Kızıl ve Çetesi

KÇ. 15 BÖLÜM

Multi: Mete.

Gecenin geri kalanın da içkinin boğazımdan akışını tek hissetmiştim. Yankı benim dengelerimle oynuyordu,bundan asla şikayetçi değildim, ama artık ona mızlızlanmak istiyordum. Uğruna ağlamak beni bitiriyordu. Sarhoş olup herşeyi unutmak istiyordum fakat, bünyem alkole dayanıklı olduğu için artık işlemiyordu. Ateşler aleyna ve nili nihayet pissten kurtardığın da ikisi de sızmıştı. Biten şişeyi masaya bırakıp dönen başımı hiçe sayarak ayağıya kalktım. Bizimkilerin gözü bana dönerken,"Lavaboya gidicem. " dediğim de kafalarını salamışlardı. Hafif bir şekilde dönen başımla yürümeye başlamıştım ki kapının önünde ki kargaşa dikkatimi çekti.

Kaşlarımı çatarak dışarıya çıktığım da barın önünde kavga eden bi kaç serseri tipli insan vardı bizim kapıda ki adamlara döndüm."Hayırdır,olay ne? " dediğim de sağda ki adam bana dönüp sesten dolayı kulağıma doğru eğilmişti."Anlamadık alev hanım, birden iki taraftan gelip kavgaya tutuştular. Ayırmak için biraz uğraştık fakat sadece salayıp duruyordular birbirlerine. Aralarına bile giremedik." kafamı anladım diyerek saladığım da gözüm motorumu park ettiğim yere değdiğin de siyah kapşunlu birinin alel acele motoruma birşeyler yapmaya çalıştığını anladığım da kolumun ucuyla iki adama vurdum,"Peki, o kim ve orda ne yapıyor? Benim motorumla? " ikisinin de gözü oraya dönerken adamlara bakıp ofladım. Resmen bi boka yaramışlardı.

Onları arkamda bırakarak motoruma doğru koştum. Tam kapşonunu indirecekken ayaklanmıştı bana doğru döndüğün de sadece kirli sakalarını ve kahverengi gözlerini görmüştüm. Gözleri beni gördüğünden olsa gerek kocaman açılırken omuzunda ki elimi itirmiş ve koşarak uzaklaşmıştı. Adamlara kavgayı durduranları işaret ettip,"Ozanı ara, burayla ilgilenin. Birisi bile eksik olmayacak." diye bağırdığım da kapşonlu hızla koşmaya devam ediyordu. Ara sokaklardan peşine verdiğim de beni baya arkasında bırakmıştı. Derin bi nefes verip hızına yetişmek için sağda ki sokağa girmiştim. Hızlıca önüne çıkmak için çıkmaz sokağa girdiğim de duvara tırmanıyordu. Ayağını tutup yere düşürdüğüm de ayağım ile eline bastım."Kimin adamısın?" diye sorduğum da kafasını kaldırdı kapşonunu indirmek için hamle yapmıştım ki elimi hızla çekip,"Peşimi bırak, önüne bak ve mümkünse kendine dikkat et." dediğin de ana caddeye çoktan çıkmıştı. Koşarak barın önüne gittim.

Adamlar önüme doğru geldiğin de onları durdup motora bindim. Gaza basarken arkama doğru bağırdım. "Bizimkilere eve geçtiğimi söyle." gaza tamamen basıp ana caddeye çıkmak için sokaktan sokağa saptım. Ana cadeye çıkmak için iki sokak atlamıştım. Ana caddeye tamamen çıktığım da hala kaldırımda koştuğunu görmemle gaza yüklendim. Kimin adamı olduğunu öğrenmem şarttı. O kavganın da durduk yere çıktığı yoktu. Hepsi bi yere bi adama çıkıyordu ve ben kimin olduğunu bugün öğrenecektim. Motora tamamen yüklendiğim için gelen rüzgar saçlarımın içinden geçiyordu. Kaskı bile takamamıştım. Gelen motor sesiyle bana doğru dönmüştü. Beni tanımış olacak ki koşarak diğer kaldırıma geçtiğin de ona bakmıştım. Kafasındaki kapşonu indirip bana el saladığın da frene basmak için hamle yapmıştım ki motor daha da hızlanmıştı. Kaşlarım otomatikmen çatılırken bir kez daha frene bastım. Fren yine tutmazken düştüğüm tuzağı anlamıştkm ama artık çok geçti.

Karşıdaki ağaça çarparken hızımdan dolayı motordan yere hızlı bi şekilde düşmüştüm. Kafamda ki sızı ile gözlerim kapanırken aklımda sadece huzurum,mavim vardı.

Sanırım ona gidiyordum.

YAZAR'DAN devam,

Alev karşıda ki ağaça toslarken arkasında ki belki de ölümüne sebep olacak kişi keyifle gülümseyip kapşonlusunu çıkarıp çimenliğe attı. Elini cebine atarak telefonu çıkardı ve bu keyifli haberi patronuna da verdi,
"Tamamdır patron, alev korkmaz şuan kanlar içinde yerde." karşı taraftan bir kahkaha gelmiş ve ardından telefon kapanmıştı. Daha fazla orda durmayarak yoluna bakan genç belki de başına geleceklerden bi haberdi.