51. Bölüm

1.3K 92 66
                                    

DENİZ

Yüzümdeki yaşları silmeye çalışırken "Hayır Güzelim. Senden bulaşmıştır herhalde." dedim.

Baş parmağını gözaltımda gezdirirken "Ağlamışsın." diye tekrarladı.

Pes edercesine evet anlamında başımı salladım.

"Benim yüzümden. Ben üzdüm seni."

"Hayır Azra. Sen değil." diye tekrar karşı çıktım ona.

"Birbirimize yalan söylememe konusunda anlaşmıştık."

"Tamam o zaman. Hem evet hem hayır." deyip elini tuttum. "Belkide sadece yalnız kalmaya ihtiyacın varken ben üstüne geldim sen-

Azra'nın elimi bırakmasıyla sözüm yarım kalmıştı. Üstümden geçip yataktan kalktı. Bir anda değişen ruh haline adapte olamayıp ona bakarken yattığım yerde dikleştim. Azra sandalyesine oturup masadaki en kalın kitabı okumaya başladı.

"Peki. Sen nasıl istersen." deyip yataktan kalktım. Bu durumda yapabilecek başka hiçbir şeyim yoktu.

Herhangi bir şey söylemeye yeltenmeyince başımı sallayarak ona doğru gittim. Saçlarına ufak bir öpücük bırakmak istesemde bunu yapamadan odasından çıktım.

•••

Odama geri döndükten sonra gözüme uyku girmediği için çizim yapmaya başlamıştım. Rüzgar'ın yüzü benimle buluşunca ona gülümsedim. Gözümde biriken yaşlar kağıda dökülürken ilk kez birine gerçekleri söylememenin aslında onun yararına olduğu gerçeğiyle yüzleştim. 

Azra'nın gerçeklerden haberi bile yokken bu kadar dağıldıysa gerçekleri öğrendiği anda kendini asla toparlayamazdı. Yaşadığım vicdan azabının yavaş yavaş azaldığını hissettim. Eğer Rüzgar hayatta olsaydı, o da bir an bile düşünmeden saklardı böyle bir şeyi Azra'dan.

Saklardı, değil mi?

Kapımın gıcırtısını duymamla arkamı döndüğümde karşımda endişeli bir Azra görmeyi hiç beklemiyordum.

"Azra" deyip yanına gittiğimde odanın ortasında onun kolları arasında bulmuştum kendimi.

"Benim sana ihtiyacım var. Başka hiçbir şeye değil." diyerek kollarını daha sıkı sarıp çaresizce "Bırakma beni." diye fısıldadı ardı ardına.

"Asla, asla bırakmam seni." dedim. Azra geri çekilip gözlerimin içine baktı. "Seninle uyuyabilir miyim?" diye sordu.

Belli ki kötü bir kabus görmüştü. Gözleri kızarmış. Vücudu titriyordu. Elinden tutup onu yatağa doğru götürdüm. "Ben yastık getirip geliyorum." dedim. 

Azra elimi bırakmayıp "Gitme." dedi. Yastığın bir ucuna başını koyup boş tarafı eliyle işaret etmesiyle yanına yerleştim. Uzun uzun ona bakarken Azra bana biraz daha yaklaşıp kollarını belime sardı. Tekrar kaçmayacağını umarak kollarımı ona sarıp onu iyice kendime çektim.

"Kötü bir rüya mıydı?" diye sordum. 

Azra uzun bir süre kokumu içine çektikten sonra başını salladı. "Benim sana bir şey itiraf etmem gerekiyor. Ben artık bununla yaşayamıyorum." dedi.

"Neyle Güzelim?"

"Neden o mutfakta olduğumla, neden Hasret'le tartıştığımızla ilgili." dedi. Rüzgar hakkında konuşmasını beklerken söylediği şeyle hazırlıksız yakalanmıştım.

"Boş ver şimdi bunları. Hepsi geçmişte kaldı. Hadi kapa gözlerini." dedim. 

"Ama beni dinlemen gerekiyor Deniz." dedi başını boynumdan çekerek.

KADER ~ AZDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin