12. Bölüm

1.6K 96 7
                                    

DENİZ

3 haftalık ayrılığın ardından kendimi tekrar burada bulmuştum. Bizzat ben talep etmiştim tekrar eski odamda kalmayı. Kargaşada olanlardan sonra Melis geçici olarak müdür, Özlem de tekrar müdür yardımcısı olmuştu. Özlem tıpkı ilk geldiğim zamandaki gibi beni bloğa götürürken koridorda zaten bildiğim şeyleri anlatmaya başlamıştı.

"Özlem Hanım tekrar hatırlatmanıza gerek yok, gayet iyi biliyorum neyin ne olduğunu." dedim. Çıkışım karşısında şaşırmıştı. Artık eski Deniz yoktu. Buraya tek bir şey için geri dönmüştüm, onuda tamamladıktan sonra artık hiçbir şeyin bir önemi olmayacaktı benim için.

"Kusura bakma ben düşünemedim. O zaman bilmediğin şeyleri söyleyeyim, kıyafetleriniz değişti. Seninkiler yarın sana ulaşmış olur. Odanda birkaç sorun var, kalorifer ve tuvaletin kullanılabilir durumda değil. Ama sen eski odanı istediğin için birkaç gün idare etmen gerekecek." dedi.

"Yazın kalorifere ihtiyaç olacağını sanmıyorum. Diğer sorunda birkaç güne halledilir herhalde." dedim onay almak için ona baktığımda kafasını evet anlamında salladı.

"Güzel." dediğimde bloğun kapısına gelmiştik.

"Herkes yemektedir şimdi seni yerleştirelim sende gidersin." dedi. Elimdeki sepeti kaldırıp "Yolu biliyorum Özlem Hanım." deyip odama geçtim. Topuklu seslerinin azalmasından gittiğini anlamıştım. Odama girecekken yine gözüm odasına takılmıştı. Tam kafamı çevirecekken kızılları gördüm. Yemekhanede olması gerekmiyor muydu onun?

Naciye'yi görmemle sorumun cevabını almış oldum. Daha birinci dakikadan karşıma çıkmıştı yine. İçten içe artık bu işleri bırakacağını düşünmüştüm. Ama o bırakmak yerine daha sıkı sarılmışa benziyordu.

Bir dakika ya, neden umurumda olsun ki ne yaptığı? Hatta onu böyle görmek mutlu etmişti beni, evet mutlu etmişti. Onun elinden de kalan her şeyini almak için tekrar dönmüştüm buraya. Beni her gördüğünde ihanetini hatırlasın diye yine tam karşısına gelmiştim. Ve buna bir yerden başlamam gerektiğini düşünüp elimdekilere odama koyduktan sonra doğruca yanlarına gittim.

Odaya girdiğimde Azra Naciye'nin boğazına bıçağı tutmuştu. Beni kızlardan biri sandığı için dönüp bakmamıştı bile.

"Bende tam Naciye Hanım'la olan hesabımı bitirmek üzereydim kızlar, tam vaktinde geldiniz." demesiyle daha fazla kendimi tutamayacağımı anladım. Bu kadar ileri gideceğini, Azra'nın bu şekilde birini öldürebileceğini hiç düşünmemiştim. Üstelik bunun üzerinden espri bile yapıyordu. Şaşkınlığımı bir kenara bırakıp "Çek ellerini kadının üstünden!" diye sert bir sesle uyardım onu.

Sesimi duyunca elindeki bıçağı yere düşürdü arkasını bile dönemeden sessizce "Boncuk" dedi. Naciye minnetle bana bakmaya başlamıştı. Azra Naciye'ye bakınca doğru duyduğunu anlayıp bana doğru döndü. Bir insan 3 haftada bu kadar değişebilirmiydi hiç?

Saçlarını koyultup boyunu biraz kısaltmış, onları dalgalandırmadan öylece bırakmıştı. Gözlerinin altında mor halkalar oluşmuştu ama en önemlisi çok zayıflamıştı. Üstündeki kısa şort ve sıfır kol tişörtten bu çok net anlaşılıyordu.

"Deniz!" dedi. Üzüntü, şaşkınlık, utanç, öfke, mutluluk bunların hepsi teker teker yüzünden okunsada sonunda tek bir ifadeye tekrar geri döndü: Şaşkınlığa.

"Senin ne işin var burada?" diye sordu.

Ona cevap vermeden Naciye'ye doğru yürüdüm. Ellerini çözüp ağzını açtım. Azra şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Yerinden kıpırdamamıştı. Naciye ayağa kalkıp bana sarıldı.

KADER ~ AZDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin