AZRA
Her ne kadar ilk gecemizi Deniz'le beraber geçirmek istesemde daha ilk saatlerden kimseye yakalanmamak için Deniz'in sessizce uyumaya gitmesine karar vermiştik. Odasına girene kadar onu izledikten sonra içeri girince etrafa bakıp bana el sallamaya başlamıştı.
Karşımdaki odaları kontrol edip bende ona el sallamaya başladığımda istemsizce gülmeye başlamıştım. Deniz'in gittiğini fark ettiğimde bende elimi indirip yatağıma uzandım. Kendimi sanki uçmayı öğrenmiş kadar mutlu hissediyordum. Çocukken tek hayalim uçup özgür olmakken kendimi en özgür sandığım zamanların sonunda işte buradaydım, hapiste.
Kim derdi ki bu dört duvar arasında uçup özgür olabileceğimi. Ama olmuştum işte. Nasıl oldu bilmiyorum ama uçup Deniz'in kalbine konmuştum bir şekilde. Herkese içimdekileri haykırmak istiyordum, Kudret zerre umurumda değildi ama Deniz. O benden tek bir şey istemişti teknik olarak ben istemiştim ondan bunu ama birlikte olabilmemizin tek yolu bunu kimsenin bilmemesiydi.
Aklıma Deniz'in kalp atışları geldiğinde tekrar gülümsemeye başlamıştım. Ona yaptığım şeyden sonra beni bu şekilde affetmesi o kadar şaşırtmıştı ki beni. Aniden aklıma bugün olanlar geldi, Deniz Kudret'i bıçakladığını itiraf etmişti. Yarın savcı gelecekti ve Deniz'e gerçekten takıktı. Neden daha önce aklıma gelmemişti ki? Böyle bir durumda aşk sarhoşluğunun sırası mıydı?
Hızlıca Deniz'in odasına girdiğimde Deniz üstünü değiştiriyordu. Refleksle tişörtüyle önünü kapatınca "Ben ses çıkarmamak için çalmadım, pardon Boncuk." diye fısıldadım sessizce.
Deniz'in örttüğü tişörtün çok ince olduğundan habersiz biraz rahatladığını fark edince gerçeği belli etmemek için kendimi zor tuttum. "Sen devam et, ben şöyle pencereden uzağa geçeyim." deyip sandalyesini gösterdim.
"Tabi geç sen öyle." dedi Deniz. Fırsattan istifade edip onu bir kez daha süzdükten sonra "Arkamı dönüyorum rahat ol Boncuk." deyip sandalyeye oturdum.
Oyalanmak için masasının üstünü karıştırırken Deniz'in çizimlerini görmüştüm. Çoğunlukla Ecem'i çizmişti. Biraz daha bakınca bizim tayfayı da çizdiğini fark edip "Bunlar çok güzel Boncuk." dedim gururla.
"Bir gün bizi de çizer misin?" diye sordum utanmaması için ona bakamadan.
"Aslında önce seni çizmeyi tercih ederim." deyip arkadan boynuma sarıldı. Başımı yana çevirip yanağını öptüm. "Peki ısrar edersem?" dedim.
"O zaman bir ayrıcalık yapabilirim." deyip gülümsedi sonra merakla bana dönüp "Neden geldin ki sen?" diye sordu.
Savcı yüzünden gelmiştim ama eğer aklıma gelmeseydi de büyük ihtimalle yarım saat içinde yine burada bulacaktım kendimi. Savcı olayını direkt söylersem konuyu kapatacağını düşünüp "Dayanamadım sensizliğe. Zaten 1 aydır doğru düzgün bakamadım bile sana, şimdi sevgiliyiz ama yine bakamayacağım." dedim elini okşarken.
"Gel o zaman." deyip ayağa kaldırdı beni. Yatağın örtüsünü açıp kenara kayınca "Beraber mi uyuyacağız?" diye sordum.
"Sanki daha önce uyumadık Azra." dedi gülerek. Haklıydı tabi, uyumuştuk uyumasına ama o zaman sadece arkadaşıydım onun.
"Ama o zaman beraber değildik Boncuk. Belki istemezsin ilk günden böyle şeyler." dedim. Böyle şeyler mi? "Uyumak yani uyumak istemezsin belki." diye düzelttim.
"Azracım istemesem neden teklif edeyim?" dedi Deniz. Ben yanına gitmeyince "Canım ne oluyor sana?" diye sordu.
Yatağa oturup "Her şey o kadar hızlı gelişti ki korkuyorum Deniz. Yanlış bir şey yapacağım diye ödüm patlıyor. Daha bir kaç saat önce nasıldık şimdi nasılız?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER ~ AZDEN
Novela JuvenilAlternatif AzDen kurgusudur. Her şey Avlu'nun 10. bölümünden itibaren başlar. ••• Azra "Sevgilim, Hayatım, Dünyam, Bitanem.." diyerek Deniz'e baktı. Orada olduğundan emin olduktan sonra "Bunlar sana aşık olduktan sonra sana söylemek istediğim şeyler...