KÇ. 3.BÖLÜM

9.1K 446 121
                                    

Multi: Mete ve çetesi.

Abimin odasından çıkmıştım. Daha fazla işim olmadığı için bu haberi bizimkilere verecektim. O yüzden eski okulumuza gidecektim.Boş koridorda yürürken aynı zamanda okulu inceliyordum. Baya güzeldi. Kırmızı ve siyah ağırlıklıydı. Camla çevrili yerde durduğum da gördüğüm kupalar ile sırıttım. Hepsi farklı farklı alanlar da alınmıştı. Abimin okulu bi mühteşemdi.

Bahçeye çıktığım da çoğu göz üzerime değsede ilgi odağı o sarışın mete denen çocuğun yanındaki kızdı. Hala o kendinden küçük olan kız ile konuşuyordu. Aşağlıyor da diyebiliriz. Herhangi bir kızın yanında durup kollarımı göğsüm de birleştirdim." Bu kızın derdi ne? Neden kızla uğraşıyor?" diye sorduğum da kız başını sağa sola salayıp," Derdi sadece daha da göz önünde olmak, saygı duyulan olmak, kendini yüceltmek." kaşlarımı çatmış kızı izliyordum. Bu durumdan rahatsız olduğu belliydi. " O kızın tek şucu ise meteyi sevdiğini söylemek ve de azıcık yüzünün güzelliği olmaması." Kafamı salayarak kızı onayladım. Mete ye baktığım da kollarını diseklerine yerleştirmiş sarışın kızın diğer kızı aşalamasını izliyordu, sırıttarak.

Biraz daha yaklaşarak bağırarak konuşan kızı dinledim." Sen kendini ne sanıyorsun? Kızım sen aynadan kendine bakıyor musun? Ucube gibisin. Bu tipinle meteyi sevmek mi? Salak." aşağılayıcı konuşmasını yaptıktan sonra kahkaha atmıştı. Pür dikkat onu izliyordum. Diğer kız başını eğmiş sessizce ağlıyordu. Sarışından daha güzel olduğu belliydi. Bi kere yüzündeki o saflık yeterdi. Yanındaki bazı kişiler sarışın kızı desteklemek için birkaç birşey daha söylediğin de sarışının attığı bakış ile yüzümü buruşturdum. Böyle birşey yaptığı için gururlanmıştı.

Yanındaki kızdan kahve bardağını aldığın da dumanı üstünde tütüyordu. Yapacağı şeyi anladığım da daha fazla durmadan olaya müdahele ettim. Sarışının arkasına geçtiğim de, sessiz ce konuşmasını dinledim." Şimdi sana bi iz bırakacağım ve ölene dek onu yüzünde taşıyıp. Haddin olmayan şeyler yapmamayı öğrenceksin ezik." kahve bardağını kaldırdığın da elini tutum ve kahveyi aldım. Elinden aşağıya dökerken çığlığı ile herkesin odak noktası olmuştum. Kızı izekleyip sarışının karşısına geçtim. Ezik dediği kıza kısa bir bakış attıp gözlerimi kapattıp açtım. Koşar adımlar ile ordan ayrılırken karşımdaki sarışına baktım. Acı ile elini salayıp duruyordu. Arkadaşları ayaklanmıştı. Kahve bardağını yere attıp ezdim. Onun hizasına eğilip sırıtarak," Bu ize bakıp bakıp beni hatırlarsın. Haddini bilidirme işini ise en yakın zaman da halledeceğiz." şaşkın bakışlar için de bahçeden çıktım. Herkes şok olmuş gözler ile bana bakarken erkeklerin hayran bakışlarına göz devirdim.

Bizimkiler ile gittiğimiz okulun bahçesinden girdiğim de herkes beni tanıdığı için ya günaydın diyor ya da başı ile selam veriyordu. Okulumu seviyordum. Ne kadar da olsa insanları olmadık yere eziklemezdik diğerlerine karşıt. Ama ufak tefek pürüzlerde mevcuttu. Bizimkileri çardakta oturuyor bulduğum da adımlarımk hızlandırarak yanlarına vardım. Kısa bir selam verip oturdum. Uraz kolunu omuzuma attıp beni kendine çekince gülüp bizimkilere haberi verdim." Korkmaz kolejine gidiyoruz." hepsi kaşlarını çattıp bana bakınca daha da açmam gerektiğini düşünüp," Abim, artık kendi okulumuzda okumamızı istiyor. Hem orda eğleneceğimiz çok güzel şeyler buldum." göz kırpıp sırıttım. Beni onaylayan mırıltılar çıkardıklarında şöyle bir süzdüm onları.

Hepsi bana çocukluğumun hatırasıydı. Hepsi ile en zor zamanımda tanışmıştım ve hayatıma almıştım. Bulut amcamın tek çocuğuydu. Çok sessiz ve sakindi. Çok iyi anlaşırdık beni kendine yakın gördüğü için herşeyimizi paylaşırdık. Uraz ise hayatıma çok ama çok erken girmişti. 4 yaşında filan. Çok severdim onu, ve onun yerini ayrı yapan bana verdiği değerdi. Kardeşini kanserden kaybetmişti. Küçük kardeşi ece ise bana çok benzerdi. Hareket olarak. Kardeşini kaybettiği süre boyunca yanında olmaya gayret göstermiştim ve olmuştum da. Çok zor zamanlar geçirmişti. Barki ise içimizdeki en şebeklerden. Duygularını dışarıya vurmaktan çekinmeyen biri. Zaten onu da öyle olduğu için seviyorduk.

İki kızımız aleyna ve nil. Aleyna sarışın kızların en güzeliydi. Sarı saçları ve tatlı yüzü ile öne çıkardı. Kendini çok severdi ve çetede anaç davranmaya bayılırdı. Azıcık salaktı ve beni sinir ederdi ama bu önemsiz bir ayrıntı. Nil ise kumraldı. Hafif tombiş olan yüzü onu daha güzel yapıyordu. Dedikoduların prensesi olarak anılırdı. Herşeyi şıp diye bulurdu. Biz kızlar anamızın karnında dedikoduya meili olarak doğuyorduk.

Hepimizin ailesi yurt dışına gidip gelirlerdi. Ailelerimizin dostluğu da bizim gibi çocukluğa dayanıyordu. Hepsi biribirinden güzel ve yakışıklıydı. Yurt dışı meseklerinde kendilerinş yükseltmek için ideal bir yer olduğu için sıkça gidip gelirlerdi.

Kafamı urazın göğsünden kaldırdım. Biraz daha bizimkileri süzersem gözlerim çıkacaktı. Bizimkilere bakarak ayağıya kalktım." Abim kayıt işlerini halledecekmiş yani bu okul ile olan bağlantımız şuandan itibaren kesiliyor. Çıkabiliriz bence?" gülüp benimle beraber kalktılar. Aleyna arkasını dönüp, "Ah ah necmi hocam sizi çok özleyeceğim. Bu okuldaki deliliklerim sizleri de, ey soyunma odası sen nelere şahit oldun. Hele o kantinin dili olsa da konuşsa." sırıttarak onu dinliyorduk. Cidden bu okul nelere şahit olmuştu nelere olmamıştı. Bir kolej değildik ama adını yüceltmemiz sayesinde çok iyi bir yerdeydik.

Daha fazla bakmanın anlamsız geleceğini bildiğimiz için arabalara doluştuk. Ateş ile urazın arabasına bindiğimiz de uraz göz kırpıp birden gaza yüklenmesi ile güldüm. Hıza aşık bir insandım. Ve ne türü olursa olsun çok hoşuma giderdi. Bizim eve doğru sürmeye başladığın da gözlerimi yumdum.

Bir alev korkmaz hiçbir fırsatı kaçırmadan her yerde uyuyabilecek bir kapasiteye sahiptir.

Ve bir bölümün daha sonu. Hikayeyi yavaş ve sinirerek yazmak daha güzel geldi. Umarım bu hali sizinde hoşunuza gidiyordur.

Oy ve yorumlarınızı bekliyoruuum.

Öptüm bal yanaklarınızdan❤

Kızıl ve Çetesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin