40. Bölüm

1.4K 77 4
                                    

AZRA

Deniz'in gülüşünün solmasıyla daha fazla endişelenmemesi için "Bu aslında iyi bir şey Boncuk. Bu düşman her kimse Kudret'ten daha acımasız olma ihtimali yok sonuçta." dedim aslında dediğime kendimde inanmayarak.

Deniz yüzümü uzun süre inceledikten sonra kolumu okşayıp beni yavaşça yatağa oturttu. "Azra sen gerçekten Kudret'in bu dediğine inandın mı?" diye sordu sakin bir şekilde.

"İlk başta inanmadım tabi ki ama düşününce bu son yaptıkları, bunlar Kudret'in hamleleri değil Deniz. Keşke olsa ama değil işte." dedim.

"Nasıl bu kadar emin olabilirsin? Ayrıca seni neden uyarsın ki o kadın?" diye sordu.

"Neden uyardığını bilmiyorum, sana artık Kudret iyi birisi de demiyorum zaten. O yine bir işler karıştırıyordur. Sadece temkinli olalım istiyorum Deniz." dedim.

Deniz rahatça derin bir nefes aldı. "Bir an Kudret seni kandırdı sandım o yüzden endişelendim ama haklısın her şeye hazırlıklı olmalıyız." dedi.

"Sence Kudret öldürmediyse kim öldürmüş olabilir Sezen'i?" diye sordum merakla.

"Burada bir olaya karışmış olamaz sonuçta bize de not bıraktı bunu yapan. Açıkçası Kudret'ten başka birisi de aklıma gelmiyor." dedi.

"Kudret'inkiler burada olsa onlardan biri diyeceğim ama bir tek Naciye var." dedim. Sonra Deniz'e gülümseyerek "O da malum, yapması imkansız sayende." dedim.

"Azra gerçekten nasıl gülebiliyorsun bunu söylerken?" diye sordu bir yandan da sinirle bacağını sallamaya başlamıştı.

"Boncuk ya dur tamam hemen sinirlenme." dedim. Ama yinede Deniz'e bunu hatırlatmanın çok yersiz olduğunu fark edince titreyen ellerini tutup "Belki sana yeterli gelmeyecek ama neden yaptığını hatırla." dedim.

Deniz alınlarımızı birleştirip gözlerini kapayınca ellerini daha sıkı kavradım. Dudağıma doğru götürüp küçük küçük öpücükler bıraktım.

"Aslında yeterli gelecek tek şey buydu." diye fısıldayıp alınlarımızın ardından dudaklarımızı da birleştirince ellerini saçlarıma yerleştirerek kollarımı beline sardım. Deniz gülerek dudaklarını boynuma doğru kaydırırken "Bakıyorum da zaafımı farketmişsin." dedi.

Yavaşça yüzünü okşayıp yukarı kaldırınca bakışlarımız birleşmişti. "Eşitlendik öyleyse." diye fısıldadım.

Deniz gülerek "Ama bu haksızlık. Sen her istediğinde bakabiliyorsun ama bende hiç böyle bir durum söz konusu değil." dedi. 

Yüzüne düşen saçı geriye atarken "Gülü seven dikenine katlanırmış Boncuk." diye cevap verince gülüşü daha çok yayıldı. "Kaçmadan, saklanmadan doyasıya seni izleyebilmek. Şimdi düşünüyorum da nasıl engel olabilmişim kendime?" deyip ona sıkıca sarıldım.

Deniz kollarını bana sararak derin bir nefes aldı. "Sen öyle bir mücadeleniniçindeyken benim bunun farkında olmamam." dedi. "Aklımın başıma gelmesini sağlayan şey her zaman kokun olacak gibi duruyor." dedi.

"Her şey yerli yerinde gibi görünüyordu dışarıdan bakınca" dedim.

"Hiçbir şey olması gerektiği gibi değildi Azra. Kafam, hislerim hepsi allak bullaktı. Tek bir şey nasıl her şeyi bu kadar anlamlı bir hale getirdi bende bilmiyorum ama iyi ki getirmiş." dedi.

"Se-

"Lafına başlamadan, buz gibi olmuşsun." deyip kollarını çözüp ayağa kalktı. Anlamsız bir serinlik her yanımı sardığında Deniz elinde tişörtle arkadan bana sarılıp kollarımı ısıtmaya başladı. Tişörtü elinden alıp ayağa kalktığımda Deniz "Neden kalktın ki?" diye sorarken gözü üstüme takıldı.

"Geç oldu ya uyuruz diye kalktım yatağı açmak için." diye cevap versemde Deniz dalmıştı.

"Evet." deyince saçma bir şey dediğini fark edip "Pardon." dedi. Tişörtümü giyerken dediğimi tekrar edip yatağın örtüsünü açıp ona baktım. 

"Hala birlikte uyuyacağız, değil mi?" diye sordum son yaşananlardan sonra bundan vazgeçmemesini umarak.

"Hatırlatman gerekliydi değil mi?" diye cevap verince rahatça bir iç çekip "Neyi hatırlatmam?" dedim.

Deniz gülmeye başlayınca ona yaklaşmak için bir adım attığımda ayağımdaki yeni yara sızladı. İstemsizce hafif bir "Ah" dediğimde Deniz endişeyle "Yaran mı acıyor yoksa ağrı kesici ister misin?" diye sordu. 

Elleri anında ellerimi buldu. Gözlerimin içine bakarken "Alt tarafı bir kesik Boncuk, ağrı kesici falan amma abarttın." deyince gözlerini kaçırdı.

Neşelenmesi için "Ama sen böyle yapacaksan hemen bir serum da bağlatabilirim." dedim. Deniz buna da gülmeyince "Bir sorun mu var?" diye sordum.

"Yok yok, öyle endişelendim sadece." dedi.

Bu dediğine inanmadığımı anlaması için "Boncuk" dedim.

"Yarın uzun bir gün olacak. Hadi yatalım artık yarın konuşuruz." deyip kendiyle beraber beni de yatağa doğru sürükledi.

Aklından ne geçtiğini deli gibi merak etsem de ona uymaya karar vererek ona sarılıp gözlerimi kapadım. Elleri saçlarımdaki yerini alıp onlarla yavaşça oynamaya başladığında az sonra uykuya dalacağımın bilinciyle son bir kez daha mavilere bakmak için gözümü açtım. "İyi ge-

Hafif pembeye boyanmış bakışları benimkiyle buluşunca hiçbir şey diyemeden ona sarılıp saçlarını okşamaya başladım. Ona ne kadar sıkı sarılırsam yaşadıkları o kadar çok bana geçecekmiş gibidaha sıkı sarmaya çalıştım kollarımı. Bu an aklıma başka bir anı getirince kollarımı gevşedip bakışlarımızı birleştirdim. 

"Deniz lütfen bana yarın yüzünden bu halde olduğunu söyleme, yapma bunu bana." dedim yalvarırcasına.

"Neyi yapmayayım Azra? Benim yüzümden ertelediğin şeylerle yarın yüzleşeceksin." dedi.

"Senin sayende yarın yüzleşeceğim. Sen beni ikna etmeseydin yarın gayet normal bir gün olacaktı herkes için." dedim. "Ayrıca yine de normal bir gün olacak zaten. Sonuç her ne çıkacaksa bunun sorumlusu ben olacağım. Sen değil, Kudret değil, ben." diye devam ettim.

"Şu halimize bak. Hala bana moral vermeye çalışıyorsun Azra. Bunu benim sana yapmam gerekirken hem de." dedi Deniz gözlerindeki yaşları silmeye çalışırken.

"Moral vermiyorumki Boncuk gerçekleri söylüyorum." derken yüzünden düşen damlaları teker teker öptüm.

"Ama ortada verilmesi gereken bir moral varsa onu da en iyi ben veririm sen hiç merak etme." dedim.

Deniz nihayet gülmeye başlayınca "Ha şöyle artık mutlu olmaktan çekinme Boncuk. Yaşadığın onca şeyden sonra artık bir gününü bile mutsuz geçirmemen gerek senin." dedim gülerek. 

Ama gülmem ciddi olmadığım anlamına gelmezdi. Yarından itibaren Deniz'i mutlu etmek için elimden gelen her şeyi yapacaktım.

Ellerimiz birbirini bulduğunda Deniz "Seninde Güzelim." dedi.

"Orası kolay sen mutluysan ben otomatikman mutlu oluyorum zaten." dedim.

"Bir taşla iki kuş diyorsun yani." dedi gülerek.

"Aynen öyle diyorum Boncuk." deyince Deniz başımı boynuna bastırarak beni kendine doğru çekti. Boynuna küçük öpücükler bırakmanın ardından derin bir nefes alıp "İyi uykular Güzelim." dedim.

Deniz'in elleri saçlarımdaki yerini alırken "Seni seviyorum." diye fısıldadı.

•••

Şükür kavuşturana:) Bir sonraki bölüm için arayı bu kadar açmayacağım söz hatta bir bakmışsınız hafta sonu gelmiş bile...

KADER ~ AZDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin