DENİZ
Kudret'in son cümlesini duyduktan sonra verdiğim sözü daha fazla tutamayacağımı anladım. Artık dediklerinin ve yaptıklarının cezasını çekmeliydi. Gözüm dönmüş bir halde Kudret'e doğru koşmaya başlamıştım. Yaşadığım adrenalinle beni durdurmak için önüme geçen, nefes nefese kalmış Hasret'i bile bir kenara ittirdim.
Avlu'nun diğer ucuna gitmem çok kısa sürsede yinede Kudret'e yetişememiştim. Beni hazırlıksız yakaladığını sanıyordu. Ama nereye gideceğini çok iyi bildiğim için kısa yoldan B2 ye doğru koşmaya başlamıştım. Tahmin ettiğim gibi blokta hiç kimse yoktu.
Kudret'in tayfasından Hacer ve Naciye'nin bloğa girmesiyle odalardan birine saklanmam bir oldu. Camdan onları izlerken kameraları etkisiz hale getirdiklerini gördüm. Güzel, Kudret'in işini burada bitirirsem hiçbir kanıt bulamazlar diye düşünürken kapının sesini duydum.
Kudret'e bu kadar kolay teslim olmamak için sakladığım bıçağı çıkarıp gelen kişinin ağzını kapatarak bıçağı gösterdim. Gelen Sezen'di. Bir kaç kere bizim bloğa gelip gittiğini, Azra'yla da konuştuğunu görmüştüm. Çırpınmadığı için kendime döndürdüm ve yavaşça elimi kaldırdım.
"Sakın bağırayım deme!" diye uyardım onu.
"Deniz ne işin var senin burada? Seni bulursa ne yaparlar biliyor musun? Her şey plandı Deniz, senin sinirleneceğini bildiği için etti o lafları amacı seni buraya çekip işini bitirmek." Gerçekten dışarıdan bu yalana inanacak kadar aptal mı görünüyordum?
"Yalan söylüyorsun. Sen kimsin ki ben sana inanayım? Şu an sadece Kudret annene zarar gelmesin diye bunları söylüyorsun. Daha düne kadar eğlencesine beni dövmedin mi sen şimdi ne değişti?"
"Ne mi değişti? Geldiğinden beri şiddet yanlısı olmayan ama şu an Kudret'i öldürmek için pusuda bekleyen senden mi bahsedeyim? Bağımlı olduğum zamanlarda beni ve kocamı işe aldığı için minnettar olduğum ama masum bir kızın hayatını bir telefonla bitiren Kudret'ten mi bahsedeyim? Yoksa Kudret'e borçlu olduğumu düşünüp onun gözüne girmek için her istediğini sorgulamadan yapan ama şu an bu konuşmayı bile Azra istediği için yapan kendimden mi bahsedeyim?"
Azra demesiyle şaşkınlığım iyice artmıştı. "Azra mı?" Şu an neredeydi acaba en son peşimden bağırışlarını duymuştum.
"Evet, Azra. Büyük ihtimalle şu an buraya gelmemesi için Kudret ve tayfasıyla kapışıyordur."
"Sezen gerçekten şu an şakanın hiç sırası değil."
"Deniz şaka yapmıyorum. Ben-"
"Sen ne, iyi polis mi oldun şimdi de?"
"Azra inanamayacağını söylemişti, haklıymış. Belki bu yardımcı olur anlamana." deyip bilekliğini çıkardı. Ve bileğindeki çizim olduğu belli olan küçük uçurtmayı gösterdi. Kafamı anladım der gibi sallayıp sordum.
"Sen ne zamandır Azra'nın yanındasın?"
"Kudret'in telefon konuşmasına kulak misafiri olduğumdan beri."
"Hangi telefon konuşması?" İyice sinirlenmeye başlamıştım. Neden tek seferde söylemiyordu ki.
"Bende dinlerken anlamadım. Kudret "Keşke onların tanışmalarını hiç sağlamasaydım. Boş yere oğlumun canı yanacaktı." diye bir kızdan bahsediyordu. Sonra haberleri izleyince o kızın Ecem olduğunu anladım. Bende çocuğumu daha iki aylıkken kaybetmiştim. O yüzden anneliğin elinden alınması nasıl bir duygu iyi bilirim. Öğrendiğim an senin yanına gelmek isterken koridorda Azra'yı gördüm. Takip edince malzeme odasında sinir krizi geçirdiğini duydum. Kudret'in yaptığını o da anlamıştı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER ~ AZDEN
JugendliteraturAlternatif AzDen kurgusudur. Her şey Avlu'nun 10. bölümünden itibaren başlar. ••• Azra "Sevgilim, Hayatım, Dünyam, Bitanem.." diyerek Deniz'e baktı. Orada olduğundan emin olduktan sonra "Bunlar sana aşık olduktan sonra sana söylemek istediğim şeyler...