48. Bölüm

1.2K 80 4
                                    

AZRA

Serumun iğnesini kolumdan çıkarırken Deniz'de masaya not yazıyordu. "Ne yazıyorsun Güzelim? 'Hadi biz kaçtık, sevgiler' mi?" dedim yanına giderek.

Deniz notu masaya bırakıp yanıma geldi. "Yok bizi kırmızı bültenle aramamaları için huysuzlandığını ve yataktan bir an önce çıkmak istediğini yazdım." dedi gülerek.

Canımın yanmasını umursamadan ona sarıldığımda onu tekrar kollarımın arasına alabildiğim için şükretmeye başlamıştım. "Nereye gidiyoruz demiştin Boncuk?" 

"Sen şaşırt beni deyince ben de sürpriz yapmaya karar verdim o yüzden şu an öğrenmem mümkün değil." dedi.

"O zaman ben meraktan çatlamadan hemen gidelim." dedim.

Deniz "Hay hay" diyerek benden ayrılıp yatağın üstündeki örtüye uzandı. İkincisine de uzanıp katlamaya başlayınca ona gülerek "Reviri toplayacak vakit mi sence?" dedim.

Deniz rulo yaptığı iki örtüyü koltuk altına sıkıştırıp bana döndü. "Küçük düşünüyorsun Sevgilim." deyip yanağıma bir öpücük bırakıp elini uzattı. "Hadi gidelim." 

•••

"Deniz son kez soruyorum ne işimiz var C blokta?"

"Azra sessiz ol, az sonra anlayacaksın. Ayrıca işimiz tam olarak C blokta değil zaten." deyip bir odaya girdi. "Ayrıca sen burayı nereden biliyorsun?" deyip arkasından girdim.

"Kaptanlığın faydaları diyelim. Konuşulanlar bir şekilde geliyor kulağıma." dedi. Bizi çamaşırhane gibi bir yere getirmişti. Biraz dinlenmek için masalardan birinin üstüne oturdum. 

"Çok yoruldun değil mi?" deyip yanıma geldi. 

"Hayır hiçte bile." dedim.

"Doğru söyle ağrın varsa hemen geri dönüyoruz bak." dedi sonra kararını değiştirerek "Hatta şimdi dönüyoruz." deyip beni yavaşça masadan ayırdı.

"Deniz iyiyim diyorum oyunbozanlık yapmasana işte." deyip karşı çıktım. O sırada yaklaşan bir adım sesi duymamızla dolapların olduğu yere geçip saklanmaya başladık. Deniz tezgahın altını işaret ettiğinde ses gittikçe yaklaşmaya başlamıştı.

DENİZ

Tek mantıklı yer olan tezgahın altına saklandığımızda Azra hemen önümüzdeki sepete uzandığında ona izin vermeyip sepetle önümüzü kapadım. Dizlerimi kendime çekip ona bakmaya başladım. Canının yanıp yanmadığını kontrol ederken Azra'nın gülmemek için kendini zor tuttuğunu fark edip sessiz ol işareti yaptım.

Bu hareketim onu daha çok güldürünce çenesini kavrayıp, onu kendime doğru çektim. Dudaklarımı onunkilere bastırarak daha fazla ses çıkarmasına engel oldum.Azra bana karşılık vermeden öylece durduğunda, gelen kapı sesinden içerdeki kişinin kimseyi göremeyince çıktığını fark ettik.

Bir an önce buradan çıkmak isterken özlediğim dudaklardan ayrılmam sandığım kadar kolay olmadı. Azra'nın rahatladığını öpücüğüme karşılık vermesinden anlayınca ağzımdan bir kahkaha çıksa da Azra bunu umursamadan öpüşünü derinleştirdi. 

Nefesim tükenmeye başladığında ondan ayrılmak zorunda kalmıştım ama Azra dudaklarını boynuma kaydırarak oraya öpücükler bırakmaya başlamıştı. Gözlerimin içine bakıp tekrar dudağıma yönelirken "Canımın yanmadığını sana daha iyi kanıtlayabilirim istersen." dedi.

"Bunun bir parçası olmaktan mutluluk duyarım." dediğimde gülüşü yüzüne yayılmıştı. Gönül rahatlığıyla onu öptükten sonra Azra alınlarımızı birleştirerek "İlk gerçek randevumuz sandığımdan da hareketli geçti." dedi.

KADER ~ AZDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin