69. Bölüm

936 47 4
                                    

DENİZ

Sabah

"Abi nasıl gelmez ya? Onca plan, dilekçeler hepsi boşa mıydı?" diyen Azra'nın sesiyle başımı çizdiğim ev resminden kaldırdım.

"Ben de bilmiyorum Azra. Zerrin konuşurken duydum." dedi Jale. Duyduklarımın üzerine odadan çıkıp kızların yanına giderek "Güzelim ne oluyor?" diye sordum telaşla.

Bütün kızlar ortak alanda toplanmıştı ve herkes perişan görünüyordu. "Kızlar?"

"Bütün planımız suya düştü." diye açıkladı Azra.

"Savcı geldiğinde ufak bir olay çıkartıp dilekçe vereceğiz demiştik ya."

"Evet."

"Zerrin savcıyla konuşmuş. Her şeyin yolunda olduğuyla ilgili rapor hazırlamış. Savcı da teftişi ertelemeye karar vermiş." dediğinde derin bir nefes aldım. Bu gerçek olamazdı. Tam da Azra'dan özgürlüğüne kavuşma yemini almışken hemde.

"Tamam başka bir plan yapalım o zaman. Olay çıkartalım ne bileyim ufak bir yangın belki." dedim bir çözüm sunmak istercesine. Ama devamını getiremedim. İşler ters giderse birileri canından olabilirdi.

"Nasıl yapacağız Kaptan? Yeni gardiyanları görmedin mi? Artık her yerdeler." dedi Derya.

"Bir yolu olmalı." dedi Azra. "Ama aklıma hiçbir şey gelmiyor. Bir de Jale'yle haber göndermiş. Artık kimse hiçbir yerde söz sahibi değil diye."

"Mutfak ve çamaşırhaneyi mi kastediyor?" dedim.

"Onları da almış elimizden. Bir havalandırmamız kaldı geriye o da yalnızca bir saat." dedi Hasret.

"Yani elimizde koca bir sıfır var, değil mi?" diye sordum.

"Ne yaparsak yapalım buradan çıkışımız yok yani Boncuk."

"O zaman Erhan'la konuşalım. Basına haber versin, buradaki katı kurallardan bahsetsin. Madem savcının buraya gelmesi için bir olay gerekiyor biz de onu yaratalım. Açlık grevi yapabiliriz mesela." dedim. Belki de en doğrusu pasif direnişin ta kendisiydi.

•••

Öğle yemeğinden sonra Erhan'la görüşme talebim kabul edilmişti. Görüş odasında onun gelmesini beklerken geçen saniyeler saatlere eş değerdi.

Eğer Erhan basına ulaşırsa her şey planladığımız gibi olacaktı. Ama ya ulaşamazsa? Her şey o kadar pamuk ipliğine bağlıydı ki. Bileğimdeki kelepçe sanki boynumdaymışçasına beni kıstırırken, olumsuz düşünceler git gide bütün benliğimi kaplamaya başladı ve o anda kapı açıldı.

Aslında her şeyin yoluna girme ihtimali vardı. Tabi, gelen Zerrin değil de Erhan olsaydı.

"Bakıyorum şaşırdın beni görünce. Yanılmıyorsam sen bir başkasını bekliyordun." deyip karşıma oturdu Zerrin.

"Neden böyle bir oyuna gerek duydunuz ki?"

"Belki ben de sizin gibi oyun oynamayı seviyorumdur Deniz, kim bilir." dedi. Nasıl her şeyden haberi olabilirdi ki? Ya da ben gün geçtikçe paranoyaklaşıyor muydu?

Bozuntuya vermemeye çalışarak "Oyunları sevdiğim pek doğru sayılmaz." dedim.

Zerrin belki de ilk defa bu kadar içten gülerek "Aa ama buna bayılacaksın." dediğinde artık gerçekten korkmaya başlamıştım. 

Derin bir nefes aldım. "Ne saçmalıyorsunuz siz?" 

"Kartlarımı açık oynamayı tercih ederim Deniz. Özellikle düşmanım olmayanlarla, seninle mesela." Beni düşmanı olarak görmediği için ne kadar da şanslıydım(!)

KADER ~ AZDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin