyordu? Ben cevap vermekte gecikince "Neden vazgeçtin?" dedi.
"Ben" dedim ama devamını nasıl getireceğimi bilemiyordum. Kudret'in uyandığını ona nasıl söylerdim ki? Yine ondan saklamam gereken şeyler olduğu gerçeğiyle yüzleşince kendime engel olamadan "Kudret uyanmış." dedim.
Deniz donup kalınca alıştıra alıştıra söylemem gerektiğini fark etmiştim. Ama aklıma ondan bir şeyler saklarken yaşadığım huzursuzluk gelince daha fazla içimde tutamamıştım.
"Kudret'in uyanmasıyla senin gitmemen arasında nasıl bir bağlantı var?" dedi. Ben ona ne söylemiştim, Deniz neyi merak ediyordu. Sanırım başka bir şey duymayı beklediği için bu neden ona yeterli gelmemişti.
"Sevdiklerim için Kudret'ten daha ala tehdit mi var?" dedim. Aslında bu doğruydu. Sadece sevdiklerim kısmının %90'ında kendisi olduğunu henüz bilmiyordu.
"Deniz ben çok düşündüm bugün, biliyorum bir daha eskisi kadar yakın olamayacağız seninle çünkü ben senin bana olan güvenini paramparça ettim. Ama işin ucunda Kudret var. Eğer bizi ayrı görürse bizi yıkması çok kolay olur. Yeniden eskisi gibi olalım." dedim. Dediğimi düşünür gibi bir hali vardı. Kabul etmesi için aklıma gelen her şeyi söylemeye başladım.
"Sadece Kudret'in olduğu zamanlar beraber oluruz, o olmadığında şu an ki gibi iki yabancı oluruz. Yemeklerde aynı masada oluruz ama baktığında beni göremeyeceğin yerlere otururum. İstersen kızlarla konuşurum, başımızda sen olursun." dedim. Tek bir evet yeterdi.
Deniz gülmeye başlayınca bende gülmeye başlamıştım. Bu kabul edeceği anlamına mı geliyordu? Ben yinede konuşmaya devam ettim. "Sadece Kudret'ten kurtulana kadar ondan sonra kaldığımız yerden devam edebil-
Deniz'in "Sen haklısın." demesiyle konuşmayı kesmiştim. Ona baktığımda gülüşünden eser kalmamıştı. "Haklısın sana olan güvenimi paramparça ettin. Ama ben Kudret'i bir kere alt ettim. Artık beni tehdit edebileceği kimse kalmadı elinde." dedi. Söylediklerinde haklıydı ama "Ya sana zarar verirse?" dedim yutkunarak.
"Umurumda değil. Ben o ölmeden ölmeyeceğim. Tek bildiğim şey bu." dedi.
"Ama benim umurumda. Belki farkında değilsin ama sen onun oğlunu öldürmeye kalktın. O pislik komada. Kudret bunun acısını başta senden sonrada buradaki herkesten çıkaracak." dedim.
"Bana yaptığı, bize yaptığı her şeyin karşılığını almış oldu o kadın." dedi soğukkanlılıkla.
"Ve benim kitabıma göre yaptıklarının bedelini ödemeyen bir tek sen kaldın." diye devam etti Deniz. Yine dönüp dolaşıp bana gelmişti konu.
![](https://img.wattpad.com/cover/172998814-288-k737285.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER ~ AZDEN
Novela JuvenilAlternatif AzDen kurgusudur. Her şey Avlu'nun 10. bölümünden itibaren başlar. ••• Azra "Sevgilim, Hayatım, Dünyam, Bitanem.." diyerek Deniz'e baktı. Orada olduğundan emin olduktan sonra "Bunlar sana aşık olduktan sonra sana söylemek istediğim şeyler...